NEDENSE GÖRMEZDEN, DUYMAZDAN GELİYORLAR
Yaşar EYİCE / Yeni Vizyon Gazetesi
*- Bizi kurtaracak sistem!
Mustafa Balbay’dan gelen mesajda, ‘Bugün en uzun gece!’ deniyordu...
Mesajı alınca, ‘Nihayet kurtuluyoruz!’ diye düşündüm.
Ama karanlıktan kurtulmak, sıyrılmak o kadar kolay mı?
Daha ne kadar bekleyeceğiz...
Uyanınca saate bakıyorum...
Saat 08.00...
Pencereden dışarıya bakıyorum; hala zifiri karanlık...
Sokak lambaları yanıyor, uzaktan araçların gürültüsü geliyor...
Birçok yerde işbaşı yapılmış...
Öğrenciler derste...
Kaç zamandır gündüzlerin gece olmasından yakınıyoruz...
Neredeyse herkes bunu konuşuyor...
Hatta konu Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne bile getiriliyor.
İlgili ilgisiz hemen her bakana başta hemşehrileri olmak üzere hep soruyorlar...
Söylenen hep aynı:
‘Uzmanlar inceliyor, hesaplıyor!’
Ben bunu şuna benzetiyorum:
Bir yetkiliyi aradığınızda size söylenen şudur:
‘Toplantıda efendim!’
Hiçbir zaman bu toplantı bitmez...
Hep meşguldürler...
Halkın deyişiyle; Sanki memleketi kurtarıyorlar?
Kurtarılacak olanlar, öğrenciler ve işe gidenler...
Karanlıkta gidiyor, karanlıkta dönüyorlar...
Neyse yakında, daha doğrusu seneye gün yüzü görürler...
Öğretmenimiz, ‘Seneye buluşmak üzere!’ diyerek sınıftan ayrılınca, ‘Neden?’ diye merakla sormuştuk...
Aralık ayının son günlerinde olduğumuzu o an için unutmuştuk...
Birkaç gün sonra yeni yıla gireceğimizden, öğretmenimiz de böyle demişti...
Aldatmaca kandırmaca yok, ama biz bu cümleyi beynimizde büyütmüştük...
Aslında Türkçemizde çok güzel atasözlerimiz var...
Bunları burada yazmama ve hatırlatmama gerek yok.
Yalnız ben değil, hükümetin yaz saati uygulamasına ısrar etmesini eleştirmeyen yok gibi...
Uygulamanın ısrarla devam ettirilmesi ile ülkemizde hangi alanda kime ne fayda sağlandığını merak ediyorum.
Hepimiz biliyoruz; 21 Aralık gecenin en uzun, gün ışığının en kısa olduğu gün.
Günlerin kısalığı 3 ay daha devam edecek.
21 Martta gece ile gündüz eşitlenecek.
Çocukların karanlıkta okula gitmesi o güne kadar devam edecek.
Öyle anlaşılıyor ki bazılarının görüşü ve isteği doğanın kanunlarından daha değişmez.
Bakanlık yetkililerini, bir nebze olsun öğrencileri düşünmeye ve gün ışığına davet eden Mustafa Balbay’a da katılıyorum...
*- İçi boş mu çıktı?
Saatlerin geri alınması halinde öğrencilerin bu kez akşam karanlığına kalacağı iddiasının ise içi boş olduğunu önceki yıllardan biliyoruz.
Öğrenciler okulda gün ışığında eğitim aldıktan sonra adım adım akşamın, gecenin olduğunu görüyorlar.
Sabaha karşı gün doğmadan kalkıp yollara düşmekle, gün batımına şahit olup eve dönmek aynı şey olabilir mi?
Sorunun bir başka boyutu da dünya ile yaşanılıyor.
En çok ekonomik ve sosyal bağlantımızın olduğu Avrupa ülkeleri ile ilişkilerimizi olumsuz etkilediğini girişimcilerimiz ve işadamlarımız söylemiyorlar mı?
Uygulanan bu karar ile Avrupa ülkeleri ile aramızdaki saat farkı ikiye, İngiltere ile olan saat farkımız ise üçe çıktı.
Sanayiciler uygulamanın hem ticarete hem de ülkemizin imajına zarar verdiğini ifade ediyor.
Mesai saati farklılıkları nedeniyle uyumda sorun yaşanıyor.
*- Neden ses çıkarmıyorlar?
Bankacılık işlemlerinde ortaya çıkan olumsuz etkilerin de ihracat rakamlarına ve ticaretimize zarar verdiği sektör temsilcileri tarafından milletvekilleri ile TBMM’ye kadar ulaştı.
Hükümet içte ve dışta yaşanan sorun ve şikâyetleri gidermek için mutlaka yaz saati uygulamasından vazgeçmeli...
Bunları İzmir CHP Milletvekili Mustafa Balbay’dan öğreniyoruz, peki söz dalaşına girdiği İzmir AKP Milletvekilleri bu sorun ile neden ilgilenmiyorlar?
Yoksa bir sonraki seçimde aday gösterilmemekten mi çekiniyorlar?
Zaten çoğu değişsin yerlerine daha dinamikler gelsin...
Yaz saati uygulamasına ilişkin son günlerde artan şikâyetleri Meclis gündemine taşıdığını hatırlatan Balbay, ‘Millî Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz’a ve Enerji Bakanı Berat Albayrak’a sorular ilettim.
Sorularımın özeti uygulamanın eğitimi ve çocukları nasıl etkilediği, vazgeçilip geçilmeyeceği ya da devam edilecekse olumsuz etkilenen bölge ve illere yönelik saat düzenlemesi yapılıp yapılmayacağı yönünde idi.
Ayrıca vatandaşımızın elektrik faturasının yüzde 10 artmasını mı tasarruf görüyorsunuz diye sordum.
Sorularımıza bilgi edinme kanunu hakkımızı da kullanarak karşılık istedik. Ama cevap verilmedi’ diye konuştu.
*- Yeri ve zamanı mı?
Memleketimizin ve hepimizin başında kara bulutların, daha doğrusu terör belasının dolaşmasına rağmen, gündemden Başkanlık sistemi düşmüyor.
Hükümeti ya da AKP milletvekilleri ile partilileri bir kenara koyuyorum.
Şu yandaşlara ya da beklentisi bitmeyenlere ne demeli?
Adam ya da kadın fark etmiyor, yandaş basında ya da televizyonlarda neredeyse ‘Günaydın’ ya da ‘Merhaba’ demeden her olayda ilk ya da ikinci cümleleri ‘Başkanlık sistemi’ ni met etmek.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Zeynep Altıok, başkanlık sistemine ilişkin olarak yaptığı konuşmada, gündemde olan sistemi topyekun olarak reddettiklerini söyledi.
*- Çözümsüzlük olur mu?
Başkanlık sistemini eleştiren Altıok, önerilen sistemin tek adamlığa yönelik olduğunu savunarak, ‘Ülkemiz, toplumsal barışın, huzurun, refahın her anlamda tehdit altında olduğu çok zor ve karanlık bir süreçten geçiyor.
Bu süreçte, önümüze zorla getirilen, tıpkı 1 Kasım seçimlerinde zorla seçime sürüklendiğimiz gibi, 7 Haziran sonrası mevcut problemlerin çözüme değil çözümsüzlüğe çevrildiği Türkiye’de adeta çözümsüzlüğün bir fırsat olarak görüldüğü ve tek adamın hükümdarlığı için o fırsatın her alanda, toplumun tüm kesimlerini ayrıştırarak, ötekileştirerek nefretle hedef göstererek, kaosun körüklendiği, buradan da tek kişinin kendi çıkarları ve kendisinden olana hizmet odaklı anlayışı ile bir rejim dönüşümünün eşiğindeyiz’ diyor.
AKP’liler, ‘başkanlık sistemi’ denilen, olayı önümüze getirip; ‘Cumhurbaşkanını halk seçecek, halk muktedir bir başkan ile yönetilecek ve böylece sorunlar çözülecek!’ diyorlar.
Karşı olanlardan, CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Zeynep Altıok ise, ‘O akıl; tek akıl olmakla kalmayacak, tek güç olacak ve her şeyi kendisi yönetsin isteyecek. Ve yeni Türkiye diye çıktıkları yolda yeni Türkiye şiarını önümüze getirenlere sesleniyorum;
Bizim yeni bir Türkiye’ye, yeni bir ülkeye ihtiyacımız yok. Bizim sadece yeni bir iktidara ihtiyacımız var.
Çünkü ülkemiz her türlü zenginliğe sahip.
Her türlü değere sahip.
Bir arada yaşama kültürüne sahip.
Yeter ki devamlı nefreti, şiddeti, baskıyı körükleyen ve kardeşi kardeşe düşman eden bir zihniyetle yönetilmesin.
Bize dayatılan başkanlık sistemini topyekun reddediyoruz’ şeklinde konuşuyor.
***-
GÜNCEL
Altay yöneticileri TÜGİAD’ı ziyaret etti
Altay kulübü Başkanı Özgür Ekmekçioğlu başkanlığındaki heyet TÜGİAD Ege Şubesini ziyaret ederek Altay kulübü bünyesinde yaptıkları çalışmaları anlattı.
TÜGİAD Ege Şube Başkanı Hüseyin Canpolat da İzmir 2030 vizyonu çalışmalarında sporun da önemli bir yeri olduğunu söyledi.
İşe kulübün mali yapısını düzeltmeyle başladıklarını anlatan Ekmekçioğlu sözlerine şöyle devam etti:
‘Kulübümüzün üzerindeki transfer yasağını kaldırdık. Futbolcularımızın ve teknik ekibimizin alacaklarını ödedik. Altınordu okullarını aldık. Tesisleşme çalışmalarına başladık. Elimizdeki durağan varlıkları çalıştırmak gayreti içine girdik.
Alsancak stadındaki gelişmeleri yakından takip ediyoruz.
Biz sporu, futbolu çocuklarımıza önemli değerler kazandıracak bir eğitim faaliyeti olarak görüyoruz.
Altay’da yepyeni bir dönemi başlattık.
Çıktığımız bu yolda TÜGİAD Ege gibi değerli sivil toplum örgütlerindeki sizler gibi değerli dostlarımızı yanımızda görmek istiyoruz. Eğer istenen bu sinerji yakalanırsa tekrar Büyük Altay günlerini yakalayabiliriz.’
*- Duruşmaya ‘müzik’ molası
İzmir Barosu Türk Sanat Müziği Korosu 20 Aralık 2016 günü Ege Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi’nde bir konser gerçekleştirdi.
Tamamı avukatlardan oluşan Şef Oğuz Özvardar yönetimindeki koro bir yıllık bir hazırlık dönemi sonunda çalışmalarını meslektaşlarına sergiledi.
Gecede İzmir Barosu Başkanı Av. Aydın Özcan,birlik ve beraberlik mesajı verdi.
*- Kooperatifçilik Günü ve Yerli Malı Haftası
Buca, Dünya Kooperatifçilik Günü ve Yerli Malı Haftası’nı gerçek üreticilerle ele ele vererek kutladı.
Buca Kent Konseyi ve Köy Koop işbirliğiyle Belediye önünde organik pazar kuran Buca Belediyesi, tamamı yerli üreticiler tarafından katkısız üretilen geleneksel lezzet ve ürünleri Bucalılarla buluşturdu.
Üretici köylülerin, tamamen organik olarak ürettiği birbirinden lezzetli ürünlere Bucalılar yoğun ilgi gösterdi.
Tire Süt Kooperatifi Başkanı Mahmut Eskiyörük de etkinlik açılışında,
‘Türkiye’de tarımsal büyüme yüzde 2.1 iken İzmir’de yüzde 5.5 olarak gerçekleşti. Kooperatifçilik anlayışı ve dayanışmasıyla örnek bir modeliz. Tüm ülke bunu görmelidir. Türkiye tarımla ve tarımsal kooperatifleşmeyle kalkınır’ diye konuştu.
***-
GICIK
*- Erkekler, en büyük yanlışlarını, en doğru kadında yaparlar.
*- Ünal Tümin, ‘Soğuktan donsa da elleriniz, yanınızda yüreğinizi ısıtacak insanlar olsun’ diyor.
*- Murat Eştürk şöyle diyor: ‘Tartışmak boşuna, o hep haklıdır. Tartışma karşılıklı olursa yapıcıdır. Tek taraflı olursa, tartışma olmaz, baskı olur.’
*- Öyle insanlar vardır ki, dışı imrenilecek kadar güzel. İçi iğrenecek kadar boştur.
*- ‘Geçmişin’ gitmesine izin vermezsen, ‘geleceği’ oturtacak yer bulamazsın.
*- Beni kaybetti ama sihirbaz falan değildi, şerefsizdi.
*- Hulisi Şenel, ‘Yamuk ağaçtan düz baston çıkmaz! Her şeyden önce sözlerinin arkasında dik durmayı öğrenmelisin’ diyerek, bazılarına mesaj gönderiyor.
*- Şemsi Demircioğlunun tek bir isteği var! ‘ Bana huzur veren insanlar hep yanımda olsun. Diğerleri benden uzak olsun!’ diyor.
*- Güçlü kadınlara aşık olmanın iyi yanı değerini bilirsen adam olursun.
*- Sadelik, bazen insanı yalnızlığa sürüklerken, bazen de huzur verir...
*- Kadir Gümüloğlu yazmış; Bu dünyada özetle üç devir yaşandı. Taş devri, tunç devri ve (P...) devri. Sonuncusu bize denk geldi...’
*- Geldiğin yeri unutmayacaksın. Çıktığın yolda adam satmayacaksın. Haram lokma yemeyeceksin. Seni satanı asla unutmayacaksın.
*- Yüreğin erkeği kadını olmaz. Bir mert olanı vardır, bir de namert olanı.
*- Hani ben kötüyüm, senin gözünde. Hiç düşünüyor musun; acaba sen kaç kuruşluk adamsın benim gözümde.
*- Gülü gülene ver. Kalbi sevene ver. Sevmek güzel şeydir, kıymet bilene.
*- Her şerden bir hayır, her zorluktan bir ders çıkardım. Sırtımdan vuranı alnından, kalbimi kıranı yüreğinden öperek uğurladım.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.