24 Kasım 2024
  • İzmir8°C

YUNANİSTAN SINIFTA KALDI

Aliağa Haber / Foça HaberAliağa / Dikili Haber / Bergama Haber / Karşıyaka Haber/ Menemen Haber / İzmir Yeni Vizyon Gazetesi /İzmir Katip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi öncülüğünde dokuz akademisyen bir araya gelerek, AB ü

Yunanistan Sınıfta Kaldı

15 Ocak 2016 Cuma 17:18

YUNANİSTAN SINIFTA KALDI
Aliağa Haber / Foça HaberAliağa  / Dikili Haber / Bergama Haber / Karşıyaka Haber/ Menemen Haber / İzmir Yeni Vizyon Gazetesi 
İzmir Katip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi öncülüğünde dokuz akademisyen bir araya gelerek, AB üyesi Yunanistan’ın insan hakları açısından ne durumda olduğunu, sayısal verilerle ortaya koydu. Yunanistan’da bir yıl boyunca araştırma yapan Katip Çelebili akademisyenler, ülkede yaşanan insan hakları ihlalleri ve Müslüman azınlığın sorunlarını tespit ederken, kendi deneyim ve gözlemlerinin yanında; öğretmen, öğrenci, idareci, doktor, vaiz, din adamı ve yazarların konuyla ilgili görüşlerinden de istifade etti. 
 
KOMŞUYA “İNSAN HAKLARI” BAKIŞI…
İKÇÜLÜ Akademisyenlerin “İnsan Hakları Açısından Yunanistan’ın Görünümü 2014 Raporu” İzmir Ticaret Borsası’nda kamuoyu ile paylaşıldı. Sunuma; İzmir Barosu Başkanı Av. Aydın Özcan, İKÇÜ Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Turan Gökçe, Balkan Dilleri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ayşe Karapınar, Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Ünal Şenel, Rektör Danışmanı Doç. Dr. Fikri Salman, akademisyenler, Balkan Dernekleri temsilcileri ve gazeteci Korcan Karar da katıldı. Sunumu gerçekleştiren İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Tarih Bölümü Başkanı Prof. Dr. Levent Kayapınar, “Uluslararası kuruluşların Yunanistan ile ilgili raporları incelendiğinde, Yunanistan’daki insan hakları ihlallerinin ve ilerlemelerinin daha çok bireysel ve sosyal haklar üzerinde yoğunlaştığı, buna karşılık Müslüman Türk azınlığına yönelik uygulamalarda Cunta döneminden kalma usullerin takip edildiği görülüyor.” tespitinde bulundu.  
 
Dini özgürlükler ve inanç hakkı bakımından Yunanistan’ın portresini çizen Prof. Dr. Kayapınar, Müslüman azınlığın; dillerini öğrenme, kimlik, anadilde eğitim, mezarlık kurma, ibadet yapabilecekleri mekan açma, azınlık okulu tesisi ve idaresi gibi temel haklardan yoksun olduklarını anlattı.
 
Prof. Dr. Kayapınar; “Batı Trakya’da 120.000 ila 150.000 arasında, Rodos’da ise 6000 dolayında Müslüman Türk yaşıyor. Girit’te ise 5000 Arap Müslüman var. Batı Trakya dışında Yunanistan’da yaşayan Müslümanların ikamet ettikleri şehirlerde, mezarlık talepleri sürekli olarak reddediliyor. Müslümanlar, yakınlarının naaşlarını, ya Batı Trakya bölgesi’ndeki Müslüman mezarlıklarına, ya da kendi ülkelerine gönderiyorlar.” dedi.
 
YUNANİSTAN’DA KİMLİK SORUNU
Raporun en çarpıcı bölümlerinden birini de; Müslüman-Türk azınlığın kimlik sorunu oluşturdu. Prof. Dr. Kayapınar; “Yunanistan Batı Trakya’da yaşayan Müslümanların, kendilerini Türk olarak adlandırmalarını kabul etmiyor. Bu uygulamaya gerekçe olarak da, Lozan Antlaşması’nda azınlığın Müslüman olarak tanımlanmasını gösteriyor. Hâlbuki Yunan yetkililer, Lozan’ın imzalanmasından 1955 yılına kadar geçen süreçte Batı Trakya’da yaşayan azınlığı “Türk” olarak adlandırmış ve okullarının tabelalarında “Türk Okulu” ibaresine itiraz etmemiştir. 1955’te İstanbul, 1963’te Kıbrıs’ta yaşanan olayların yarattığı ortamda ve 1967 yılındaki Askerî Cunta döneminde Yunan yetkililer sistematik olarak Türk kimliğini reddederek daha önceki uygulamaları ortadan kaldırdı. “ dedi.
 
İŞKENCE VE KÖTÜ MUAMELE
Yunanistan’da yaşayan Müslümanların sayısının bir milyonun üzerinde olduğunun tahmin edildiğini söyleyen Prof. Dr. Kayapınar, Yunan Anayasası ve diğer kanunların, işkence, eziyet ve kötü muameleyi yasakladığını ancak buna rağmen mahkûm göçmen ve mültecilere karşı kötü muamele yapıldığı iddialarının 2014 yılında da devam ettiğini ifade etti. 
 
ANTLAŞMA KAĞIT ÜZERİNDE KALDI!
1913 Atina ve 1923 Lozan Antlaşmaları’yla Yunanistan’da kalan Müslüman ve Türkiye’de ikamet eden Rumların her türlü hakları karşılıklı olarak güvence altına alındı. Bu nedenle; Lozan Antlaşması’nda azınlıklara tanınan hakların her iki ülke yasama organlarınca çıkarılan kanunlarla kısmen de olsa ihlal edilmesi, sınırlandırılması söz konusu olamaz. Ancak uygulamaya bakıldığında, Yunanistan’ın 1923 yılında Lozan’ın imzalanmasından sonra pek çok yasal düzenleme yaptığını görülüyor. Bu düzenlemeler Yunanistan’daki azınlık eğitiminin mevzuatını karmaşık bir hale getirdi. Sürekli daha önceki uygulamayı ortadan kaldıran ya da revizyona tabi kılan kanun ve uygulamalar sonucunda Lozan Antlaşması’nın çizdiği çerçeveden uzaklaşılmış ve iyi işlemeyen bir azınlık eğitim sistemi ortaya çıkmıştır.
 
AZINLIK HAKLARI VERİLSİN!
Raporun sonuç bölümünde; Batı Trakya’da yaşayan Müslüman Türklerin Lozan Antlaşması’yla garanti altına alınan azınlık haklarının kullanılmasında ciddi sorunların yaşandığı, Yunanistan’ın diğer şehirlerine göç eden Müslüman ailelerin çocuklarına din eğitimi verme, ana dillerini öğretme, mezarlıklarını kurma, ibadetlerini yapabilecekleri mekânları açma, azınlık okulu tesis, idare ve murakabe etme gibi temel haklardan yoksun oldukları, zikredilen hakların ve benzerlerinin Trakya dışındaki Yunanistan’da yaşayan Müslüman azınlığa da verilmesinin artık zorunlu hale geldiğini yer aldı. / EGE BASIN GRUBU
 
Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.