24 Kasım 2024
  • İzmir7°C

YILMAZ ÖZDİL DE BİLMİYOR!

Yaşar Eyice

08 Kasım 2016 Salı 08:33

YILMAZ ÖZDİL DE BİLMİYOR! 

Yaşar Eyice / Yeni Vizyon Gazetesi

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün, ebediyete intikalinin 78'nci yıldönümü kapsamında, 'Ata'ya Saygı Yürüyüşü' 10 Kasım Perşembe günü, saat 12.00'de Cumhuriyet Meydanı'nda başlayacak, Alsancak Limanı'nda bitecek.

Sanıyorum; hafta ortası olmasına rağmen, nedense ve neredeyse yandaş medyada bu 'Ata'ya Saygı Yürüyüşü' yandaş medyada bir satır ya da cümle yer almıyor.

Belki şimdi biraz utanır ya da akılları başlarına getirilerek gerekeni yaparlar.

Ben 'bekle ve gör!' Politikası izleyeceğim.

*- Kemalpaşa'dan sonra...
Bu arada söylemeden geçmeyeyim...

Kemalpaşa Belediyesi Kültür ve Sosyal Hizmetler Müdürlüğü tarafından ‘15 Temmuz Şehitleri Anısına Saygı’ temasıyla bu yıl 2.’si düzenlenen Doğa Yürüyüşü, yaklaşık 3 bin 500 vatandaşın katılımıyla gerçekleştirildi.

İzmir’in en güzel doğa parkurlarına sahip ilçelerinden biri olan Kemalpaşa’daki vatandaşlar, 15 Temmuz Şehitleri Anısına Saygı yürüyüşünde bir araya geldi. 

Nazarköy’de bu yıl 2.’si gerçekleştirilen yürüyüşe, Kemalpaşa Belediye Başkanı Arif Uğurlu ile AKP'li sıfatı olanlar tam kadro katıldı.

Başkan Uğurlu, kafiledeki vatandaşlara kumanya ve çay ikram etti. 

Herhalde 10 Kasım günü Kemalpaşa'dan da İzmir'deki 'Ata'mıza Saygı Yürüyüşü'ne katılacaklar için araç tahsisi yapılır.

*- İzmir'in gururu
Şu an Türkiye'de en çok okunan Atatürkçü Yazar Yılmaz Özdil memleketi İzmir'de iidi.

Son kitabında Atatürk Türkiyesi’nin Adam’larını yazdı ve büyük beğeni kazandı. 

Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar da Adam kitabında kendisine yer veren Özdil’e kitabı imzalatarak teşekkür etti.

Kırmızı Kedi Kitabevi’nin Çarşı içindeki şubesinde gerçekleştirdiği İmza Günü organizasyonu ‘izdihama’ dönüştü. 

Kitabını imzalatmak için sabah saatlerinden itibaren sıra bekleyenler, yaklaşık bir kilometrelik kuyruk oluşturdu. 8 saat boyunca imza dağıtan usta yazar Yılmaz Özdil, Kitabevi önüne akın eden sevenleriyle kucaklaştı, bol bol fotoğraf çektirdi.

Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar da Adam kitabında kendisine de yer veren Yılmaz Özdil’i ziyaret ederek kitabı imzalattı. 

Akpınar 'Sayın Özdil’e, bu değerli eserinde bana da yer verdiği için teşekkür ediyorum. Çocuklarıma bırakacağım en büyük miras Adam kitabıdır. Onur duydum, gururlandım'dedi. 

Kırmızı Kedi Kitabevi Sahibi Haluk Hepkon da imza gününe ilgi gösteren tüm  Karşıyakalılara teşekkür etti.

*- Özdil'i yetiştiren
Peki Yılmaz Özdil'i Izmir ve Türkiye'ye Kazandıran kim?

Ona bu şansı yaratan kim?

Haber Ekspres'i de İzmir'e Kazandıran Aydın Bilgin!

Şimdi Yılmaz Özdil'in de büyük ihtimalle bilmediği bir gerçeği size anlatayım:

Aydın Bilgin Haber Ekspresi kurmadan önce, Önce Londra, sonra Frankfurt ve İstanbul'da Türk Basını ve okuyucusuna büyük hizmetler verdi.

Sonra şimdi olduğu gibi çöküş gösteren bölge gazetesinin başına 'kurtarıcı' olarak getirildi.

Gerçekten bataktan çıkardı ve şu anki tirajının 15 katına yükseltti.

Bu arada personelin başarılı Çocuklarının yurt dişinda okuması için burs sağladı.

Birçoğunun hayallerinde bile göremeyecekleri ev sahibi, villa sahibi olmalarını sağladı.

Bu arada bir parantez açmak istiyorum:

Bazılarına değer mi, değmez mi?

Sorunun yanıtını kendisinin bilmesi ya da vermesi gerekir.

Ancak benim gibi tanıklar var;

Amerika'da bi iş ziyaretinde iken (E) isimli bir eski gazeteci, abartısız söylüyorum, aynen komedi filmlerinde olduğu gibi, telefonun ahizesini Tesadüfen eline aldığında, 'Ben Aydın!' sesini duyduğunda, ayağa fırlamış ve asker gibi hazırolda durarak konuşup, sorulara yanıt vermişti.

Tanıklardan biri de daha sonra Gazetem Ege ile İzmirport'u yaşama geçiren Genel Müdür Hilmi Çınar idi.

Şimdi İzmirport'un yaşamını Burhan- Serdar Çınar kardeşler başarı ile sürdürüyor.

Belki de o kişi, evlatlarını yurt dışında okuttuğu, her türlü masraflarını karşıladığı için kendini bu şekilde davranmaya mecbur hissetmişti!

Yılmaz Özdil'den bahsetmeden önce Aydın Bilgin ve Gazete'deki durumu özetlemek istedim....

Şimdi olaya geleyim....

*- Emektar ama...
Yılmaz Özdil'in de yazılarında zaman zaman bahsettiği gibi Babası 'Veli Ağabey' de onun babası yani dedesi de bu gazetenin emektarı idi.

Burada işe başlamışlar, buradan emekli olmuşlardı.

Günlerden bir gün gazetenin emektarı olarak Yanıma geldi ve bir noktada dert yandı:

'Bizim oğlanı buraya aldırmak istiyorum ama tüm eskiler ve tanıdıklarda teker teker konuştum bir türlü sonuca ulaşamadım... Oğlan okulu bitirdi, boşta...'

Baba Veli Özdil'i de şöyle anlatabiliriz:

Sesiz, sakin, efendi...

Konuşmasını kim olursa olsun hafif ya da normal ses tonu ile yapan karşısındakini incitmeden, saygı çerçevesini kesinlikle bozmayan bir Izmirli...

Karşısındakine güven veren biri...

Sadece güzellikleri paylaşan, kesinlikle çok yaşadığı ve gördüğü halde hiç kimsenin açığından yararlanmayan ve yaratılmasına fırsat vermeyen istisna bir şoför...

Emekli olduktan sonra ayda ya da iki ayda bir gazeteye Recep Usta gibi uğrar, eskiden tanıdıklarının hatırını sorardı...
İşin Üzücü yanı, böylesine önem Verdiğimiz kişinin oğlu için başvurusu değersiz sayılmıştı, bazıları için...

Ben onlara mangalda kül bırakmayanlar diyorum...

Ve de hayret ettiğim her türlü şartta bugün olduğu gibi işlerini yürütmelerini şaşkınlıkla izliyorum....

*- işte gerçek
Veli Ağabey'in bir noktada şikayet ya da anlatımından çok etkilendim...

Sıradan birçok kişinin ekmek almasını da sağladığımı biliyor ve inanıyorum.

 'Sen merak etme, ben Aydın Bilgin Ağabeyle konuşurum' dedim...

Nedense ben büyüklerime olduğu gibi patronlara da hep 'ağabey!' Diye hitap ettim.

O günlerde, Türkiye'de ilk kez Genel Yayın Yönetmeni Ender Coşkun'un isteği ile 24 muhabirden Oluşan 'polis masası' ekibini kurmuştum.


Aydın Bilgin ise  'şimdi geceyi ve gece haberlerini sağlama almalı, huzurlu bir şekilde, hiçbir haberi atlama düşüncesinde uzaklaşmak için' bir süreliğine 'Gece sorumlu müdürü' yaptı.


Gece gerek Izmir ve Türkiye'de gerekirse Dünya'daki tüm gelişmelerın ve gazeteye girmesinden, ya da bir haberin çıkarılmasından tek sorumlu idim.

işte o gece, saat 24.00 sularında gazete ve baskıyı kontrol için geldiğinde Veli Özdil'in yakınmasını ve oğluna iş aradığını Patron konumundaki Aydın Bilgin'e anlattım.

Aydın Bilgin anında ve aynen şunları söyledi:

'Veli Ağabey'i üzmeye hiç kimsenin hakkı yok... Hemen söyleyin, oğlu gelsin ve hangi birimde çalışmak istiyorsa hemen başlasın!'

Ertesi gün sabahtan Veli Özdil'i aradım Aydın Bey'in söylediklerini müjdeledim.

Ve Yılmaz özdil gelir, bir ara Akın Kıvanç'la gece ve de sevdiği için spor servisinde çalışır, çeşitli birimlerde editörlük yapar, İstanbul'a gider...

Bir ara işsiz kalınca, şimdiki Rönesans otelinin önünde Karşılaştığı Veli Ağabey'le karşılaştım.

Bana. 'Akşam Yılmaz ile konuştum ATV'nin başına geçecek' dedi..
sevincin paylaştım.

Yaklaşık bir ay kadar sonra söylediği gerçekleşir....

Şimdi asıl konuya gireyim...

*- işin entresanı
Sonradan Duyduğuma göre, Baba Veli Özdil, diğer büyük oğlu için gazetede iş istemiştir.

Ancak onun gönlü bu meslekte yoktur.

Yılmaz'a durumu anlatır...

Onun yerine Yılmaz. Özdil gazeteye gelir, Aydın Bilgin'le ya da görevlendirdiği ile konuşarak işe başlar...

Bir basın yıldızı, dünya Çapında bir yazar ortaya çıkarılır...

Bu ağabey- kardeş olayını Veli Ağabey rahmetli olduğuna göre en iyi bilen Yılmaz Özdil olmalı...

Hata belki o da bilmiyor, yan çizerek kendi yerine Kardeşini Gönderen diğer Özdil biliyordur....

Anımsadığım kadarıyla Konak Meydanı'nda vurularak öldürülen bir başka gazeteci daha aynen Yılmaz gibi bir olayı yaşamış, gazetede işi Kapıdan geçen yaşlı kadının isteğini kırmayan Aydın Bilgin yerine getirmişti.

Yaşlı kadın hiç torpilleri olmadığını, o sırada araçtan inen Aydın Bey'e anlatmış ve iki torununa bakmakta zorlandığını anlatmıştı.

Gazetede teknik sekreter olarak yetiştirilen genç, 'Ağbim gelmeyince ben geldim!' Demişti ilerleyen yıllarda....

Hayat böyle işte...

Bazısına fırsat yaratıyor...

*-'Atatürk Portreleri'Sergisi
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde 'Atatürk Portreleri Sergisi' hasta, hasta yakını ve misafirler  tarafından  ziyaret ediliyor.

Ege Üniversitesi tarafından düzenlenen 'Cumhuriyet ve Atatürk Günleri' etkinlikleri kapsamında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Koridorlarında Hanri Benazus’ un koleksiyonundan oluşan 'Atatürk Portreleri' sergisi açıldı.

Sergi, 14 Kasım 2016 tarihine kadar ziyaret edilebilecek. 


Sergiyle ilgili bilgi veren Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Halkla İlişkiler Birimi  Sorumlusu  Serap Tanınmış; Cumhuriyet ve Atatürk Haftası sebebiyle Tıp Fakültesi olarak böyle bir etkinlik gerçekleştirdiklerini Söyledi.
 +-

GÜNCEL

*- Ölümünden sonra ilk sergi
Türk Resim Sanatı’na çok sayıda eser kazandıran, yurt içi ve yurt dışında layık görüldüğü ödüllerle resim  sanatının ustaları arasında yerini alan, Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü sahibi Ferruh Başağa’nın eserleri Selçuk Yaşar Sanat Galerisi’nde sanatseverlerle buluşuyor.
2010 yılında aramızdan ayrılan, kazandırdığı eserlerle Türk Çağdaş Resim Sanatı’nın ustaları arasında yer alan Ferruh Başağa’nın eserlerinden oluşan, sanatçının ölümünden sonra açılan ilk sergi olan “Anı Sergisi” Selçuk Yaşar Sanat Galerisi’nde açıldı.
Açılışa, ressam Ferruh Başağa’nın kızları İnci Başağa Yörükoğlu, Gül Şişmanoğlu, Oya Erol, Lale Esener ile torunu İlhan Demirer de katıldı.
*- Sorunlar birer birer çözülüyor
Bayraklı Belediyesi, ilçenin farklı noktalarında yaşanan sorunları vatandaşlardan gelen talepler doğrultusunda anında çözüme kavuşturuyor, yeni projeler geliştiriyor. Fen İşleri Müdürlüğü ekipleri, Mansuroğlu Mahallesi’nde boş araziye otopark yapmak için çalışma başlatırken,  Fuat Edip Baksı ve Refik Şevket İnce Mahalleri’nde yollar yeniden düzenleniyor.

*- Iyilik için yarıştılar

Çeşme Belediyesi ev sahipliğinde gerçekleştirilen, geniş katılımlı amatör yol bisikleti müsabakası 'Veloturk Gran Fondo Çeşme'de, 47 km ve 100 km mesafelerden oluşan iki farklı parkurda 837 bisikletçi yarıştı. 

Türkiye’de düzenlenen en yüksek katılımlı ve aynı zamanda Ege Sahillerinde gerçekleşen ilk Gran Fondo bisiklet yarışı olarak kayıtlara geçen mücadelede aralarında paralimpik sporcuların yer aldığı yerli, yabancı 86 kadın, 751 erkek bisikletli farklı yaş kategorilerinde iyilik için pedal çevirdi. 

*****

GICIK

*- Saygı gören çocuk saygılı olur.  Sevgi gören çocuk seven olur. Doğruluğu gören çocuk adil olur. Dinlenen çocuk iyi dinleyici olur. Seçenek hakkı olan çocuk sorumluluk sahibi olur. İyilik gören çocuk iyi arkadaş olur. Ve tüm bunları gören çocuk harika bir insan olur.

*- Sen kimsenin istediği gibi olmak zorunda değilsin çünkü sen olduğun gibi birisin. Kişiliğini asla değiştiremezler. Ama tavrın kişiye göre değişebilir.

*- Uzak durulması gerekenler; Hep haklılar her şeye itiraz edenler, sadece ‘ben’ diyenler, sizi değersiz görenler ve menfaatçiler..

*- Zayıf insanlar intikam alır, güçlü insanlar affeder, zeki insanlar umursamazlar.

*- Yüzü çirken olandan değil yüreği çirkin olandan, elbisesi kirli olandan değil fikri kirli olandan uzak durmalısın.

*- Bir halkı eğitimsiz ve cahil bırakarak kontrol altında tutmak isteyenler işe kadınlardan başlar. Çünkü kadınlar halkın yarısıdır ve halkın diğer yarısını eğitirler.

*- İnsanların ne dedikleri umurunda olmamalı,bu hayatı onlar için yaşamıyorsun.

*- Kimse bu dünyadan mal ile göçmediğine göre, sen de: yoksulu besle, garipleri gözet, öksüz ve yetime sahip çık, öğrenci okut.

*- En büyük yarayı dostlarımız ve sevdiklerimiz açar. Savunma sistemimiz dostlarımıza göre değil, düşmanlarımıza göre kuruludur.

*- İnsanlara; ‘Aç mısın?’ ya da ‘Bir ihtiyacın var mı?’ sorulur, başka bir şey değil.

*- İnsanlar o kadar yanardöner olmuşlar ki, yaptıklarını görür ve duyarsın. Ama onlara söyleyecek söz bulamazsın...

*- Cumhuriyet; kökü erdeme dayalı bir idaredir. Namuslu insanlar yetiştirir. Başkaları ise; Korkak, alçak, sefil, rezil insanlar yetiştirir. Bu küçük farklardan biridir.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.