04 Aralık 2024
  • İzmir11°C

TÜRKİYE’NİN YARDIMLARI NE ZAMAN BAŞLADI?

Ata ATUN

27 Kasım 2017 Pazartesi 12:07

TÜRKİYE’NİN YARDIMLARI NE ZAMAN BAŞLADI?

Prof. Dr. Ata ATUN / Yeni Vizyon Gazetesi

Sevdiğiniz bir konu ile ilgili araştırma yapmak, kitap okumak ve arşiv karıştırmak gerçekten hem çok faydalı hem de çok haz verici.  

KKTC Meclisindeki “Gazete Arşivi” benim için gerçek bir hazine. Yakın geçmişimizle ilgili her bilgiyi bulabiliyorum. Aynı şekilde TBMM Kütüphanesindeki arşiv de öyle. Kıbrıs konusu ile ilgili birçok gün yüzü görmemiş belgeyi TBMM Kütüphanesinde bulmak mümkün.

Eşim Doktora eğitiminin son aşaması olan tez yazımında. Doktor olmasına birkaç ay kaldı sadece. Konusu “1950-1960 yılları arasında Kıbrıs Türk Basınına Enosis ve ilhak çalışmalarının yansıması.” Gazeteleri tek tek bıkmadan usanmadan tarıyor. Kıbrıslı Türklerin uğradıkları mezalimler, eziyet, haklarının yenmesi, sokak isimlerinin değişimi, işsiz bırakılmaları, elektrik alamamaları gibi benzeri konulara rastladı mı hemen bana aktarıyor. Yerleri, isimleri, Rumları, İngilizleri, Türkleri ve geçmişi çok iyi bildiğim için haber kısa bile olsa hemen bana hitap ediyor. Hal böyle olunca ister istemez ben de balıklama daldım gazete arşivinin içine. Bildiğiniz bilgi hazinesi.

İlgimi çeken konulardan biri Türkiye’nin yardımları… Türkiye 1963’ten sonra değil, 1959’ta başlamış bize yardıma. 1959 yılının Şubat ayının ilk haftasında Zürih’te gerçekleştirilen Konferansta Türkiye ile Yunanistan Başbakanları arasında Kıbrıs’ta Cumhuriyet kurulması konusunda varılan anlaşmadan sonra Türkiye Cumhuriyetinde o dönem iktidarda olan Adnan Menderes hükümeti toplanmış ve Kıbrıslı Türklerin kalkınması için her yıl iki milyon Dolarlık yardım yapma kararı almış. (Bozkurt Gazetesi-16.2.1959)

Bu tarihten sonra da Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti düzenli olarak Kıbrıslı Türklerin kalkınması için her yıl iki milyon Dolar yardım yapmaya başlamış.

Bununla da kalmamış Anavatanımız.

1950’li yıllarda Kıbrıslı Türklerin büyük çoğunluğunun geçimi çiftçilik ve genelde makineleşme için yeterli paraları da yok. Çiftçilerimize kolaylık yaparak kredi verecek herhangi bir kuruluşta yok. Çoğunlukla Rum tefeciler ve Bankalar kredi vermekte ve hava koşulları nedeni ile az ürün alınıp ödenemediği zaman da Türklerin toprakları borçlarına karşılık çerez parasına ellerinden alınmakta.

Buna çare olarak, dönemin liderleri Dr. Fazıl Küçük ve Rauf R. Denktaş’ın talepleri üzerine Türkiye Cumhuriyeti, Kıbrıs Türk köylüsünün kalkınması ve ziraî kredi ihtiyaçlarının sağlanması için 500 bin sterlinlik bir yardım yapmak ve gereğinde tekrarlamak kararını almış. Devletin bütçesinden çıkacak bu paranın Kıbrıs’a resmi yollardan gönderilebilmesi için Türkiye İş Bankası, Kıbrıs’ta bir şube açmış ve para 1 ay içinde Kıbrıs’a aktarılmış.       
 
Bu ilk adım kredi ile Türk Kooperatiflerinin güçlendirilmesi, uzun, orta ve kısa vadeli ziraî krediler sağlanması, 100 bin sterlinlik bir ithalât ve ihracat Kooperatif Şirketinin kurulması, bir sonraki dilim ile de kredilerle hafif endüstriyel imalathaneler ile yeni şirketlerin kurulması ve Türk köylüsünün toprağı daha verimli bir hale getirmesi hedeflenmiş ve düğmeye basılmış. (Nacak Gazetesi, 10 Temmuz 1959)

Bu yardımlardan ve kredilerden sonra da Kıbrıslı Türkler şirketler kurmaya, iş yerleri açmaya başlarken, Kıbrıs Türk Köylüsü de traktör, biçer döğer alarak verimi yükseltmeğe, geçim şartlarını iyileştirmeye başlamış.

Bugün aramızda yaşayan ve her fırsatta anavatan Türkiye’ye laf etmekten, dil uzatmaktan çekinmeyenlerin utanmaları gerekir. Dedelerimizin, nenelerimizin, annelerimizin,  babalarımızın ve tüm Kıbrıslı Türklerin daha refah ve güven içinde yaşaması için Türkiye, elden geleni fazlası ile yapmış. Hem de kendi sıkıntı içindeyken.

Düşünüyorum da, anavatan Türkiye bu yardımları yapmasaydı, bu ve benzeri her tür desteği vermeseydi bizler bu gün bu refah seviyesinde olabilir miydik. Olurduk diyenlere tavsiyem, 1950’li yılları araştırmaları. O zaman görecekler Kıbrıslı Türklerin nasıl bir fakrü-zaruret içinde olduklarını.