İSTANBUL BAROSU BAŞKANI DOÇ.DR. ÜMİT KOCASAKAL:"TÜRKİYE ZİHİNSEL VE PSİKOLOLOJİK İŞGAL ALTINDA"
aliağa haber/ alfativi/ HASAN ESER / Ege Hakimiyet Gazetesi- İzmir'in Foça ilçesinde Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Foça şubesi tarafından düzenlenen ‘Hukuk-Demokrasi-Anayasa’ konulu konferansa konuşmacı olarak katılan İstanbul Barosu Başkanı Doç.Dr. Ümit Kocasakal, Türkiye'nin zihinsel ve psikolojik olarak işgal altında olduğunu ileri sürdü. Kocasakal, Türkiye'de valilerin devletin değil, partinin valisi olduğunu, iktidarın Almanların Nazi iktidarına benzediğini, ülkede yargının ele geçirildiğini ve kahramanların hain, hainlerin ise kahraman yapılmaya çalışıldığını söyledi.
İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal, Foça'dan... ile egeplay
"Halkımız dizi manyağına çevirdiler" diyerek TV Dizilerini de eleştiren Kocasakal, dizilerde ahlaksız sahnelerin ustaca yayınlandığını belirterek, " Dizilere ahlaksızca ve ustalıkla serpiştirilen tecavüz sahnelerinden zevk alacak bir halk mıdır bu halk?" dedi.
"BUNLAR MUHAFAZAKAR DEĞİL,MUHAFAZAYI 'KAR' "
Geçmişte Osmanlı Başkenti İstanbul'un düşman kuvvetleri tarafından işgal edildiğini hatırlatan Kocasakal, artık günümüzde işgallerin topla,tüfekle,askerle ve tankla yapılmadığını belirterek, şöyle konuştu: "İşgaller artık çok daha sinsi bir vaziyette zihinlerde oluyor. Zihinler işgal ediliyor. Bu işgaller aslında hiçbirimizin karşı olmadığı demokrasi,insan hakları,özgürlük, kardeşlik gibi kavramların içi boşaltılarak ve bu kavramların arkasına sığınılarak gerçekleştiriliyor. İşgal edilen ülkenin genleriyle, genetiğinle oynanıyor. Buna 'gen mühendisliği' denir. Ülkenin değerleri aşındırılıyor, çürütülüyor ,yozlaştırılıyor ve böylece ülke param parça ediliyor. Bu noktada Türkiye şu anda işgal altında bir ülke konumumdadır. Zihinsel anlamda işgal edilmiştir. Amiyane bir örnek vermek gerekirse insanlarımızı dizi manyağı yaptılar. Dizilere ahlaksızca ve ustalıkla serpiştirilen tecavüz sahnelerinden zevk alacak bir halk mıdır bu halk? Asla değildir. Ama getirilen nokta budur. Ancak deniliyor ki Türkiye muhafazalaşıyor.Pekiyi buradan soruyorum böyle muhafazakarlaşıyor Türkiye? Tam tersi muhafaza edilmesi gereken değerleri yıpratılıyor ve çürütülüyor. Bunlar muhafazakar filan değil, bunun içinde muhafazayı 'kar' var.Halbuki bizim gerçek ve laik duygularımız siyah beyaz Türk filmlerindedir. Bizi esas yansıtan orasıdır.Belgin Doruk'lar,Filiz Akın'lar Ayhan Işık'lardır. Oradaki; 'Seni ömrümün sonuna kadar bekleyeceğim' ifadesidir.Biz buyuz aslında. Tuhaf değil mi bu ifadelerle dalga geçiliyor. Leonardo Dicaprio Titanic Filminde Kate Winslet'e tükürmeyi öğretince bu çok romantik oluyor. "
"KAHRAMANLARI HAİN, HAİNLERİ KAHRAMAN YAPMAYA ÇALIŞIYORLAR"
Komünizmi suç sayan TCK'nun 141. ve 142.maddelerinin 12 Nisan 1991 günlü ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Yasası ile yürürlükten kaldırılırken, irticai faaliyetleri kapsayan 163’üncü maddenin de yürürlükten kaldırıldığını anlatan Kocasakal, sözlerine şöyle devam etti: "1991'de demokrasi,özgürlük adına bu kanuna evet diyen solcularımız bu tuzağa düştüler. Büyük bir hata yaptılar. Çünkü o kanun çok daha önemli bir kanunu yürürlükten kaldırdı. O kanun Cumhuriyet döneminin 2 numaralı olan Hıyaneti Vataniye kanununu yürürlükten kaldırdı. Bugünlerin projeksiyonu olan o günlerde tasarlanarak bir vatana ihanet süreci başlatıldı. Bu yine psikolojik harekat çerçevesinde yapıldı. Yalan yanlış bilgilerle ülkemizin tarihi çarpıtılarak itibarsızlaştırma,değersizleştirme ve kahramanların hain, hainlerin ise kahraman haline getirilmeye çalışılmasıdır.Ne zamandan beri Said-i Nursi, Said-i Kürdi gibi namı değer isimler kahraman oldu?. Siz eğer Cumhuriyete baş kaldırmış feodal bir ağaya iadeyi itibarda bulunursanız Cumhuriyete ve Atatürk'e fatura çıkarmış olursunuz.Buna kimsenin hakkı yok kimsenin de gücü yetmez. Özellikle birde bunu Atatürk'ün partisinde ve onun koltuğunda otururken yaparsanız ben o faturayı sizin önünüze koyarım. Benim kişilerle meselem yok ama hiç kimse Atatürk'ün partisinde bu faturayı Atatürk'e ve Cumhuriyete çıkaramaz"
ALMAN FÜHRERİ ALDOLF HİTLER'İN İKTİDARINA BENZETTİ
Hükümete "kurucu iktidar" yakıştırmasında bulunulduğunu, ancak iktidarın kurucu değil kurgulanmış bir iktidar olduğunu ileri süren Kocasakal, "Bu emperyalizmin taşeronluğunu yapan bir iktidardır.Bunlar Türkiye'yi bugünlere kendi zenginlerini yaratarak getirdiler.2 tane ihale kanunu var. Bunu o kanunlarda 24 kez değişiklik yaparak ve Cumhuriyet'in tüm zenginliklerini yandaşlarına peşkeş çekerek yaptılar.Bu yetmedi arkasından kendi devletlerini kurdular. Doktrinde buna 'parti devleti' denir.Parti devletinde parti ile devlet iç içe geçer. Bununda tarihte en iyi örneği Nazilerdir.Nazilerin Almanya'sında parti eşittir devlet, devlet eşittir partidir" diyerek Türkiye'de ki iktidarın Alman Führeri Adolf Hitler'in iktidarına benzediğini iddia etti.
"DEVLETİN DEĞİL,PARTİNİN VALİSİ"
Türkiye'de Vali'lerin siyasi iktidarın bir temsilci gibi davrandığını, kendilerini bulgur,nohut,makarna ve buzdolabı dağıtmaktan sorumlu gördüklerini sözlerine ekleyen Kocasakal, "O zaman bunlar devletin valisi değiller.Bunlar partinin valisidir." dedi.
"TÜRKİYE'DE CİRİT ATAN AJANLARA PARA ÖDÜYORLAR"
Ülkede Milli istihbarat Teşkilatı varken, Kamu Güvenliği Teşkilatının kurulmasını geçmişte çeşitli ülkelerde var olan diktatörlerin kendi teşkilatlarını kurmasına benzeten Kocasakal, "Bu ülkenin bir Milli İstihbarat Teşkilatı yok mu kağıt üstünde de olsa bir MİT var ama kanunla bir de niye Kamu Güvenliği Teşkilatı kurdular. Aslında o da doğrudan kendi istihbarat örgütü. Çok çarpıcı değil mi o kanunda yabancı ülke vatandaşı istihdam edilebileceğine dair hüküm var. Bir istihbarat teşkilatı nasıl ve niye yabancı ülke vatandaşı çalıştırabilir. Bu ülkenin kaynaklarından vergilerinden Türkiye`de cirit atan bu ajanlara para ödüyorlar demek ki hadise bu" diye konuştu.
"YARGI ELE GEÇİRİLDİ"
"Herhangi bir ülkede Başbakan; "Yargı benim ayağıma pranga" dediğinde derhal istifaya çağırılır" diyen Kocasakal, "Türkiye'de sözde bir halk oylamasıyla aslında halk oyalamasıyla daha önceden kuşatılan yargı ele geçirilerek esir edildi. Böylelikle önlerinde hiç bir engel kalmadı.Bu süreçte halka yalan söyleyerek bunları yaptılar. Buda Nazilerin bir propaganda tekniğidir. Ünlü Goebbels derki; 'Halkın algılayabileceği bir yalanı 40 kere söyleyin 41.'de oturur' Bunlarda bu teknikle operasyonlarını gerçekleştirdiler" iddiasında bulundu.
"DÜŞ İŞLERİ BAKANLIĞI"
Dışişleri Bakanlığı’na ‘düşişleri’ yakıştırmasında bulunan Kocasakal, Suriye konusuna da değindi. Kocasakal,“Başbakan Türkiye topraklarını NATO toprakları sanıyor. Suriye meselesinde büyük suç işleniyor. Bunun bedelini er ya da geç hukuken ödeyecekler.” diyerek noktaladı sözlerini
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.