04 Aralık 2024
  • İzmir11°C

SIKIŞAN, 'REKLAMIN İYİSİ KÖTÜSÜ OLMAZ!' DİYEREK KENDİNİ TANITIYOR

Yaşar Eyice

12 Ocak 2017 Perşembe 21:27

SIKIŞAN, 'REKLAMIN İYİSİ KÖTÜSÜ OLMAZ!' DİYEREK KENDİNİ TANITIYOR

Yaşar EYİCE / Yeni Vizyon Gazetesi

Haberleri incelerken dikkatimi çekti...
‘Bu ülkenin değerleriyle hiçbir sorunumuz yok!’ diyen Memur-Sen İzmir İl Temsilcisi ve Eğitim-Bir-Sen İzmir 1 No'lu Şube Başkanı Ali Musa Bina açıklamasıyla sanki günah çıkartıyor gibi geldi bana...
Ali Musa Bina isimli sendikacı memur,  ‘Müfredatın Demokratikleştirilmesi’ başlığı altında hazırlanan rapora ilişkin eleştirilere, ‘Raporumuzda İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük dersinin işlenişi ve müfredatıyla alakalı bazı tavsiyelerde bulunduk. Dersin kaldırılması yönünde bir çalışmamız ve teklifimiz yok. Bizim bu ülkenin temel değerleriyle ilgili hiçbir sorunumuz yok’ ifadeleriyle yanıt verdi.

*- Kimler acaba?

Demek ki suçlama ve suçlayanlar önem verilen kişiler ki, AKP’ye yakın olduğunu bildiğimiz kişi ya da kişiler bu önemli günlerde açıklama yapma ihtiyacını duymuşlar...
Tenkit edenleri ya da bu kişileri bir şekilde suçlayanları tanımıyorum.
Hiç birinin gerçek niyet ve düşüncelerini de bilmiyorum.
Sadece kendimizi Atatürkçü Vatansever olarak bildiğimizden bu ülkenin kurucusu, hürriyeti içimize çekerek rahat yaşamamızı sağlayan Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile inkılâplarına doğrudan ya da dolaylı şekilde laf atanlara bile şüphe ile baktığımızı söyleyebilirim.
İsmini anımsamıyorum, hangi sendika olduğunu da, ancak siyasete bulaştıkları ve kendilerini yetkili gibi görüp bazı hoş olmayan hatta haddini aşan açıklamalar yapanlar için önceleri yazı kaleme aldığını hatta devlet yetkililerini de ‘Bu nedir?’ diyerek uyarı görevi yaptığımı anımsıyorum.

*- Pas mı atıyorlar?

Biz öz İzmirliler ve gerçek vatanseverler, Mustafa Kemal ve inkılâplar konusunda da mevki ve makamlarını ya da devletin imkânlarını kullananlar için de olumlu gözle bakmıyoruz.
Bunların bölücülere kaşıyacak tırnak verdiklerini pas attıklarını düşünüyoruz.
En azından ben böyle düşünüyor ve inanıyorum.
Ne şekilde olursa olsun bu ülkenin değerlerini ele alıp bazılarının önüne pas olarak atanların iyi niyetinden şüphe duyarım.

.*-  Açıklama önemli

Eğitim-Bir-Sen İzmir 1 No'lu Şube tarafından düzenlenen Eğitim ve Kültür Sohbetleri’nin bu haftaki konuğu AKP Karabağlar İlçe Başkanı Kazım Erten olmuş.
Karabağlar İlçe Milli Eğitim Müdürü Ahmet Kaya’nın da katıldığı, ‘İslam Medeniyeti Perspektifinde Çoğulculuk: İzmir Örneği’ başlıklı söyleşide, Ali Musa Bina, ‘Müfredatın Demokratikleştirilmesi’ başlığıyla yakın zamanda yayınlanan, eğitim-öğretim programlarının öğrenci kazanımları ve öğretilebilirliği açısından daha verimli olacak şekilde yeniden düzenlenmesini isteyen ve bu yönde önerilerinin yer aldığı rapor hakkında basında yer alan bazı haberler ve iddialarla ilgili sert açıklamalarda bulunmuş...
Günün erken saatlerinde yaptıkları açıklamadan öğrendiğime göre dedikleri şunlar:
‘Memur-Sen, yüzde yüz yerli ve milli olan bir kurum.
Şu an Türkiye’nin yetkili sendikasıyız.
Sendikacılık adına çok ciddi çalışmalar yapıyoruz.
Bu çalışmalardan bir tanesi de yakın zamanda kamuoyuna sunduğumuz müfredatla alakalı bir çalışmaydı.
Gerçekten çok ciddi ve kapsamlı bir çalışmaydı.

*- Kadroya bak kadroya!

50 akademisyen ve 400 eğitimcinin, 9 ayrı komisyonda günlerce müfredatımızın demokratikleştirilmesi ile ilgili yaptığı çalışmaların neticesinde hazırlanmış bir rapor var.
Bu rapor kamuoyu ile de paylaşıldı.
Milli Eğitim Bakanlığı ve ilgili bürokratlara sunuldu.
Ülkemizin gelişmesi için birçok alanda atılım yaptık.
Fakat hepimizin bildiği, hatta Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın da zikrettiği gibi eğitimde maalesef devrim niteliğindeki değişimi yakalamayı henüz başaramadık.
Biz de bu işin içinde ve mutfağındaki kişiler olarak bununla ilgili yaptığımız çalışmayı paylaştık.’
Bina, çeşitli gazetelerde yer alan haberlerle kamuoyunun yanlış bilgilendirilerek yanıltılmaya çalışıldığını da iddia ediyor.
Aslında ben bu gazetelerin adlarını da merak ediyorum.
İçlerinde yandaşlar var mı?
Sendikacı memurun böylesine açıklama yapmasına, itirazına neden olan yazıda veya haberlerde neler deniliyor?
Herhalde bunları önümüzdeki günlerde öğreniriz.
Bulanık suda balık avlamak isteyenleri de, her imkândan yararlanarak biz bölmek isteyen hainleri de... İpleri elinde tutanları
Ama açık ve net söylüyorum, şu an devletimizin işleyen mekanizmasında kim olursa olsun hiç kimsenin doğrudan ya da dolaylı yönden kötü niyetlerine alet olacak bir kişi bile çıkmaz.
Ancak hassas konularda hepimizin çok daha dikkatli ve uyanık olması da şarttır.
Milliyetçilik, vatanseverlik bir iki kişinin tekelinde de değildir...

*- Uyarıların önemi!

İki üç gündür notlarımda olan bir konuyu gündemi geçmeden paylaşmak istiyorum.
Bir ara Valilik meteorolojik önemli açıklamalarda bulunuyordu.
Ani sağanak yağışlardan tutun da denizlerdeki fırtınaya, sel felaketlerine, don olaylarına karşı bilgi sahibi oluyorduk.
Bu açıklamalarda en fazla kafama takılan da, ‘Tedbirli olun!’ cümlesi idi.
‘Tedbirimizi nasıl alacağız?’ diye düşünürken İzmir Büyükşehir Belediyesi ile bazı belediyelerden yapılan düzenlemeler aklıma geldi.
Hatta iki yıldır İzmir’de kar yağışına karşı alınan tedbirler bile görüntüleriyle açıklandı.
Yılın ilk yağışı düştüğünde ise İzmir’imizde önem verdiğimiz iki üç nokta vardı...
Örneğin İkiçeşmelik yokuşu...
Burada mutlaka birkaç hafif hasarlı trafik kazası olurdu...
İkinci tehlikeli yer ise Altınyol’du...
Bayraklı’daki Karşıyaka yolu...
Bu cadde açıldığında ‘Altınyol!’ adı takılmıştı, ama bir üzücü yanı da vardı.
‘Altın’ adında bir kız çocuğu karşıdan karşıya geçerken, eski Nikâh Dairesi’nin bulunduğunu noktadan sahil tarafına geçmek isterken bir aracın altında kalmıştı.
Tesadüf mü neydi, halkın ‘Altınyol’ adını verdiği önemli bir güzergâhta Altın isminde bir kız çocuğumuzu kaybetmiştik.
Kardan sonra buzlanmada ise önceki gün ilk kez Bornova yolunda, yani Ankara Caddesi’nde de bir vatandaşımızı buzlanma sonucu oluşan zincirleme kazada kaybettik...
kaybetmiş olduk...

*- Şaşılacak, tarihi gün...

İzmir tarihinde belki de ilk kez kar nedeniyle okullar tatil edildi...
Ve bu arada sosyal medyada şu haber yer alıyordu:
‘İzmirliler kar temizleyen belediye ekiplerine saldırdı, tartakladı. Karların temizlenmesini istemedi!’ diye...
Bizim için eğlence olan kar, aslında çoğu yerde ölüm ya da tehlike olarak da karşımıza çıkıyor.
Avrupa’da ilk belirlemelere göre 23 kişi kar nedeniyle can verdi.
İstanbul’da ise cenaze namazı sırasında üzerine kar biriken tentenin çökmesi sonucu 40 kişi yaralandı, bir ay sonra baba olacak tekstilci Mustafa Ümit Şengezer öldü.

*- ‘Bir şey olmaz!’ mantığı!

İşin garip tarafı şu:
Daha önce imam de zabıtalar da, ‘çökebilir!’ uyarısı yaptıktan sonra, güvenlik şeridi çektiler.
Cemaatin, ‘Cenaze namazını da camide kılalım!’ önerisine karşı çıkan imamın, ‘Buraya doğru geçin, iki dakikada kılarız!’ diyerek güvelik şeridini kısa süre için kaldırtması...
Her zaman söylüyoruz, ‘Bir dakika değil, bir saniye sonra ne olacağını hiç kimse bilemez!’ diye...
Bir dakika erken kalkan İzmir uçağı da yıllar önce bir dakika yüzünden Boğaz’a çakılmamış mıydı?
Kaç yıl geçti hala ne uçak ne de yolcular bulunamadı.
Bir dakikalık gecikme yüzünden birçok kişinin çeşitli olaylardan kurtulduğu gibi can verdiklerini de biliyoruz.

*- Çatı çökmelerine karşı uyarı!

Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamada; özellikle İstanbul gibi kar yağışının yoğun yaşandığı yerlerde, çatılardaki kar yükünün yağmurla birlikte daha da artacağından, yaşanabilecek olumsuzluklara karşı vatandaşların dikkatli olmaları konusunda uyarıda bulunuldu.
Meteoroloji tarafından yapılan açıklamada;  bizim bölgemizde bulunan
Çanakkale, Balıkesir, Bursa, Denizli, Afyon hatta Manisa gibi kentlerimizin uzak dağ ilçelerinde, ‘Mevcut yüksek miktardaki kar örtüsü üzerine yağmur ve karla karışık yağmurun meydana gelmesi beklendiğinden, özellikle çatılarda kar yükünü arttıracağı ve kar erimelerine sebep olacağından, vatandaşların ve ilgililerin meydana gelebilecek olumsuz şartlara karşı dikkatli ve tedbirli olmaları gerekmektedir’ denildi.
Yani kar güzellik kadar felaket de sonunda ölüm de getirebiliyor.

*- Binlerce kişi tehdit altında

Ülkenin büyük bölümünü etkisi altına alan kar yağışıyla birlikte birçok şehirde çatılar çöktü, ciddi tehlikeler ucuz atlatıldı.
Zaman zaman Çatıder’den söz ettiğimiz oldu...
ÇATIDER, ‘Standartlardan uzak binlerce çatı, insan hayatını tehdit ediyor!’ uyarı açıklamasını yine yaptı.
ÇATIDER Yönetim Kurulu Başkanı M. Nazım Yavuz, Türkiye’de standartlardan uzak binlerce çatı bulunduğunu ve her yoğun kar yağışında benzeri üzücü kazaların yaşandığını belirterek, ‘Standartlardan uzak, hesapsız kitapsız, 3 kuruş kar amacıyla uzman mühendis yerine işinin ehli olmayan kişilere yaptırılan çatılar, kar yağışıyla çöküyor, fırtınayla uçuyor. Çatı ve tentelerin kar yükünü taşıma hesapları ve tahliye planları yapılmıyor. İnsan hayatı bu kadar ucuz olmamalı. Her kar yağışında bu tür haberleri almak çok üzücü. Standartlara uygun olmayan çatıları güvenli hale getirmezsek başka kayıplar da yaşayabiliriz. Büyük yapıların kar temizlenme planı yada kar eritme sistemleri olmalı, yoğun kar olan bölgelerde çatı eğimleri artırılmalıdır’ dedi.
Bu arada anımsatmak istiyorum:
İstanbul’ da 1. Amatör Küme ekiplerinden Öz Alibeyköyspor’un tesislerinin çatısı, Sarıyer'de de organik pazarın çatısı devrildi.
Manisa’da ilkokul kantininin çatısı, Konya Akşehir’de pazar yeri çatısı, Konya'da ise 34 fabrikanın çatısı çöktü.
Bunların tamamı yoğun insan kalabalığının bulunduğu merkezler.
Belediyeler artık santim hesaplarından vaz geçip, faciaya neden olabilecek, örneğin çatılar gibi insan ve toplum sağlığını yakından  ilgilendiren konulara da ağırlık vermeli.
Ülke genelinde geleneksel yöntemlerle, projesiz, hesapsız ve kontrolsüz yapılmış milyonlarca çatı var.
Her kar yağışında çatı çökme haberlerine alıştık ancak bu normal bir durum değil.
Çok geniş açıklıklı çelik konstrüksiyon çatılara sahip spor tesislerinde, depo türü endüstri ve hal yapılarında, garajlarda bu olaylar daha çok yaşanıyor.
Makas, kiriş, aşık gibi çatı elemanları, şiddetli kar yağışı, çatı üzerindeki karın birikmesi, çatıdaki karın rüzgarla sürüklenerek belirli bir bölgede yığılması veya kar üzerine yağan aşırı yağmurun kar yoğunluğunu artırması gibi nedenlerle tasarımlarında kullanılan çatı kar yüklerinden fazla yüklere maruz kalır.
Bu unsurlar, istenmeyen kazalara yol açıyor.

*- Doğru malzeme, doğru proje ve uzman gerekiyor

İdeal çatı için doğru malzeme kullanılması, sistemine uygun projelendirilmesi ve uzman kişiler tarafından yaptırılması gerekiyor.
Sabit yükleri tasarım yüklerinden çok az olan çelik çatılar düşük emniyet katsayılarına göre tasarlandıklarından aşırı yüklere direnemezler.
Bu nedenle bu tür yapıların tasarımında kullanılacak çatı kar yüklerinin, azami hassasiyet gösterilerek belirlenmesi gerekiyor.
Çatılarda doğru uygulama ve doğru ürün kullanımı ayrılmaz bir bütündür. Çatılar yağmur, kar, rüzgâr gibi dış etkenler ile ilk karşılaşan ve onlara karşı koyan en önemli yapı kabuğunu oluşturuyor.
Özellikle müteahhitlerin, 3 kuruş kar amacıyla, mühendis yerine rastgele insanlara yaptırılan derme çatma çatılar can kayıplarına yol açıyor.
Şunu da unutmayalım:
Büyük alanları kapatan pazar yeri, hangar, spor, sergi, kongre salonu, AVM gibi yapıların çatıları kar yüküne karşı duyarlıdır.
Kar kalınlığının 15-20 cm yi aşması durumunda mutlaka temizlenmelidir. Bu tür yapıların proje aşamasında kar temizleme yada eritme planları da hazırlanmalıdır.
İzmir’imizin merkezinde belki kar sadece eğlence kültürü içinde yer almaktadır .
Ama bu çatı işini sedace İzmir’in merkezi yani Konak ile sınırlı tutamayız. Genele bakmalıyız, Ege’ye bakmalıyız...

*- Birilerini mutlak ilgilendiriyordur...

Şunu da uzman görüşü olarak aktarayım:
Dik çatılarda kar rüzgâr ile savrulur veya kayar.
Dolayısıyla kar yükü çatı eğimine bağlıdır.
Şiddetli esen rüzgâr, karın esinti yönünde yer değiştirip, bazı çatı bölümlerinin aşırı yüklenmesine neden olur.
Bu durumda eğimli yüzey üzerinde eşit olarak dağılmayan kar yükünün çatı taşıyıcı sistemi üzerinde hasar oluşturması kaçınılmazdır.
Özellikle kar yağışının fazla olduğu bölgelerde çatı eğiminin artırılması alınacak ilk önlemlerden biridir.
Çatı eğiminin artırılması ile çatıda biriken kar yükü, zemindeki kar yükünün yüzde 30-50’sini geçmeyecektir.
Ayrıca çatılarda buzlanmayı engellemek için, çatı sıcaklığının dış hava sıcaklığına eşit olması sağlanmalıdır.
Bunun için hatasız ve eksiksiz uygulanan ısı yalıtımı ve su yalıtımı ile birlikte çatıda uygun bir havalandırma oluşturulmalıdır.
Kar yağışının etkili olduğu bölgelerde uygulanan eğimli çatılarda, kar etkeninin ortaya çıkarabileceği buz bentleri oluşmasının önüne geçilmesi, yağış sularının yapı içine girmesi ve taşıyıcı sistemde hasar oluşumunun engellenmesi için çatı boşluklarında ve çatı kesitlerinde havalandırma düzenlemenin önemi büyüktür.
Bunları da ‘Sosyal paylaşım projesi’ diyerek sizlerle paylaştım..
Belki sizi değil ama komşularınızı, akrabalarınızı, hemşerilerinizi bir noktası mutlaka ilgilendiriyordur.

    
***-
GÜNCEL

Bergamalı bir hayırseverini kaybetti

Tahsin Tuna Bergamalı eski, yani usta diyebileceğim bir gazeteci...
Gönderdiği haber belki sizi değil ama binlerce Bergamalı’yı ilgilendiriyor.
Benim de tanıdığım Hayırsever Kadın Mukaddes Kuduğ İkinci ameliyete dayanamayarak can vermiş.
Bergamada yaklaşık 50 yılı aşkın süredir ‘Bergama Yardım Sevenler Derneği’ Başkanlığı Adı altında;  kimsesiz, yetim ve fakir çocukları her 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve çocuk Bayramında toplayarak toplu sünnet ettiren Mukaddes Kuduğ (87)  ayak damarlarının tıkanıklığından dolayı ikinci ameliyatına dayanamayarak yaşama veda etti.
Mukaddes Kuduğ'a sosyal Medyadan yüzlerce Bergamalı sevenleri   ‘Sağlığına kavuşman için duacıyız!’ demişlerdi.

*-  Vatandaşın düzmece haberlere yanıtı!

Gezici Araştırma Merkezi, 2016’da Türkiye’nin en başarılı büyükşehir belediye başkanlarını araştırdı. Araştırmanın sonuçlarına göre, en başarılı büyükşehir belediye başkanı yüzde 64,7’lik başarı oranıyla Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu oldu.
 İkinci sırada yüzde 62,6’lık başarı oranıyla Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Cengiz Ergün bulunuyor.
8 bin 762 kişinin katılımıyla gerçekleştirildiği bildirilen ankette; 30 farklı büyükşehirde yaşayan ve farklı sosyo-demografik gruba mensup kişilerle gerçekleştirilen çalışmada temel kriterler şöyle sıralandı:
Vatandaş memnuniyeti, belediye hizmetlerine vatandaşların yerinde ve zamanında ulaşılabilirliği, engelli vatandaşlara yönelik çalışmalar, kültür ve sanata verilen destek, Suriyeli mülteciler ile ilgili çalışmalar, belediye başkanlarının vatandaş tarafından tanınırlık düzeyi, sosyal medya kullanımı ve iletişim kanallarının etkin kullanılması, çevre sorunlarına duyarlılık ve bunların çözümüne yönelik etkin projelerin uygulanıp uygulanmadığı, sosyal yardımlar ve bunların vatandaşa ulaştırılması, kamusal ve sosyal projelerin hayata geçirilmesi ve sivil toplum kuruluşlarıyla bu alanlarda yapılan işbirliği, kalkınma projeleri, hibe projelerine başvuru ve desteklerin alınması, doğal afetlere hazırlıklar, kadınlara yönelik pozitif ayrımcılık, çocuklara kreş açılıp açılmadığı, tıbbı atıkların toplanması aynı zamanda geri dönüşüm atıklarının toplanmasını sağlayan belediyelerin belirlenmesi, belediyeler arası bütçe kullanım performanslarının resmi veriler doğrultusunda puanlaması ve ulusal-uluslararası kuruluşlarla ortak yapılan projeler.
Bunların yanı sıra, şehirlerin marka değerinin artırılması amacıyla tanıtımı hususunda yapılan aktiviteler de kriterler arasında yer aldı.
Listeye baktım; İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu
Denizli’deki Merkezefendi Belediye Başkanı Muhammet Subaşıoğlu,
İzmir Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş, Rahmi Gençer (Ayvalık – Balıkesir),, Özer Kayalı (Kuşadası – Aydın), Serkan Acar    Aliağa – İzmir, Hasan Karabağ’da bulunuyor.
Bu anketin okurken ilk iki yani Aydın ve Manisa ilgimi çekti. Yandaş basın sürekli olarak bu iki başkan hakkında öften püften haberler yaparak halkı aldatmaya yöneliyorlar ya, vatandaş onlara cevap vermiş oluyor...

***-
GICIK

*- Allah herkesin kalbine göre versin; İyiye iyilik, kötüye kötülük!
*- Bir kadının en hassas olduğu 3 şey vardır; Gururu, namusu ve yüreği! Sakın gururunu incitmeyin, namusuna laf etmeyin, Ve sevgisini kazansaydınız eğer o yürekten hiç gitmeyin...
*- Kıştan sonra baharı verdiğin gibi, sıkıntıdan sonra bizlere selamet ver Allah’ım...
*- Verdiğin değerin kıymetini anlamayan o değeri, bıçak gibi kestiğinde anlar...
*- insanlardan bir şey beklemiyorum, huzurumu kaçırmasınlar yeter!
*- Bazen ne yaparsan yap yaranamıyorsun ve yaranamadıkça yaralanıyorsun...

 

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.