22 Kasım 2024
  • İzmir15°C

ÖZLEM ŞAN OĞUZHAN RÖPORTAJI BÖLÜM 3

ALİAĞA HABER/ ALFATİVİ/ ŞENOL GÖK / Yaptığımız röportajlarda, siyasiler Belediyede 150-200 kişi fazladan eleman olduğu, istihdam fazlası bulunduğunu söylüyor. Sizin belediyedeki kadroların şişkinliği konusunda bir tespitiniz var mı?

Özlem Şan Oğuzhan Röportajı Bölüm 3

28 Mayıs 2013 Salı 21:55

DEMİR LEYDİ ÖZLEM ŞAN OĞUZHAN RÖPORTAJININ BİRİNCİ BÖLÜMÜNÜ OKUMAK İÇİN LİNKE TIKLAYINIZ http://www.gunaydinaliaga.com/news_detail.php?id=9063

İKİNCİ BÖLÜMÜ OKUMAK İÇİN LİNKE TIKLAYINIZ

http://www.gunaydinaliaga.com/news_detail.php?id=9079

 

ÖZLEM ŞAN OĞUZHAN RÖPORTAJI BÖLÜM 3 (SON BÖLÜM )

ALİAĞA HABER/ ALFATİVİ/ ŞENOL GÖK / Yaptığımız röportajlarda, siyasiler Belediyede 150-200 kişi fazladan eleman olduğu, istihdam fazlası bulunduğunu söylüyor. Sizin belediyedeki kadroların şişkinliği konusunda bir tespitiniz var mı?

Çalışmayan, kaytaran insanın belediyede işi yok. Bankamatiklerin belediyede işi yok. Bu kadar açık ve net. Kendine bankamatik başka bir kurum bulsun. Ama ben belediyede 150 tane bankamatik eleman olduğuna inanmıyorum. 

Siyasilerin iddiası, Elinde liste varmış. 150 bankamatik var diyorlar

Keşke o elinde liste olanlar bize de getirse o listeleri de, biz de Turgut Başkana söylesek, Turgut Başkan da gereğini yapsa. Ben 150 bankamatik olduğuna inanmıyorum. Eski belediye yönetiminde bizim en kızdığımız şey Bankamatiklerdi. Böyle bir insan partili değildir. Partili bir insan belediyede çalışmaya girmişse diğer çalışanlardan iki kat fazla çalışmak zorundadır. Bu kadar açık ve net. Hiç kimde, “partiliyim” diye belediyede kayrılmamalıdır.

Belediyede her yıl denetim raporları açıklanıyor. Bu rapor her yıl Belediye Meclisi’nin Nisan toplantısında açıklanıyor. Denetim Raporlarını okuma fırsatınız oluyor mu?

Dönem dönem okuyorum.

Denetim Raporları hakkında bir girişiminiz oluyor mu?

Bunlarla ilgili görüşüyorum.

Örneğin, geçen seneki denetim raporunda….

Geçen yılki denetim raporunu almadım. Biliyorsunuz bizim tam delege seçimlerimizin olduğu dönemdi. Bundan dolayı geçen seneki rapor elimde yok.

Belediye Meclisi öncesi belediyede partililerle Grup toplantısı yapıyorsunuz. Yani belediye işleyişini yakından takip ediyorsunuz.

Evet yakından takip ediyorum

Denetim Raporunda geçen yıl Fuat Özer’in gösterdiği hassasiyetleri hakkında bir girişiminiz oldu mu? Sorunların düzeltilmesi konusunda?

Evet biliyorum. Ben o grubun başkanıyım. Bunlarla ilgili her şeyi grupta konuşup, gruptan sonraki süreçte bilinçsiz yapılan bu tür hatalara yer verilmemesi yönünde grup olarak karar alıyoruz.

Ancak aradan geçen 1 yılın ardından aynı hataların tekrarlandığı görülüyor. Sizin uyarılarınıza rağmen, Belediye bir ders almamış gibi görünüyor.

Bakın, ben ilçe başkanıyım. Belediyeyi ben yönetmiyorum. Kılıçdaroğlu da dile getirdi,  Bizde en büyük zafiyet şu; İlçe Başkanları belediyeyi yönetmek ister. Belediye Başkanları da örgütü yönetmek ister. Karmaşanın sebebi budur. Ben Belediye Başkanı Turgut Beye bir takım önerilerde bulunuyorsam, İlçe Başkanlığı sıfatımdan değil, aynı zamanda kendisinin şahsi avukatı olduğum için önerilerde bulunuyorum. Belediyeyi yönetmek şu anda benim işim değil, CHP örgütünün işi değil. Ama biz bir örgütsek, bizim adımız da geçiyorsa, grup toplantısında tüzük gereği üzerime ne düşüyorsa, bu konularda gerekli konuşmaları yapıyorum. Daha rapor bana gelmedi ama aynı şeylerin tekrarlanacağı gibi bir şey varsa…

Aynı hataların katlanarak arttığı belirtiliyor: Müfettiş raporlarında Özellikle doğrudan teminlere dikkat çekiliyor. Siz müfettiş raporlarına bakıyor musunuz?

Ben, “bana müfettiş raporunu getirin” diyemem. Bana söylenirse bakabilirim. Belediyede bir müfettiş var diyorlar ama hangi konuda var bilemem. Ama imarla ilgili sıkıntı olduğunu biliyorum

Kamuoyu, Aliağa Belediyesi’nin, Ak Partili Meclis üyeleriyle daha iyi çalıştığını konuşuyor. Sizin görüşünüz nedir?

Ak Partili Meclis üyeleri de bu güne kadar belediyeyi ve Turgut Beyi zora sokacak hiçbir şey yapmadılar. Gayet uyumlu bir çalışma sergiliyorlar. Ben onu gözlemliyorum. Kendilerini de uyumlu bir çalışma yaptıkları için tebrik ediyorum. Onlar da belediye meclisinin üyesi. CHP’li bir Meclis üyesinden Ak Parti’li bir meclis üyesinin farkı yok. Benim gözümde de yok, çünkü Meclis üyesi sıfatları var. Partileri benim için çok da önemli değil. O arkadaşlarımız da gerçekten Aliağa Belediyesi için iyi çalışıyorlar.

Bir gazetede demecinizde “Siyasette Kadın olmak, kadınların siyaset yapması daha zor”  şeklinde görüşleriniz yayınlandı. Açar mısınız?

Çok daha zor. “Bir kadınla başa çıkamadık” lafı çok söyleniyor mesela. Burada hem sizi gururlandırıyor, hem de bir aşağılama anlamı var. O da sinirlendiriyor sizi. Ben bu sözü çok duydum. 

Bu Türkiye toplumunun ataerkil yapısından mı kaynaklanıyor yoksa CHP mi ataerkil?

Türk toplumunun ataerkil yapısından tabii ki.   Köy çalışması yapıyorum. Gidiyorum köye gayet rahat oturuyorum. Ama diğer bayanlar gelmiyor oraya. Ben, kadınlar da oraya gelsin istiyorum. Ya da en basiti, Cuma vakti gidiyorsunuz, Cuma namazına giremiyorsunuz. Bu toplumsal bir dezavantaj. Ama, benim bir erkek meslektaşım olsa, biliyorsunuz Turgut bey Cuma namazını kılıp insanlarla bir arada olabiliyor.

Bakın ben avukatım, bir çok köylü müvekkilim bana avukat hanım demiyor, avukat bey diyor. Bu bir bakış açısı sağlar size. Çünkü avukatlık mesleği bir kadına göre gelmiyor ona. Köylerde bana “kadın kolları başkanı mısınız?” diyorlar. Bu toplumda, siyasette kadının çok yer almamasından kaynaklanıyor.

Ama partiniz sizi koruyor, kadın kontenjanıyla.

O çok önemli. Bu yüzden çok rahatım zaten. CHP’den başka Kadının bu kadar korunduğu bir parti yok. Yani her türlü yeri istediğinizde gücünüze güvenirsiniz, aday olarak çıkarsınız. İpi göğüslersiniz, geçersiniz.

Özlem Şan Oğuzhan olarak başka ne zorluklar yaşıyorsunuz?

Ben aynı zamanda bir anneyim. En çok sıkıntıyı kızım yaşıyor. Mesleğimle ilgili Allah’a çok şükür bir sıkıntım yok. Benimle beraber çalışan 2 avukat arkadaşım daha var. İşlerimizi gayet güzel götürüyoruz. Evimle, eşimle ilgili bir problemim yok. Bana her zaman destek olan bir eşim var. Sağolsun. Ama benim kızım küçük, 10 yaşında. Annesini daha fazla görmek istiyor. Bu tür zorluklar yaşıyorum. Dediğim gibi kadın olarak bazen ortamlara giremiyorsunuz. Cami avlusunda duruyorum ama namaza duramıyorum mesela.

Özlem Şan Oğuzhan iyi bir anne midir, iyi bir eş midir?

Bunu kızıma sorsanız daha iyi olur. Ama iyi bir eştir. İyi bir annedir. Kızım o kadar benimsemiş ki bu işi, delege seçimi sürecinde beni çok göremedi, seçimden sonra bir gün bana sordu; “Anne sen daha ne kadar başkan olacaksın?” dedi. “Daha yeni kazandım kızım, 2 yıl var” dedim. “Sen onu boşver, sen Kılıçdaroğlu’nun yerine ne zaman geçiyorsun” dedi. Kızımın hedefi çok büyük.

Ailede siyaset yapan iki kişi var o halde. Kocanız apolitik sanırım

Kocam apolitiktir. Ben ve kızım politikayla uğraşıyoruz. Onu da CHP Çocuk kolları başkanı yaptım.

Siz Ağrı doğumlusunuz. Kürt asıllı mısınız?

Ben tam bir karmayım. Benim yüzde 50’lim Azeri. Babam Azeri’dir. Anneannem Çerkez’dir. Annemin babası, Dedem Kürt’tür. Yani yüzde 25’im Kürt, yüzde 25’im Çerkez, yüzde 50’lim de Azeri’dir. Ben tam bir mozaiğim. Ben o yüzden güzelim. Melezler güzel olur ya.

Biliyorsunuz açılım var. Siz Kendinizi ne olarak hissediyorsunuz?

Ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım. Hiçbir şekilde ne ordan hissediyorum, ne buradan hissediyorum. Ben her şeyden önce kendimi “birey” hissediyorum. Ben bu ülkenin bir bireyiyim. Etnik kökenimin hiçbir anlamı yok. Ben bir bireyim, kazanımlarımı özlem Şan Oğuzhan olarak yaptım. Ama bir Azeri müziği çaldığında çok seviyorum yani.

Gangnam Style dansını da güzel oynuyorsunuz

Öğrendim. Yetenekliyim o konularda. Güzel de Çökertme oynarım.

Kamuoyunda çok konuşuluyor, sormam lazım; Kadın Kolları Başkanınızın Tuncelili ve Alevi olması, gençlik kolları Başkanınızın Tuncelili ve Alevi olması bir tesadüf mü?

Tamamen tesadüf. İkisi de seçimle geldi. Seçim sonucuna herkesin boynu kıldan ince. Seçimle geldiler.

Ama bu sonuçta ilçe başkanı olarak sizin de bir tercihiniz.

Aday olan başka arkadaşlar var mıydı bilmiyorum ama onlar seçimle geldiler. Seçimlerine hiç karışmadım.

Seçimlere tek aday olarak mı girdiler?

Sanırım. Sanırım tek adayla girdiler. Kadın kolları ve gençlik kollarının bağımsızlığına inanıyorum. Ana yönetim olarak onların üstünde baskı unsuru değiliz. Kendilerini geliştirmeleri için bağımsız hareket etmeleri gerektiğine inanıyorum. O yüzden seçimlerine de hiç karışmadım. Gençlik kollarında oy kullanamıyorum zaten. Kadın Kolları’nda da geldim, oyumu kullandım. Ama seçimlerin duyurularının yapılmasına olanak sağladım tabii.

CHP’den kim aday olursa, halkın karşısına mevcut belediyenin icraatlarıyla çıkacak. Yani Özlem Şan kazanırsa, belediye memnuniyetinden dolayı kazanacak. Kazanamazsa, belediye çalışmalarının memnuniyetsizliğinden kazanamayacak. Sizce Doğru mudur?    

Bu bir etkendir.

Seçimde sermayeniz belediye çalışmaları olacak. Aliağa’da girişimde bulunup da çözdüremediniz, ertelenen sorunlar var mıdır?

Bizim Turgut Beye sorun diye götürdüğümüz, çalışma yapılmayan hiçbir konu yok. Bir memnuniyetsizliği bir Başkan’a iletiriz. Yasal olarak yapabileceği bir şey varsa her şeyi yapmıştır.

Bizim başarıya ulaşamadığımız, O da Büyükşehir belediye başkanımızın hukuksal nedenlerle olmadığını söylediği bir olay var; Metro’dan Aliağa’ya dolmuş olayı. Bu konuda henüz çözüme ulaşabilmiş değiliz. Biz bu noktaya parmak basıyoruz sürekli. Çünkü orada halkın gerçekten bir sıkıntısı var. Halkımız, her yerde metrodan sonra izulaş’ın araçları var, Aliağa’da neden yok diyor. Bu büyük bir sıkıntı. Çözüm için bu konuyu da Turgut Beye ilettik. Turgut Bey de Aziz Başkanla görüşüyor. Hepimiz bu konularda girişimlerde bulunuyoruz.

Menemen’e 32 km uzaklıktaki Çukurköy’e büyükşehirin otobüsleri gidiyor. Vatandaş, “Çukurköy’e giden otobüs neden İZBAN istasyonundan Aliağa merkezine ya da köylerine gitmez? Çukurköyden Aliağa’ya kadar 1.85 TL’ye gleiyorum. Ama Aliağa tren istasyonundan Aliağa merkezine gidemiyorum” diyor. Vatandaş bu konuda belediyeyi suçluyor. 10 dolmuşçu burada adam edilecek diye bu sıkıntı yaşanıyor. Siz ne düşünüyorsunuz?

Evet, bu bir sıkıntı ama bize öyle açıklamadılar. Bize, 90 km sınırının Aliağa’da bittiğini söyledi yetkililer.

Hayır. Gaziemir’de niye bitmiyor?

Bize öyle açıklandı. Cumaovası’nda da aynı şey geçerliymiş.

Belediye Başkan yardımcısı Münir Nurettin Bayrav “Biz buraya otobüs koyarsak, 90 dk dışında 1.85 TL daha ücret alacak.” Diyor. Sen 40 km’lik Eski Foça’ya tabii ki çift bilet al. Ama, 1 km’lik bir Aliağa merkezi için çift bilet alamazsın. Biri bunu Aziz Kocaoğlu’na anlatsa, hemen çözer. 

Bu sorun Aziz Kocaoğlu’na iletildi.

İkinci bir sorun da öğrenci kimlikleriyle ilgili. Öğrenci kimliklerini metro kabul ediyor, ama Aliağa dolmuşları kabul etmiyor. Neymiş, Şoförler Odası’na gidip 15 TL para verip kart alacaksın. 9 Eylül Üniversitesinin kimliğini tanımıyorlar. Öğretmen indirimlerini, 65 yaş uygulamasını tanımıyorlar. Böyle yasadışılık olmaz. Bu öğrencilerimizi, gençlerimizi mağdur ediyor. Siz ne düşünüyorsunuz?

Tansu Beyin Aliağa’ya en güzel hediyelerinden diyelim buna. O sözleşmelerin süresi var diye biliyorum.

Sözleşme biteli üç yıl oluyor. Üç yıldır sözleşmesiz ve bedava çalışıyorlar. Önceden belediyeye ayda 300 bilet katılım payı ödüyordu dolmuşlar. İhalesiz, bedava çalışıyorlar. Aliağa Belediyesi denetimini de kaldırdı dolmuşlar. Tamamen yasadışı ve denetimsiz çalışıyorlar.

Evet, bu konuyu tekrar gündeme alalım.

İstiklal Caddesi, araç satışı yapılan açık bir galeriye dönüştü. Kimse önlem almıyor. Çekicimiz var, araç Emniyet Müdürlüğünde çürüyor. Başkan yardımcısı Münir Nurettin Bayrav’a anlattım, duvara mı anlatıyorum bilemedim. Şoförler Odası Başkanı Erdinç Şen, Münir’in odasında çıkmıyor. Adamın bütün işi gücü, Şakran dolmuşları, helvacı dolmuşları. Vatandaşı kimse düşünmüyor. Bu konuda bilginiz var mıdır.

Evet, İstiklal Caddesi’ndeki satılık araçlar ve park çok ciddi bir sorun. Ben bu konuyu çok araştırdım. Ama Aliağa Belediyesinin yetkisi yok. Büyükşehir kaldırabilir. Yerel zabıtanın bu yetkisi yok. Büyükşehir Belediyesi trafik dairesi var.

Sizinle uzun bir röportaj yaptık. Görüşlerinizi açık yüreklilikle anlattınız. Röportajımızın sonunda son olarak neler söylersiniz?

Kamuoyuna söylemek istediğim bir şey var; Bir takım senaryolar yazılıyor. O senaryolarda birileri bana roller biçiyor. Ben de şunu söylüyorum; Kendi yazmadığım hiçbir senaryonun içinde değilim. Bu böyle biline. Ne birilerinden milletvekilliği sözü almışlığım var, Ne de birilerinden Belediye Başkan yardımcılığı sözü almışlığım var. Dün ne söylüyorsam, bugün aynı şeyi söylüyorum. Tutamayacağım hiçbir sözü vermedim. Hiç kimseye bir söz vermedim. Ben her şeyi örgütümle paylaşıyorum. Lütfen spekülasyonlara gelmesinler. Benimle ilgili duyumları olduğunda hiç çekinmeden beni arasınlar. Hiçbir partiliyle de problemim yok. Kimseyi hain olarak nitelendirmiyorum. Kimseyi yandaş olarak nitelendirmiyorum. Hepimiz bu ailenin bir üyesiysek aramızda saygı sevgi çerçevesinde ilişkiler olmalı. Bu parti, büyük bir ailedir. Her ailenin içinde bazen tatsızlıklar yaşanabilir.

Aliağa Belediyesi çalışmaları bugünden sonra daha da artacak. Çalışmalar hızlanacak. Belediye Başkanımız köy köy dolaşıyor. Yatırımlarını arttırdı. Dürüst ve çalışkan bir belediye başkanımız var. Son 1 yıldır ben başkanımızı her sabah bir köyde görüyorum. 

CHP’nin ikinci dönem yerel iktidarında Aliağa daha güzel, daha yaşanabilir, gelecek 20-30 yılı planlanmış, daha sosyal bir şehir haline gelecek. Aliağa’nın kesinlikle şüphesi olmasın. Partimize güvenmeye devam etsinler.

Sayın Oğuzhan Röportajımız bitti. Bize zaman ayırdığınız için teşekkür ederim. (SON)

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.