KİMİ KİME ŞİKAYET EDECEKSİN?
Yaşar Eyice
24 Kasım 2016 Perşembe 21:05
KİMİ KİME ŞİKAYET EDECEKSİN?
Yaşar Eyice / Yeni Vizyon Gazetesi
Bunlar kimlere güveniyor?
Nihayet aylar sonra aradığım şahsı buldum!
Şoförlere sorduğumda, ‘Şu karşıdan gelen gözlüklü!’ dediler.
Bu zamanda bir yetkiliyi bulmak kolay değil...Gözlüklü genç adam elleri ceplerinin içinde sağa sola bakıp yavaşça marşandiz gibi bulunduğum noktaya doğru gelirken, en iyisi ben kendisine doğru gideyim, dedim.
Ben yolun ağzında o kaldırımda önüne çıkıp, ‘Yetkili siz misiniz?’ diye sorduğumda, hiç istifini bozmadan ‘Ne yapacaksın?’ diyerek sorumu soru cümlesi ile yanıtladı...
‘Daha önceleri de gündeme getirmiştim, ilgilenen olmadı!’ dedikten sonra isteğimi söyledim:
‘Sizden ricam; bu geniş alanın üç ayrı noktasına, planların tabela şeklinde konulması ve böylece vatandaşın zaman kaybı olmadan bineceği otobüse ulaşması!’
Bu kez, ‘Sen nereye gideceksin?’ diye sordu...
‘Alsancak yönüne!’ deyince, ‘Bak şu otobüs park yeri bulunmadığından dolaşıyor ya, onu takip et, şu kısma yanaştığında bin!’ diye sözde yardımcı oldu...
*- Birbirimizi anlamıyoruz!
‘Ben size ne diyorum, siz ne diyorsunuz!
Ben doğma büyüme İzmirliyim...
Babam da, dedem de, onun dedesi de İzmirli...
Yani bir parça da olsa biliyoruz.
Durakları ben arayarak vakit geçiriyor, deli danalar gibi bir o yana bir bu yana gidiyorsam, binlerce yolcuyu taşıyan metrodan inenler sıkıntı yaşıyor.
Ben baştan söylediğim gibi sizin üstünüzde kim varsa ona yazılı, sözlü nasıl istiyorsa bu isteğimi iletin!
Benim vatandaş olarak isteğim bu!’ deyince, ‘Evet, isteğinizi yerine getireceğim!’ diyerek gönlümü alacağına, ‘Neden yüksek sesle konuşuyorsun, sen kimsin benimle böyle konuşuyorsun!’ demez mi?
‘insanı çıldırtmakta bir numaralı sistem zaten bu!
Sorunu çözmede yardımcı alacağına ‘şef’ mertebesine ulaşan kişinin tavrına bakın...
*- Ne dayanışması bunun adı?
Bu sırada meraklı bir ESHOT Şoförü de yanımıza geldi.
Meslek dayanışması mı, yoksa kendinden daha genç şefin gözüne girmek için mi, ya da neyse, o da ‘Baksanıza duraklarda tabelalar var!’ diyerek arka çıktı arkadaşına...
Yine tekrarladım...
‘Henüz gözlerim görüyor. Biraz okumam yazmam da var. Ancak ben bu geniş alanda bineceğim otobüsün durağını arayarak zamanımı kaybediyorum. Belki de otobüsü kaçırıyorum. Örneğin şimdi İhracatçı Birlilkleri’nde olmam gerekiyordu, önemli bir toplantıya katılacağım, ama hala bineceğim otobüsü bulamadım’ dedikten sonra gözlüklü şefe ‘Sizin isminiz nedir?’ diye sordum...
‘Sana ne?’ dedi.
‘Benim adım şu, sizi genel müdüre ve Başkan Aziz Kocaoğlu’na şikayet edeceğim!’ deyince, fena halde sinirlendi...
Aynen İstanbul’da AKP üyesi İSPARK ya da İETT Yetkilileri gibi davrandı..
‘Dayak yemeden kaçayım!’ diye düşündüm...
O kadar sinirlenmiştim ki, belediyeye gidip Genel Sekretere durumu anlatayım, dedim.
Aklıma geldi....
İzmir’i bilmediği gibi havasından yanına yaklaşılmıyor,
Vatandaşla görüşmüyor.
Ha sahi ben bilmiyorum, acaba ESHOT’un Genel Müdürü ya da yardımcıları var mı?
Yoksa bazılarının iddia ettiği gibi, partide egemen olan bazı kişilerin istedikleri mi oluyor?
Yani listeler dışarıda belirleniyor, şu kişi şuraya uygun falan mı deniliyor.
Bunları düşününce kendi kendime bu kez ‘Boş ver, sana mı düştü, vatandaşın sorunu?’ diyerek bundan da vazgeçtim...
Kimi kime şikâyet edeceğim?
Diyecekleri şu, ‘Bula bula bu garibanı mı buldun?’
Koruma ve korunma yollarının biri de bu soruda gizli!
Adamın işi belli, elleri cebinde dolaşmak!
Herhalde artık İstanbul’da, Ankara’daki olayları da normal karşılamam gerekecek.
*- İşkencenin bir başka türlüsü
Daha sonra tesadüfen; Kaya Çelikkanat, Erol Akıncılar, Murat Eştürk, Hulusi Şenel ve Ünal Tümin’le karşılaştım...
Hepsi Gazeteci...
Birlikte bir davete gidiyorlarmış...
Murat Eştürk, ‘Bizim başkanın başına ne gelmiş!’ dedi.
‘Bizim Başkan!’ dediği İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin Onursal Başkanı Erol Akıncılar idi...
Yıllarca İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin başkanlığını sürdürdükten sonra, Genel Kurul karara ile Onursal Başkan yapılmıştı.
O da toplantıya geç kalmamak için Karataş’taki Basın Merkezi’nden çıkmış...
Yanından geçen ve durakta yolcu alan otobüse yaşına rağmen koşturmuş...
Tam yetiştiği anda kapı kapanmış ve otobüs hareket etmiş...
Ben biliyorum, doktor oğlu ile gelini, ‘Babacığım sakın kendini yorma!’ demişlerdi...
Yani uyarı yapmışlardı sağlığı konusunda...
İşte Avrupa’ya birlik mesajı veren ve örnek çağdaş kent İzmir’de böylesine incir çekirdeğini doldurmayacak olaylar da yaşanıyor!
Neden?
Çünkü böylelerine hadleri bildirilmiyor...
Mutlaka bir partili ya da meclis üyesinin torpili bunlar...
Sinek küçük ama mide bulandırıyor.
Bunlar tansiyonu yükseltiyor.
İnsanı sinirlendirerek ömürlerinden çalıyorlar.
Bundan büyük suç mu olur?
Her zaman yazıyorum:
Nedense ‘Evet- hayır’, ‘Biliyorum-Bilmiyorum’ ya da ‘Teşekkür ederim, uyarınıza!’ demeyi bilmiyoruz..
Hep işi yokuşa sürüyoruz.
Bir zamanlar hareket şeflerine kağıt kalem verilmiş, ‘halkın şikayetlerini alın, yazın!’ demişlerdi.
Şimdi çok bilenler olduğundan buna gerek yok...
Ya da vatandaş ne ki?
Seçim zamanı oyunu verecek kişi...
Burada ne demek istediğimi anlayanlar çıkmıştır...
*- Gitmekten caymadım!
Tabii ki davete biraz geç gittim...
Özellikle sorular ve dilekler kısmı çok ilgimi çekti.
Dikkatimi çeken, 25 Mayıs 2017 tarihinde, İzmir’de gerçekleştirilecek, ‘Fikrini Geleceğe Taşı’ sloganıyla yola çıkan ‘V. Uluslararası Gıda Ar-Ge Proje Pazarı’ etkinliğinin tarihinde İzmir'de gerçekleşeceği lansmana Manisa ve Muğla’dan bile konukların katılmasıydı.
Gıda ürünleri ihracatında katma değeri arttırmak, yeni teknoloji ve metotları üretim süreçlerine kazandırmak, üniversite-sanayi işbirliğini güçlendirmek amaçlarına yönelik olarak Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) koordinasyonu ve Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) organizasyonunda ‘Fikrini Geleceğe Taşı’ sloganıyla yola çıkan ‘V. Uluslararası Gıda Ar-Ge Proje Pazarı’ etkinliğinin kapalı kapılar ardında kalmayacağı inancı idi.
*- Demek gidebiliyorlarmış!
Söylemeden edemeyeceğim:
Birçok Üniversite’den bilim adamları da vardı lansmanda, Ege Üniversitesi’nin yeni Rektörü ile Dokuz Eylül Üniversitesi’nin yeni Rektörünün bir yardımcısı...
İkisi de konuştu...
Benim anladığım ‘Günah çıkartma’ gibi birer konuşma idi...
Biliyorsunuz Ege Üniversitesi yeni Rektörü oylamada çok gerilerde kalmış ve sadece dördüncü olmuştu.
Ya Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü.....
Maşallah dualarla tekbirlerle koltuğuna oturmuştu.
Yanılmıyorsam o da birincinin çok arkasında bir oy oranı ile üçüncü sırayı almıştı üniversite içindeki yarışmada.
Peki duaları nereden biliyorum?
İlahiyat Fakültesi’nden gelen bir öğretim üyesinin paylaştığı mesajından..
Körlerle sağırlar birbirini ağırlar denir ya, yine maşallah bazıları bir şey beklediğinden mi neden, Rektör Hoca’ya iyi yağ çekti...
Eski rektörler süreleri dolduğu için üçüncü kez aday olamadılar.
Yeni Rektör söze öyle girdi ki, sanki yarışmayı birincilikle bitirmiş, herkesi silip süpürdükten sonra, onların yanlışlarını da düzeltmeye gelmiş...
Örneğin: üniversitenin duvarlarını kaldıracakmış...
Ve de sanayici ile değil sektör yetkililerinin emrindeymiş...
Yani bu günü kadar hep hata yapılmış, Ege Üniversitesi yanlış yönetilmiş, kendi kabuğu içindeymiş...
Zaten hep böyledir...
Gelen öncekini ama açıkça ama dolaylı yönden tenkit eder...
Ama bir ünlü söz daha vardır:
Gelen gideni aratır, diye...
Yakında göreceğiz üzüm mü yenilecek, yoksa bağcı mı dövülecek?
*- Amaç katma değeri yükseltmek
V. Uluslararası Gıda Ar-Ge Proje Pazarı Yürütme Kurulu Başkanı, Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Rıza Seyyar, ‘Ege İhracatçı Birlikleri organizatörlüğünde 2012 yılından bu yana düzenlenen Gıda Ar-Ge Proje Pazarı etkinliği ile gıda ürünleri ihracatında katma değeri artırmak, yeni teknoloji ve metotları üretim süreçlerine kazandırmak, üniversite-sanayi işbirliğini güçlendirmek amaçlarına yönelik olarak potansiyel Ar-Ge işbirlikleri yaratılmasını amaçlıyoruz.
Araştırmacılar ve öğrenciler tarafından hazırlanan gıda ile ilgili yenilikçi ve inovatif ürünlerle katma değerli üretimi artıracak projeler bu etkinlik sayesinde sanayicileri, profesyonelleri ve yatırımcıları buluşturuyoruz. Önümüzdeki dönemde, V. Uluslararası Gıda Ar-Ge Proje Pazarı” etkinliğini 25 Mayıs 2017 tarihinde İzmir'de gerçekleştireceğiz’ dedi.
*- Karar verin!
Bu nasıl konuşma?
Koskocaman Rektör Hoca, ‘Üniversite – Sanayi işbirliğine karşıyım!’ diyor, bir ihracatçı ve diğer konuşmacılar ısrarla ‘Üniversite- Sanayi işbirliği!’ diyebiliyor?
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı İzmir İl Müdürü Ahmet Güldal lansmanda yaptığı konuşmada; ‘Bakanlığımızca gıda ve tarımla ilgili işleri yakından takip ediyoruz. Gıda Ar-Ge Proje Pazarı da bizim önemsediğimiz ve yakından ilgilendiğimiz bir iştir. 40 milyar dolar tarımsal ürün ihracat hedefimiz olan bir dönemde yeni projeler üreticimizden, alıcılara, sanayicilere, ihracatçıya ve üniversitelere kadar herkesin işbirliği içinde çalışmasıyla mümkün olacaktır.
Ne kadar başarılı ve çok proje üretilirse hayata geçen proje sayısı da artar ve bu hedefe ulaşmamıza yardımcı olur. Bu sene de iyi sonuçlar doğuracak bir proje pazarı etkinliği gerçekleşeceğine inancımız tamdır’ diyerek görüşlerini bildirdi.
*- İşbirliği şart..
Lansmanda yaptığı konuşmada proje konularına değinen V. Gıda Ar-Ge Proje Pazarı Danışma Kurulu Üyesi Prof. Dr. Uygun Aksoy’u konuya hakim olması ve soruları çok rahat yanıtlaması nedeniyle kutluyorum.
2017’de düzenlenecek V. Uluslararası Gıda Ar-Ge Proje Pazarı etkinliği kapsamında Avrupa başta olmak üzere Amerika ve Asya’daki üniversiteler ile işbirliği kurabilmek için çalışmaların sürdürülmekte olduğunu, söz konusu proje pazarı için ilk olarak İspanya’daki Valladoid üniversitesi ile ‘Bilimsel İşbirliği Protokolü’nün imzalandığını da öğrenmiş olduk.
*-
***-
GÜNCEL
Şiddete sessiz kalma
‘Bir Anne Tüm Dünyayı Değiştirebilir’ başlığı altında 25 Kasım Cuma günü Alsancak Gündoğdu Meydanı Zübeyde Hanım Anıtı önünde saat 12.00’de, ‘Kadına Şiddete Sessiz Kalma’ etkinliği Cumhuriyet Kadınları Derneği Genel Başkanı Dr. Canan Arıtman tarafından düzenleniyor.
*- Kültür etkinliğine ev sahipliği yapacak
Aralarında Kültür Kentleri Birliği,Çağdaş Yaşam Özürlüler Derneği gibi derneklerin,Tüm Yerel Sen gibi sendikaların yeraldığı ‘Kültür ve Sanatta Birliktelik Koordinasyon Kurulu’nun köylerde bir sosyal sorumluluk projesi olarak ücretsiz düzenlediği şenliklerin 3.sü 27 Aralık 2016 Pazar günü Selçuk ilçesinin Şirince köyünde yapılacak.
Gidilen köylerde sosyal ve toplumsal sorunlara da destek olunan etkinlik çerçevesinde katılımcılar Seferihisar Doğanbey’de engellilerin sorunlarını öne çıkarmışlar,Çeşme Germiyan’da köye yapılmakta olan taşocağına karşı eylem yapmışlardı.
Şirince’de zeytine sahip çıkılacağını belirten Kültür ve Sanatta Birliktelik Koordinasyon Kurulu Başkanı Prof.Dr.Erkan Sevinç katkıları için yerel yönetimlere ve lokal insiyatiflere teşekkür etti.
Etkinliğe Katılmak isteyenler için; Nezahat Yılmaz 0 (535) 420 87 72
***-
GICIK
*-Çocuktum! Anneme ‘Ağaca çıkmama yardım et!’ dedim. ‘Başkasının çıkardığı yerden inemezsin, düşersin!’ dedi. Bunu hiç unutmadım, ne kadar doğru olduğunu sonradan öğrendim.
*- Analar ağlıyor, işçi ağlıyor, işsiz ağlıyor, esnaf ağlıyor, çiftçi ağlıyor, köylü ağlıyor, sanayici bağırıyor! Peki kardeşim kim gülüyor?
*- Öğretmen olmak sabır ister, öğretmen olmak fedakarlık ister, öğretmen olmak onur ister, öğretmen olmak yürek ister, öğretmenlik sevgi ister, öğretmenlik yenilik ister, her zorluğa rağmen mesleğini en onurlu şekilde icra etmek ister.
*- Bir kadın: erkeğin gölgesinde yaşamayacak kadar güçlü ama o gölgede dinlenmeyi bilecek kadar duygulu olmalı.
*- Keşke herkes Facebook’ta paylaştığı sözler kadar dürüst ve düzgün olsa!
*- Boş yere canı yanmaz insanın! Ya bir eksiklik vardır geleceğe dair, ya da bir fazlalık vardır, geçmişten gelen.
*- Kalp kör olduktan sonra, gözlerin görmesinde hiçbir fayda yoktur.
*- Milletleri kurtaran yalnız ve ancak öğretmenlerdir.
*- Sev; ak-ama yalnız hak edenleri, inan; ama yalnız bildiğin gerçeklere, güven; ama yalnız içinde bağlandıklarına, çalış; ama yalnız doğruluk yolunda, paylaş; ama yalnız değerini bilenlerle. Ama sakın yarını aklından çıkarma!
*- Ya benim gücüm tükenmiş, ya da hayatın karşıma çıkardığı yürekler çok acımasız.
*- Hak etmeyenler; en konforlu kalplerde sefalarını sürerken, nedense ben hep iyi halden tahliye ediliyorum yürüklerden.
*- Kimsede bir güzellik varsa bilsin ki ödünçtür.
*- Her güç, sabır ve zaman birleştirilerek yapılır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.