23 Kasım 2024
  • İzmir19°C

KAYA,KOLTUK MİRAS DEĞİL

“Koltuk, vatandaşın bize beş yıllık emanetiydi. Biz de bu emanete gözümüz gibi bakmaya gayret ettik. Onların bize duymuş olduğu güvene karşılık biz de gecemizi gündüzümüze katarak çalıştık. Bunu yapmamış olsaydık 6 bin 700 oy,10 bine çıkmazdı.”

Kaya,Koltuk Miras Değil

10 Nisan 2009 Cuma 14:19

TANSU KAYA “KOLTUK BANA BABAMDAN MİRAS DEĞİL”

 

“Koltuk, vatandaşın bize beş yıllık emanetiydi. Biz de bu emanete gözümüz gibi bakmaya gayret ettik. Onların bize duymuş olduğu güvene karşılık biz de gecemizi gündüzümüze katarak çalıştık. Bunu yapmamış olsaydık 6 bin 700 oy,10 bine çıkmazdı.”

 

Tansu Kaya, Aliağa"da seçildiğinde Türkiye"de il ve ilçelerdeki en genç belediye başkanı unvanını da elde etmişti. AKP"de siyasete başlayan Kaya, 25 yaşında ilçe başkanı, 29 yaşında da belediye başkanı oldu. 29 Mart"ta da genç yaşta başkanlığa veda etti. Tansu Kaya, “Ne oldu da kaybettiniz?” sorusuna yanıt vermek için henüz çok erken olduğunu vurguladı sohbet sırasında. Kaya, Aliağa"da seçim sürecinde perde arkasında yaşananları anlattı.

 

Ne oldu da seçimi kaybettiniz. Bu soruya cevap bulabildiniz mi?

- Bu işin net bir analizini şu an masaya yatırmak çok da mümkün değil. Çünkü henüz üzerinden daha bir hafta zaman geçti. Dolayısıyla bizimi için de net olarak “Sebepleri şunlardır...” demek biraz zor olur. Fakat bugün bakıldığında 2004"te ve 2007"de yapılmış olan seçimler var. Onlardakinden daha fazla oy alarak bu yılki seçimi kaybettik. Yani hem geçen yerel seçimdeki hem de genel seçimdeki oyumu düşürerek bir seçim kaybetmedim. 6 bin 700 oyla göreve gelmiştim. Daha sonra yapılan seçimlerde 7 bin oy aldık. Bu seçimde de 10 bin 500 oy alarak kaybettik. Buradan bakıldığında diğer partilerin yapmış olduğu ama açık, ama gizli birtakım ittifaklar söz konusu. Çünkü önceki seçimlerdeki oy oranlarına bakıldığında ortada sandıkta bir ittifak söz konusu. Ama tabi sadece buna bağlamak ne kadar doğrudur? “Yüzde 100 bundan dolayı kaybettik” demek yanlış olabilir.

 

Aliağa"da parti içinde de seçimden önce basına da yansıyan sıkıntılar olmuştu? Onların etkisi oldu mu?

- Yoo... Bunun etkisi çok fazla oldu diyemem. Çünkü o dedikoduyu çıkaran ya da o suçları isnat etmeye çalışan arkadaşların zaten nasıl insanlar olduğunu Aliağalılar biliyor. Dolayısıyla belki Aliağa"nın dışında yankı bulmuş olabilir ama Aliağa"nın içerisinde çok fazla da bu seçimin kaybedilmesine sebep olmadı. Bunun analizini de yaptığımız anketlerde zaten görebiliyoruz. Ne olduysa son bir haftada oldu. Son bir haftaya kadar anketlerde sürekli önde görünüyorduk. Fakat yüksek bir kararsız oranı vardı. Dolayısıyla bu kararsızların son hafta eğilimlerinin CHP"ye doğru kayması gibi bir durum söz konusu oldu. Tabi diğer partilerin de onlara bu konuda destek vermesi seçimleri lehlerine çevirdi. Bununla birlikte Petkim"le Tüpraş"ın özelleştirilmesi de var. Burada yaklaşık 3 bine yakın insan işten çıkarıldı. Ve bunlar Aliağa"da oturan insanlar. Diğer taraftan ekonomik krizden dolayı işinden olan insan sayısının fazla olması var... Çünkü burası emeğin yoğun olduğu bir yer. Dolayısıyla çalışan sayısının çok fazla olduğu bir yer. Bunlar bizim yapmış olduğumuz hizmetleri ikinci planda bırakmıştır.

 

"Herkes takdir ediyor ama.."

Aliağa"da da Türkiye genelindeki rüzgar mı etkili oldu?

- Şu beş yıl içerisinde devraldığım dönemden geriye gittiğimizde, 25 senelik yatırıma eşit iş yapmışız. Aliağa, bu kadar hizmeti ömrü hayatında görmedi. Bunu sadece ben söylemiyorum. Bunu zaten sorduğunuzda, sorulduğunda Aliağa"da yaşayanlar da söyleyecekler. Ama işin diğer tarafından baktığınızda kaybedilen bir seçim var. Şimdi vatandaş diyor ki, “Çok güzel hizmetler yaptın. Tamam... Teşekkür ederiz...” Ama kaybedilmiş bir seçim var. Bugün sokağa çıktığımda ve yürümeye başladığımda bir sürü insan yanıma geliyor; “Çok üzüldük” diyor. Şimdi “Çok üzüldük” diyen onlarca insan var, ortada kaybedilmiş olan bir de seçim var. İşin diğer tarafından dönüp baktığınızda seçilmiş olan belediye başkanının somut olarak “Şunu yapacağım” dediği de hiçbir şey yok. Yani benim hatırladığım seçim beyannamesine baktığımızda üç tane elle tutulur şey var. Biri belediyenin girişindeki güvenliği kaldırmak, ikincisi belediye başkanlık makamını alt kata indirmek, üçüncüsü de belediyenin arkasındaki Atatürk Kültür Merkezi"ni sinemaya dönüştürmek.

 

Sizi eleştirerek mi kampanyayı yürüttü?

- Sadece eleştirmek değil... Aliağa"da geçirdiğim beşinci seçim. Hiçbir seçimde siyasetin bu kadar belaltı yapıldığı dönem olmamıştır. Yani bırakın “Ben şunu yapacağım, ben şunu edeceğim” demeyi, somut hiçbir proje sunmamakla birlikte yapmış oldukları tek şey iftira atmak oldu. Bunu çaldılar, şunu çırptılar diyerek propaganda yürüttüler. Bu etkili oldu mu olmadı mı orasını bilmiyorum.

 

"Yeni başkan aile dostumuz"

Yeni başkan, baba dostunuzmuş sanırım...

-  Babadan aile dostumuz, doğrudur. Geçmişte birliktelikleri olmuş. Bizim de bir merhabamız, tanışıklığımız var. Fakat hırs insana demek ki birçok şeyi yaptırabiliyor. Biz onunla ilgili hiçbir olumsuz şey konuşmadık. Diğer rakiplerimiz için de... 2004"te de bu göreve seçilirken hiçbir rakibimi eleştirmedim. Biz sürekli yapacağımız projeleri anlattık. Bu seçimde de aynısını yaptık. Seçilen kişi radyo konuşmalarında Aliağa"da yapacak birşey kalmadı diye lafa başlıyordu. Rakiplerin bile takdir ettiği bir çalışma var. Tek yapılacak şey işsizlik sorununa çare bulmaktır. Duyuyoruz ki; onlarca kişiye müdürlük, makam teklif edilmiş. Yüzlerce insana belediyede kadro sözü, binlerce kişiye de iş sözü verilmiş. Bunun altından kalkmak çok kolay bir durum değil. Önümüzdeki günlerde göreceğiz. Başarısız olmalarını istemem. Bu kadar hizmet etmişim en azından bunların devamı olması gerek diye düşünüyorum. Seçimi kaybetmiş olmak bu anlamda beni çok fazla üzmüyor. Çünkü bu koltuk bana babamdan miras değil. Vatandaşın bize beş yıllık emanetiydi. Biz de bu emanete gözümüz gibi bakmaya gayret ettik. Onların bize duymuş olduğu güvene karşılık bizden beklentisi olan hizmetleri gece gündüzümüze katarak yapmaya çalıştık. Bunu yapmamış olsaydım 6 bin 700 oy, 10 bine çıkmazdı.

Çok genç yaşta belediye başkanı oldunuz. Ama kendinizden yaşça büyük birine görevi teslim ettiniz. Genelde tam tersi olur. Ne hissettiniz?

- Babam yaşında biri. Onu Aliağalılar takdir edecek. / Banu Şen (Milliyet)

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.