24 Kasım 2024
  • İzmir7°C

İZMİR YİNE ÖNDEYDİ

Yaşar Eyice

30 Ekim 2016 Pazar 16:01

İZMİR YİNE ÖNDEYDİ

Yaşar Eyice / Yeni Vizyon Gazetesi

Konumuz Atatürk ve Cumhuriyet

28 Ekim Cuma’yı, 29 Ekim Cumartesi’ne bağlayan akşam Bornova’da idim...
Mustafa Kemal Atatürk, 93 yıl önce o gün, ‘Efendiler; Yarın Cumhuriyeti İlan Edeceğiz!’ demişti.
İşte bu söz, yalnız ünlülerin tamamının değil, tüm Türk milletinin sosyal medyada paylaşımı oldu.
Herhalde bu konuda bir de rekor kırıldı.
Onlarca, yani sayısız, bizim ‘kaplumbağa’ ya da ‘vos- vos’ olarak tabir ettiğimiz ateş böceği şeklindeki süslenmiş araçlar tek sıra dizilmiş halde Mustafa Kemal Caddesi’nden geçmeye başladı.
Pencerelere koştuk...
Apartmanın sekizinci yani son katından caddeye baktığımızda harika sözünün bile anlatamayacağı bir güzelliği gördük.
Herkes görüntü alıp Sosyal Medya’da paylaşmaya, ‘İşte Bornova!’ demeye başladı...
Aklıma 9 Eylül öncesi, Mustafa Kemal’i ‘Belkahve’de karşılayan Bornovalılar, Mustafa İnce’ler, Etem Pekin’ler, Ayşe Çavuşlar, Gül Hanım’lar geldi...
Daha niceleri...
Eski köklü Bornovalılar...
Sanıyorum şimdi oraya çalışkan ve Genç Belediye Başkanı Olgun Atila özel ilgi gösteriyor.
Büyük kurtarıcımıza soluklanması için kahve hediye eden ve ‘Hoş geldin Baş Komutan Mustafa Kemal Paşamız!’ diyerek sevgi gösterisinde bulunan Bornova halkı için bir proje geliştiriyor.
Motosiklet ve vos- vos’ların geçişinden sonra bir ses duyduk...
Mustafa Kemal Atatürk sesleniyordu halka....

*- Pencerelerde yığınlaştık

Yine coşku ile pencerelere koştuk...
Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila önde, binlerce Bornovalı peşinde ‘Fener alayı’ yapmışlardı...
Bulunduğumuz dairede biz de kalabalık olduğumuz için itiş kakış pencerelere yığılmış, ellerimizdeki Türk Bayraklarını sallayarak eşlik etmeye çalıştık hemşerilerimize...
İçimizde; Amerika’dan, Fransa’dan, Almanya’dan gelenler de vardı...
Binlerin ‘Ata’ya saygı ve Bayram yürüyüşünü’ görüntüleyip anında ‘İşte Türkiye, İşte Bornova!’ diyerek o ülkelere gönderdiler...
Sanıyorum Atatürk’ün seslenişini de herkes kaydetti...

*- Rekorlara girdi

O sırada; komşu ile Bayraklı’dan da görüntüler geldi, bizlere...
2123 kişi zeybek oynamış, Türkiye Haritası oluşturmuştu...
Güzide Hovardakaya ise Karşıyaka’da 10 binin üzerinde insanımızın yaptığı yürüyüşün fotoğraflarını paylaşmıştı, bizlerle...
Bayraklar ve meşalelerle yürüyen Cumhuriyet sevdalıları; Atatürk devrimlerine ve Cumhuriyet kazanımlarına bağlı kalacaklarını haykırıyorlardı...
Cumhuriyet coşkusu Buca’da ‘Cumhuriyet Korosu’ ile yaşanıyordu.
Bucalılar, 93’ncü yılında Cumhuriyet’e olan bağlılıklarını, onu sonsuza dek koruyacaklarına söz vererek perçinlemişti.
Ellerinde meşaleler ve Türk Bayraklarıyla Buca Belediyesi önünü dolduran yüzlerce Bucalı, Pırlanta Merkezlerinin miniklerinin Atatürk’ün sözlerini hatırlattığı gösterisiyle coşarken, Ata’ya ve zor şartlarda kazanılmış Cumhuriyet’e sonsuza dek sahip çıkacaklarına dair ant içti.

*- Muazzam gösteri

Duymayan kalmadı:
Cumhuriyetin 93. yıldönümünü kutlama etkinlikleri kapsamında İzmir, eşine az rastlanan bir gösteriye sahne oldu.
Büyükşehir Belediyesi'nin Konak'taki hizmet binası dev bir perdeye dönüştü. Işık, ses ve görüntü efektlerinden oluşan özel video mapping gösterisiyle Atatürk, İzmirlilere seslendi.
Daha hangisini anlatayım:

*- Saygı ile eğiliyoruz

İki gündür arka arkaya gelen mesajlarda ise özetle şöyle deniliyor:
‘Ülkemizin ve milletimizin kurtuluşu için, şanlı tarihimiz boyunca canlarını vermekten çekinmeyen, başta ilk Cumhurbaşkanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere tüm şehit ve gazilerimizin aziz hatıraları önünde saygı ile eğilerek, bizlere emanet ettikleri vatanımızı ve Cumhuriyeti korumanın hepimizin aslî görevi olduğu inancıyla, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramınızı en içten dileklerimizle kutluyoruz.’
‘Milletimizin bağımsızlığını kazanmak hedefiyle azim ve kararlılık içinde, Yüce Mustafa Kemal’in ve dava arkadaşlarının giriştiği destansı bir zaferin sunucunda kurulmuş olan Cumhuriyetimizin 93. Yıldönümünü yaşamanın gururu ve onurunu yaşıyoruz.’
‘Cumhuriyetimizin 93’ncı yıldönümünde, Mustafa Kemal Atatürk’ün yolunda ilerleyen Cumhuriyet bekçileri olarak, bu toprakların vazgeçilmez bütünlüğü için canımızı Mustafa Kemal’ler gibi hiçe sayacağımızı dosta düşmana duyuruyoruz.’
Özetle:
Bornova’dan, Bayraklı’dan, Karşıyaka’dan, İzmir’den yükselen Bayram coşkusunun ülkemizin tümünü sardığı inancıyla Cumhuriyet Bayramımız kutlandı.

*- Dipdiri ve canlı

Bugün okuyucularımdan, dostlarımdan, arkadaşlarımdan, gelen bazı mesaj ve görüşleri de sizinle paylaşmak istiyorum:
O kadar çok ki, sıralama yapmadan önüme gelen ilk mesajdan, mektuptan alıntılar yapacağım.
Demir Özgen uzun yazısında özetle şunları diyor:
‘Hala 20, 25'inde gibi...Dipdiri, canlı... Hala büyük özenimiz, özlemimiz. Hala her türlü saldırıya, düşmanlığa, kin ve nefrete karşın dimdik ayakta o. Sıcacık yüreklerimizde sakladığımız, tüm kötülerin kötülüklerine karşı direnip, hala varettiğimiz en büyük inancımız, en değerli emanetimiz o. O bizim anlı şanlı Cumhuriyetimiz...
O bize Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün armağanı. 93. Yılını kutluyoruz bu gencin...
Yüzbinlerce aydınlık gençle birlikte...
Atamızın huzurunda, birlikte oluyoruz, yüreklerimizi, özlemlerimizi, minnetlerimizi sunuyoruz.
And’ımızı bir kez daha yineliyoruz coşkuyla, inançla...
 İki üç damla iniyor yaşlı yanaklarımıza, 60 yıllık duygularımızın sağlamlığından...
Ankara'da, Anıtkabir yolunda oldu Mustafa Kemal Atatürk’le dolu yaşlı yüreğim.
Biraz gerilerde bulabilirsiniz beni. Başta olanlar, önde gidenler tabii ki gençler. Ellerinde bayraklar, yürekleri, yüreğim gibi... Onurumuz, gururumuz, güvencemiz, umudumuz gençlere...
639 sayfalık ‘NUTUK’ un ilk satırı şöyle:
‘1919 yılı Mayısının Ondokuzuncu günü Samsun'a çıktım.’
639. sayfasında ise biraz uzun bir paragraf var:
‘Ey Türk Gençliği! Birinci Vazifen, Türk bağımsızlığını, Türk Cumhuriyetini, sonsuza kadar korumak ve savunmaktır.’  diye başlıyor, ‘İhtiyaç duyduğun güç, damarlarındaki soylu kanda mevcuttur.’
İşte böyle bitiyor...
Yanımda, beraber olduğum kadınlı erkekli, eli bayraklı yaşlılarla birlikte göğüslerimizi kabartarak katılıyoruz gençlere, ‘Kanla irfanla kurduk biz bu Cumhuriyeti, cehennemler kudursa...’
Cumhuriyetimiz 93 yaşında, yeniden Ankara'da, Anıtkabir'de olmak ne güzel... Kutlu ve Mutlu Olsun...’

*- Cumhuriyet kadınından

Banu Günay Yeşil ise, ‘Ben cumhuriyet kadınıyım’ takamam yüzüme peçeyi... Saramam bedenimi kara çarşafa
ve...
İhanet edemem yüce Ata'ma!, Ben Cumhuriyet kadınıyım!, Laik yaşamak varken, Şeriat diye bağıramam!, Ekmek, özgürlük, eşitlik savaşında, Erkeğimle omuz omuza vuruşmak varken,  Boynuma zincir, ayağıma pranga vurdurup, sinemem bir köşeye...BEN CUMHURİYET KADINIYIM!!!’ diyor...

*- 19 üzerine...

Meral Karaca bir alıntıyı paylaşmış...
Ben de ondan aldım...
‘Atatürk'ün hayatındaki 19 rakamı.’ İrdelenmiş...
Birlikte öğrenelim:
‘Atatürk 19. yüzyılın bitmesine 19 yıl kala 1881' de doğdu.
1881 Rumi takvime göre 1297' ye denk gelir. 1+2+9+7=19
Selanikte doğdu. Selanik kelimesinin, ebcet (Arapça da her harfin sayısal bir değeri olduğunu belirten hesap) hesabıyla değeri 171' dır. 171: 19' un 9 katıdır.
Nüfus kütüğünde sıra numarası 19' dur.
İstanbul harp okuluna 1900' de kayıt oldu. Bu sırada yaşı 19' du.
Atatürk harp okulunu 20. olarak bitirdi. Subaylardan birisi yabancıydı. Bu nedenle mezun olan 19. uncu subay oldu.
Çanakkale savaşlarının zaferle sonuçlanmasında büyük rol oynayan 19.tümeni kurdu.
19 Mayıs 1915' te albay oldu.
19 Mayıs 1916' da tuğgeneral oldu.
19 Mayıs 1919'da Samsuna çıkarak kurtuluş savaşını başlattı. O zaman 38 yaşındaydı yani 19' un iki katı.
Atatürk ' ü Samsuna götüren Bandırma vapurunun 19 yolcusu vardı. Samsun da 19 gün kaldı.
4 Temmuz 1919' da Erzurum’a gitti. 19 gün sonra 23 Temmuz da Erzurum kongresini topladı.
Milli Mücadeleye başlanması için komutanlarıyla yaptığı konuşmanın tarihi 19 Kasım 1919'du.
TBMM' nin kurulmasına 19 Mart 1920' de karar verdi.
19 Eylül 1921' de mareşallik ve gazilik unvanı aldı.
Gençliğe hitabe' de 19 cümle vardır.
Mustafa Kemal Atatürk adında 19 harf var.
57 yıl yaşadı. 19' un 3 katıdır.
Yaşamının ilk 19 yılında askerliğe hazırlandı. İkinci 19 yılında asker olarak hizmet verdi. Üçüncü 19 yılında ise, ülkenin kurtarıcısı ve devlet başkanı olarak görev yaptı.
İstanbul Akaretler de kaldığı evin numarası 19'du.
Öldüğünde yatağının altında bulunan otomatik silahta 19 mermi vardı.
Cenaze namazı 19 Kasım 1938 ' de Dolmabahçe camiinde kılındı.
Atatürk' ün ölümü üzerine silah arkadaşı İsmet İnönü' nün Türk Milletine yazdığı beyanname 19 cümledir.
Cenazesinde çalınan Chopin' in cenaze marşının numarası 19' dur. Bu marşta 19 nota vardır.
Miras olarak 19. 000 lira bırakmıştır.
'Ne mutlu Türk'üm diyene ' cümlesi 19 harftir.
'İstikbal Göklerdedir' cümlesi 19 harftir.

*- İşte o gece...

Yazımın başında ünlüler dahil en fazla Mustafa Kemal’in, Efendiler, yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz.’ Sözünün paylaşıldığını belirtmiştim.
Demet Aksu da bunu ele almış.
Okuyalım:
‘Seçim yeni yapılmış, meclis yeni kurulmuş, sonuç Mustafa Kemal'in beklentisine en yakın biçimde alınmıştı.
26 Ekim 1923 akşamı Gazi, kabineyi Çankaya Keşkü’nde toplantıya çağırdı.
Bu toplantıda başvekil Fethi Okyar'ın istifası karara bağlandı.
Ertesi sabah haber, gazete manşetlerinde yer alacaktı.
28 Ekim gecesi, Çankaya'daki akşam yemeğine Latife Hanım da katıldı. Son derece heyecanlıydı. İçi içine sığmıyordu. Çünkü o akşam yemeğinin gündemini biliyordu.
Sevgili Paşa'sı niyetlerini önce eşine heyecan ve içtenlikle anlatmıştı. Latife Hanım bu sebeple birkaç kez mutfağa inmiş, yemeklerin o akşam yaşanacak olayların şanına yaraşır olmasına özen göstermişti.
Mustafa Kemal arkadaşlarına, yemekten sonra anayasanın bazı maddeleri üzerinde çalışacağını bildirmiş, yeni başkan adayı olduğu söylenen İsmet Paşa'yı da bu çalışmaya davet etmişti. İsmet Paşa bu daveti bekliyordu.
Sofrada seçim heyecanı, seçim dedikoduları, yeni seçilenler, bu kez meclise giremeyenler hakkında konuşmalar sürüp giderken, Mustafa Kemal bıçağını eline aldı, doğruldu, derin bir nefes aldıktan sonra hafifçe tabağına vurarak: ‘Efendiler (Beyler)’ dedi.
O da heyecanlı, kaşları çatılmış, ama gözlerinde güleç bir ifade ile arkadaşlarına bakıyordu.
Çıt çıkmıyordu şimdi yemek salonunda.
‘Beyler, yarın Cumhuriyeti ilân edeceğiz!’
Tek tek herkesin yüzüne bakarak durumu kontrol ediyordu.
Şimdi sofradakiler yıldırım çarpmış gibi kalakalmıştı.
Neden sonra, beyinlerinde şok yaratan bu haberi alkışlamak birilerinin aklına geldi ve yemek odası bir anda sanki patladı.
Mustafa Kemal uygun bir süre bekledikten sonra açıklamasını sürdürdü: ‘Türkiye Devleti'nin hükümet şekli Cumhuriyet'tir. Bunu Anayasa'mıza yarınki Meclis toplantısında koyduracağız. Hazırlıklarımızı bir kez daha gözden geçirmemiz lâzım.’
Gerçekten de iki arkadaş bütün gece süren çalışmalarını sabah ezanları okunurken bitirebildiler.
 İsmet Paşa, Mustafa Kemal'in ısrarıyla Çankaya Köşkü'nde kaldı, birkaç saat uyudu...’

*-  Konunun özeti

Dr. Şaban Acarbay ize Cumhuriyeti özetlemiş:
CUMHURİYET FAZİLETTIR : (= Dürüstlük, İffet, Namus,Merhamet, Alçak gönüllülük, Yiğitlik, Sadakat, Kerem,İhsan, Bağımsızlık,
Erdemli olmaktır!’


*****
GÜNCEL

Can suyuna şiir ve türkü katıldı

 Foça’da düzenlenen ‘Ankara Bahçelievler Deneme Lisesi Ormanı Dikim Etkinlikleri’nin ilk günü akşamında, ‘Nazım’lı Şiirler ve Söyleşi’ ve ‘Şiirlerle Türkülerle Cumhuriyet’ isimli programlar sunuldu.
İzmir'de yaşayan Ankara Bahçelievler Deneme Lisesi mezunları, ülkemizin içinde bulunduğu zor günlerde birlik ve beraberliğimizin pekişmesi ve ülkemiz için her bireyin her zaman her koşulda güzel şeyler yapabileceğini vurgulamak amacıyla; 28-30 Ekim 2016 tarihlerinde, Foça Belediyesi ve Ege Orman Vakfı ile beraber ‘Ankara Bahçelievler Deneme Lisesi Ormanı Projesi’ni gerçekleştiriyor.

 


******
GICIK

*- Tehdide dayanan ahlak, bir erdemlilik olmadığından başka, güvenilmeye de layık değildir.
*- Birtakım kuş beyinli kimselere kendinizi beğendirmek hevesine düşmeyiniz; bunun hiçbir kıymeti ve önemi yoktur.
*- Bir milletin ahlak değeri, o milletin yükselmesini sağlar.
*- Bir millet, zenginliğiyle değil, ahlak değeriyle ölçülür.
*- Saygısızlığın, saldırının küçüğü, büyüğü yoktur.
*-  Samimiyetin lisanı yoktur. Samimiyet sözlerle açıklanamaz. O, gözlerden ve tavırlardan anlaşılır.
*- Medeniyetin esası, ilerlemesi ve kuvvetin temeli, aile hayatındadır.
*-  Bu hayattaki fenalık mutlaka toplumsal, ekonomik ve politik beceriksizliği doğurur.
*- Bir millette, özellikle bir milletin iş başında bulunan yöneticilerinde özel istek ve çıkar duygusu, vatanın yüce görevlerinin gerektirdiği duygulardan üstün olursa, memleketin yıkılıp kaybolması kaçınılmaz bir sondur.

 

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.