EVLADINI İKİNCİ KEZ DÜNYA’YA GETİRDİ
Aliağa Haber / Foça Haber / Dikili Haber / Bergama Haber / Karşıyaka Haber/ Menemen Haber / İzmir / Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde bir vefa örneği yaşandı. 4 yaşındaki kızı için böbreğini bağışlayan anne, kızını ikinci kez hayata getirdi. Öğ
26 Kasım 2015 Perşembe 10:51
EVLADINI İKİNCİ KEZ DÜNYA’YA GETİRDİ
Aliağa Haber / Foça Haber / Dikili Haber / Bergama Haber / Karşıyaka Haber/ Menemen Haber / İzmir
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde bir vefa örneği yaşandı. 4 yaşındaki kızı için böbreğini bağışlayan anne, kızını ikinci kez hayata getirdi. Öğretmen olan anne Pınar Gündoğan, “Kızımın ağlayışlarını dayanamadım ve hiç düşünmeden evladım için böbreğimi bağışladım” dedi.
İzmir’de öğretmenlik yapan 8 yıllık muhasebe öğretmeni Pınar Gündoğan bir vefa örneği sergiledi. Yaklaşık 8 aydır diyaliz tedavisi gören 4 yaşındaki hasta kızının acılarını ve gözyaşlarını dayanamayan anne böbreğini bağışlayarak evladını adeta ikinci kez dünya’ya getirdi.
Ameliyatı gerçekleştiren Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cüneyt Hoşcoşkun, “İlkim’in hastalığı daha doğuştan olan bir hastalık. Enzim eksikliği ve genetik kökenli olan bir hastalık. Tıbbi bir tedavisi yok ancak organ nakli yapmak suretiyle bu işin üstesinde gelinebilirdi. Bizde başarılı bir operasyonla organ naklini gerçekleştirdik. Aslında yılbaşından bu yana ameliyat olması gereken bir hastaydı. Bu süre zarfında diyaliz ile tedavi yöntemi uygulandı. Gelişmesinin oluşmaması ve gelişim geriliği olması nedeniyle diyalizin yeterli olmayacağı anlaşıldı. Bu konumdayken aile harekete geçti. Canlı verici olarak Anne böbreğini çocuğuna bağışlama kararı aldı. Bizlerde böbrek nakil işlemini gerçekleştirdik. Annesinden ayrılmıyor. Yoğum bakımdayken annesiyleydi. Şimdi ameliyattan sonra da annesiyle beraber aynı odada kalıyor. Annesi önce dünyaya getirmişti. Şimdi de bir böbrek vermek suretiyle yeni bir hayata sahip olmasına vesile oldu. Şu an her şey mükemmel bir şekilde gidiyor. Çocuğumuzun ve annesinin sağlık durumu çok iyi, bir iki güne taburcu olacak” diye konuştu.
“GELİŞME GERİLEMESİ OLMAYACAK”
Organ nakli olan hastalar adeta organ nakli merkezinin nüfusuna geçmiş çocuklar gibi olduğunu belirten Prof. Dr. Hoşcoşkun, “Organ nakli olanlar devamlı kontrol halindeler. Yeni bir yaşam tarzı biçimine giriyorlar. Gidişatta bir problem var mı, ilaç dozunda yapılması gereken bir değişiklik var mı diye kontrol edilmeleri için zaman zaman bizleri ziyaret edecekler. Bu kontroller ilk 3 ayda sık sık yapılıyor. Daha sonra 6 ayda bir sonra ise yılda bir kontrole dönüyor. Çocuğumuz artık diğer çocuklar gibi okula gidebilecek, koşup oynaya bilecek ve en önemlisi olarak gelişme gerilemesi olmayacak. Çocuklarda gelişme döneminde yaşanan bu hastalığa, bu dönemde tedavi yani organ nakli yapılmazsa boyuyla her şeyiyle bu şekilde kalıyorlar” diye konuştu.
“DUYGULARIMI İFADE EDEMİYORUM”
Pınar Gündoğan, “Anlatılmaz bir duygu yaşıyorum. Yavrumu tekrar sağlığına kavuşturmak ve ikinci bir hayat vermek çok güzel bir duygu. Sanki ikinci bir doğum yapmış gibi bir şey. Çocuğumun hasta olduğunu yaptırdığım kan tahlili sonucu tesadüfen öğrendim. İnanmadım başka bir hastaneye gittim tekrar test yaptırdım. Orada da aynı sonuç çıktı. 3 hastane gezdik testlere inanamadığım için. En sonunda Ege Üniversitesi Hastanesine getirdim ve burada yapılan testlerde yavrumun böbreğinin yüzde 70 oranında işlevini yitirdiğini öğrendim. Daha sonra biyopsi yapıldı ve biyopside de bir anormallik vardı. Testlerde böbrek tamamen bitik görünüyordu. Ancak çocuğumda bir anormallik yoktu. Daha sonra gen taramasına gidildi ve gen mutasyonu olduğu ortaya çıktı. Bunun sonucunda böbrek atak yaparak hızlı bir şekilde bitiyor. Şubat’tan itibaren diyalize girmeye başladı çünkü böbrek çok hızlı bir şekilde bitti” dedi.
AĞLAMASINA DAYANAMADIM
Yavrusuna böbreğini bağışlama aşamasını anlatan anne Gündoğan, “Diyaliz aşaması sıkıntılı ve zor bir süreç. O an da hiçbir şey düşünemiyorsun. Yavrum suyu ve sütü çok seven bir çocuk. Diyaliz aşamasında ise su sıkıntısı var. Birden elinden her şeyi almak zorunda kaldık. Yemesi içmesi tamamen kesildi. Alışkanlarının tamamen dışına çıkarmak zorunda kaldık. Onun ağlayışlarını, zorluklarını gördükten sonra hiçbir şey düşünemiyorsunuz. Tamamen onu kurtarmayı düşünüyorsunuz. Bir de Türkiye’de organ bağışı çok az ve kadavranın ne zaman çıkacağı belli değil aynı zamanda böbreğin diyalize girmesi demek onun gelişimini de durduruyor. Boyu uzamayacak, yaşıtlarından daha küçük görünecek bunların hiç birinin olmasını istemediğim için hiç tereddüt etmeden yavrum için böbreğimi seve seve bağışladım” dedi.
EGE ÜNİVERSİTESİNE ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUM
Tedaviler sonucu kısa zamanda çocuğunun iyileşme göstermesine çok şaşırdığını söyleyen anne Gündoğan, “Ege Üniversitesi doktorlarına çok teşekkür ediyorum. Çünkü gerçekten başarılı bir iş çıkardılar. Bu kadar çabuk toparlanacağımıza, bu kadar çabuk ayağa kalkacağımızı hiç düşünmüyordum. Her şey çok hızlı bir şekilde gerçekleşti. Çocuğum çok başarılı bir ameliyatla sağlıklı bir duruma geldi. Benim sağlık durumumda da hiçbir sıkıntı yok. Çok mutluyum. Çocuğum diğer çocuklar gibi koşabilecek, oynayabilecek, okula gidebilecek. Ameliyatı gerçekleştiren doktorumuz Cüneyt hocama ve ekibine, tüm Ege Üniversitesi hastanesine çok teşekkür ediyorum” diye konuştu.
Aliağa Haber / Foça Haber / Dikili Haber / Bergama Haber / Karşıyaka Haber/ Menemen Haber / İzmir
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.