23 Kasım 2024
  • İzmir19°C

CHP ALİAĞA KONGRESİ

Haber Foto Görüntü Şenol GÖK Serkan ŞEN Yunus YEŞİLÖZ ALİAĞA VİDE HABER / Cumhuriyet Halk Partisi Aliağa İlçe Kongresini mevcut başkan Özlem Şan Oğuzhan kazandı. Aliağa CHP’nin 11. Olağan Genel Kurulu yerel ve genel siyaset konuşmalarına ve yorumlarına

CHP Aliağa Kongresi

12 Ocak 2010 Salı 16:40

ALİAĞA CHP İLÇE KONGRESİNE, YAPILAN KONUŞMALAR DAMGA VURDU

ÖZLEM ŞAN OĞUZHAN"IN TEKRAR BAŞKAN SEÇİLDİĞİ KONGRE, YEREL VE GENEL SİYASET YORUMLARINA SAHNE OLDU.

Haber Foto Görüntü Şenol GÖK Serkan ŞEN Yunus YEŞİLÖZ

ALİAĞA VİDE HABER / Cumhuriyet Halk Partisi Aliağa İlçe Kongresini mevcut başkan Özlem Şan Oğuzhan  kazandı. Aliağa CHP"nin 11. Olağan Genel Kurulu yerel ve genel siyaset konuşmalarına ve yorumlarına sahne oldu. 29 Mart yerel seçimlerinden önce ilçe başkanlığına atanan Özlem Şan Oguzhan"ın tek aday olduğu kongrede Divan Başkanlığını CHP Grup Başkan Vekili Kemal Anadol, divan kâtipliklerinin Aliağa Belediyesi Meclis üyeleri İlknur Köse ve Barış Eroğlu yaptı. Kongre Atatürk Kültür Merkezi"nde yapıldı. İlçe kongresine İzmir milletvekili Selçuk Ayhan, Aliağa Belediye Başkanı Turgut Oğuz, Foça Belediye Başkanı Gökhan Demirağ, Menemen Belediye Başkanı Tahir Şahin, İl Genel Meclisi Başkanı Serdar Değirmenci, CHP İl Sekreteri Hüseyin Mutlu Akpınar, CHP Eski Milletvekilleri Hakkı Ülkü, Ali Rıza Bodur, Veli Aksoy, CHP Karşıyaka İlçe Başkanı Ertam Özen,  Menemen İlçe Başkanı İsmail Akıncı, Foça İlçe Başkanı Şener Erol, Petrol-İş Sendikası Aliağa Şube Başkanı İsmail Doğan,  CHP"li birçok İl Genel Meclis Üyesi, Belediye Meclis Üyesi ve Delegeler katıldı.

Kongrede açılış konuşmasını İlçe Başkanlığına yeniden aday olan Avukat Özlem Şan Oğuzhan yaptı.

ÖZLEM ŞAN OĞUZHAN “PARTİMİZİ İKTİDAR YAPMAK İÇİN HAZIRIZ”

Kongrenin açılış konuşmasını yapan Özlem Şan Oğuzhan da 2 yıllık görev süresi içinde Aliağa da yerel seçimlere hazırlandıklarını ve seçimi kazandıklarını söyleyerek “ Göreve geldiğimizde ilk olarak 29 Mart yerel seçimlerinde partimizin yeniden Aliağa Belediyesi"nde iktidar olmasını hedef koyduk. Hiç vakit kaybetmeden gençlik ve kadın kollarımızı yeniden oluşturduk ve örgütledik. Komisyonlar oluşturduk. Sivil toplum örgütleri, sendikalar, odalar, muhtarlarla, toplumun kesimlerini kucaklayan tüm sivil inisiyatiflerle birlikte projeler ürettik.   Mahalleleri sokak sokak, ev ev taradık. Vatandaşımızın gözü kulağı olduk, derdini dinledik, partimizi anlattık, halkımızı kucakladık. Bayramda, düğünde, cenazede, sevinçte ve kederde her zaman halkımızın yanında olduk. Vatandaşımızın gözü kulağı olduk. Üye sayımızı 1700 lere ulaştırdık. Maddi durumu yetersiz öğrencilerimize dershane, giyim, gıda, eğitim yardımı sağladık ve 14 çocuğumuzu sünnet ettirdik. Genel Merkezimizin yayın organı ile aynı adı taşıyan Halk Haber gazetesini çıkardık. Termik santrallere karşı halkımızın yanında olarak hayır dedik. Mücadelemiz boyunca hep omuz omuza yürüdük. Geniş katılımlı dostluk ve kaynaşma yemekleri düzenledik, geziler yaptık, çaylar tertipledik. Tüm partililerimiz ile birlikte adayımız Turgut Oğuz için çalıştık ve alnımızın akı ile seçimlerden çıktık. Şakran" da yeni bir örgütlenme yaptık ve orada bazı köy muhtarlarımızı partimize kazandırdık. 2 yıllık ilçe örgütümüzün faaliyetlerinin büyük bir kısmında yerel seçimlerle ilgili çalışmalar yaptık. Siyasi partilerde hedef seçim kazanmak ve iktidar olmaktır.  Ne mutlu bize ki seçimi kazanıp Aliağa"da 5 yıl sonra yeniden CHP"yi iktidar yapan örgüt olduk ve ilk yapılacak olan genel seçimlerde partimizi iktidar yapmak için de hazırız.” Diye konuştu.

 Özlem Şan Oğuzhan daha sonra parti hesap cetvelini okuyarak 10 Ocak 2007 ile 10 Ocak 2010 arasında Toplam alınan bağış ve yardımların 93 bin 831 Lira, Toplam giderlerin 93 bin 331 lira olduğunu, kasa mevcudunun 200, banka mevcudunun ise 300 Lira olduğunu belirtti. Özlem Şan Oğuzhan"ın konuşmasının ardından telgraflar okundu ve tüzük gereği konuşmalara yer verildi.

CHP Genel Başkan Deniz Baykal"ın yanı sıra Genel Sekreter Önder Sav, Parti Sözcüsü ve Genel Sayman Mustafa Özyürek ile Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve çevre Belediye Başkanlarının mesaj gönderdiği kongrede toplam 11 konuşmacı söz aldı. Konuşmaların ardından yapılan seçimde 209 delegeden 151"i oy kullanırken 13 boş, 10 geçersiz oy çıktı. 128 oydan 118"ni alan Özlem Şan Oğuzhan yeniden ilçe başkanı seçildi. Divan Başkanlığını Yapan CHP İzmir Milletvekili ve Grup Başkan Vekili Kemal Anadol söz alıp konuşmak isteyen 11 konuşmacıya 10 dakikalık süreler halinde söz verdi. Zaman zaman süreyi aşan konuşmacılar yüzünden kongreyi yönetmekte zorlanan Anadol “Beni zor durumda bırakmayın.” uyarıları yaptı.

ULVİYE ÖZTÜRK “DEMOKRASİLERDE RANT VE ÇIKAR AMAÇLI KURULMUŞ PARTİLER OLAMAZ.”

CHP Kongre Delegesi ve eski Belediye Meclis Üyesi Ulviye Öztürk demokrasinin yaşanmadığını iddia ettiği konuşmasında mevcut İlçe yönetiminin delege seçimleri çalışmalarını eleştirerek tek bir liste ile çıkılmaya zorlandığını söyledi. Ulviye Öztürk demokrasinin gelişim ve ilerlemenin yanında olduğunu, düşünceye açık, katılımcı siyaseti ve her birey, her grup, her kimlik ve her inanç sahibine saygılı olduğunu ifade ederek “ Demokrasilerde etik vardır, ahlak vardır. Demokrasilerde rant ve çıkar amaçlı kurulmuş partiler olamaz. Özellikle sosyal demokratım diyenlerin kendi iç düzenlerini geliştirmeleri demokrasi değildir. Her türlü maskeleme, tasfiye ve susturmacılık demokrasi değildir. Bunlar olursa geriye kabileci parti kalır. CHP de oturduğu koltukta benim listem, benim delegem, benim adamım anlayışına kapılmak o insanın koltukta yalnız kalmasına kendisini hazırlaması demektir. Delege seçimlerinde sıkıysa ayrı bir liste oluşturun bir dövülmediğiniz kalır. Günah keçisi olursunuz. Kimse mağdur olmasın diye tüm üyelerimiz büyük bir özveri ile sadece İlçe Başkanının yaptığı tek liste ile seçimlere gidildi. Yeniden İlçe Başkanlığına aday olan arkadaşımız mahalle mahalle, ev ev dolaşıp tüm delegelerin, il Genel ve Belediye Meclis Üyelerimizin görüşlerini alsaydı ve sır gibi saklayıp kimselere göstermediği o listeyi yapsaydı bir nebzede olsa sosyal demokrat olurdu. Sosyal demokrat olmak insanları onore etmek duyarlılık göstermek demektir. “ dedi.

SALİH KARADAYI “ SOSYAL DEMOKRAT PARTİDE PARTİ İÇİ DEMOKRASİ SAĞLANMALI”

CHP İlçe Delegesi Salih Karadayı yaptığı konuşmada 1973 ve 77 seçimlerinde CHP"nin iktidar olduğu zamanları ve 12 Eylül darbesi öncesi ve sonrasında yaşananları anlatarak gelinen noktayı değerlendirdi ve CHP de parti içi demokrasinin sağlanmasını isteyerek şöyle konuştu;

“Türkiye"nin içinde olduğu bu durumların tohumları 12 Eylül de atıldı. Irkçılık, gericilik ve irtica ile mücadele ederken bazı gerçekleri bilmek zorundayız. Demokrat olun ve demokratça mücadele edin. 1973 ve 1977 seçimlerinde 1. Parti olduk. 1977 yılında yüzde 42 ile en büyük oy oranımızı yakaladık. Genel Başkanımız 1973 yılında Maliye Bakanı, 1977 yılında da Enerji Bakanıydı. Kemal Anadol ise Zonguldak Milletvekiliydi. 1977 de Doğu ve Güneydoğu illerinde yüzde 50"nin üzerinde milletvekili çıkarmıştık. Tunceli, Diyarbakır, Gaziantep ve Kars o zamanlar CHP"nin kalesi durumundaydı. Bu gidişat oradaki toprak ağalarını, şeyhleri rahatsız etti. Sanayi ve işçi kentlerinde de CHP patlama yapmıştı ve buralarda da ağaları, derebeyleri rahatsız etmişti. Bir şeyler yapmalıydılar. Kurdurdukları MK Hükümetleri ile her türlü devlet imkanını kullanarak, işsiz gençleri toplayıp o zamanlar MHP"nin yan kuruluşu olan Ülkü Ocaklarında beyin yıkama operasyonları yaptılar ve CHP"ye karşı güç olarak kullandılar. Bu adamlar Susurlukta yaşanan bir kamyon kazası ile deşifre oldular. Emniyet, Devlet, Çete üçlüsü ortaya çıktı. Abdullah Çatlılar, 7 arkadaşımızın kafasına kurşun sıkarak öldüren ve İdi Amin lakaplı Haluk Kırcılar, Abdi İpekçiyi öldüren, Papa"ya suikast düzenleyen Mehmet Ali Ağcalar, bunlara emir veren başkanları ve geçen seçimde kazada ölen Muhsin Yazıcıoğlu hepsi aynı teşkilattandı. O zaman kurulan hükümetler sağ sol çatışması çıkardılar, anarşi yarattılar. Bir çok genç arkadaşımız öldü. Her gün 10-20 ölü veriyorduk. Amerika" nın da desteği ile 5 tane faşist General darbe yaptı. Emellerine ulaşmışlardı. Cumhuriyet düşmanları Türkiye de Laikliğin sigortası olan solcuların bütün kuruluşlarını kapattılar. O gün MHP gençliği ile yaptıkları kardeş kavgasını bugün Kürt emekçisi ile yapmaya çalışmaktadırlar. Oyuna getiremeyecekler. Partimizde daha geniş tabanlı bir delege sistemi istiyoruz. Ben inanıyorum ki o zaman tekrar yüzde 42 oy oranlarına ulaşabiliriz. Tabanına güvenmeyen iktidarlar topal olur. Genel Başkanımız partimiz kapatıldığında gerekirse partimin miçosu olurum diyordu. Bizde bu geminin miçolarıyız. Parti içi demokrasi daha iyi sağlansın. Sosyal demokrat partide bu tür olumsuzluklar olmamalı.”

 

İSMAİL DOĞAN “ TOPLUM SİYASETÇİYE DE SENDİKACIYA DA GÜVENMİYOR.”

Petrol İş Sendikası Aliağa Şube Başkanı İsmail Doğan kongrede yaptığı konuşmada hem siyasetin hem de sendikanın kirlendiğini söyleyerek İlçe yönetimine başka salon bulamadınız mı? Diyerek “ Ufak ayak oyunları ile yürümeye çalışıyoruz. Bu tür ayak oyunlarıyla yürüdüğünü zannedenler hem siyasette hem de sendikada başarılı olamayacaklarını burunları sürtüle sürtüle öğrenecekler. Bir eleştirim var. Daha büyük bir salon bulamadınız mı? Ana muhalefet partisisiniz. Her kongre insanların değişim yaşadığı bir ortamdır. Bu kongreye sokaktaki insanlar gelmeliydi. 200 delegeniz varmış zaten 200 tane de koltuk var. Demek ki sokaktaki insanı istemiyorsunuz. Tekel işçileri sokakta direniş yapıyor.  Biz 4-C yi ve özelleştirmeleri ağır faturalar ile ödeyen bir işyeriyiz. Bülent Arınç diyor ki KENT A.Ş işçilerine bakın. KETNT A.Ş işçileri Karşıyaka da işten çıkarılan arkadaşlarımız. Çok üzülüyoruz. İşçiler Ankara"ya yürüdü, Büyük Birlik Partililer de onları dövdü. Solcu işten attı sağcı işçiyi dövdü, garip bir surum var ortada. Bu ülkede hepimize düşen bir sorumluluk var o da sokaktaki insanlara derdimizi anlatmak. Biz sendika olarak üzerimize düşeni yapacağız.  Başka şansımız yok. Toplumumuz siyasetçiye de sendikacıya da güvenmiyor. Kirlendik çünkü. Kocaman laflar ediyoruz ciddiye almıyorlar. Halkım bizi anlamadıysa halkımızın anladığı dili bulacağız. Bir yerlere seçildikten sonra sokaktaki insandan uzaklaşıyor isek sokaktaki adam bizi anlamıyor ve anlamak istemiyor. Sendikalar sıkıntı yaşadığında siyasi partiler sendikaların önünü açar politika üretirler. Daha önceki İlçe Başkanı arkadaşlarımız ile keyifli işler yaptık bundan sonra da yapacağız.” Dedi.

NESRİN BEYKOZ “ ALİAĞA DA BİZDEN HİZMET BEKLİYORLAR”

CHP Aliağa İl Genel Meclis Üyesi Nesrin Beykoz da yeni yılın CHP"ye büyük başarılar getirmesini temenni ederek “ 2010 yılı en çok CHP"ye başarı getirsin çünkü 2011 yılında genel seçimler var. Önümde ki süreçte bizi bir hayli sıkıntı bekliyor. Seçimlerden bu yana köy ve mahalle delegeleri, İl Genel Meclis Üyeleri ve örgüt olarak ilk defa kapsamlı olarak bir aradayız. 30 İlçe"nin 28"ini kazanarak büyük bir başarı sağladık. Seçilen tüm arkadaşlarımızı kutluyor ve başarılar diliyorum. CHP"nin yolu açık olsun, iktidar olsun. Bu başarı hepimizin ortak başarısıdır. Halkımız bize görev verdi aslında ödev verdi. Çok çalışmamız lazım. Herkes görevini yapacak. Halkımız bizden hizmet bekliyor. Her gün 2-3 telefon alıyorum. İş istiyorlar iş bulmak için aracı olmamı istiyorlar. Halkımızın bizi takip ettiğini düşünüyorum. İktidar olmak üzerimize büyük bir sorumluluk yükledi. Şakran"a yeni bir yönetim atandı. Şakran da ki arkadaşlarımıza da başarılar diliyorum.” Dedi.

HAKKI ÜLKÜ “ İKTİDARIN BENZİNİ BİTİYOR”

CHP Eski İzmir Milletvekili Hakkı Ülkü de kongrede bir konuşma yaparak ülkenin sorunlarının çok ağır olduğunu söyledi. Ülkü kongrelerde tıpkı kendisine söz verildiği gibi halkın görüşlerine yer verilmesi gerektiğini ifade ederek konuşmasını bir temel fıkrası ile bitirdi. Hakkı Ülkü şöyle konuştu; “ Ülkenin sorunları çok ağır. Sıralama yaptığımızda hangisinin öne çıkacağını ölçemiyoruz. İşsizlik, pahalılık, yoksulluk, Kürt sorunu. Her gün Kürt sorununu ağzına yüzüne bulaştırdıklarını görüyoruz. Dış politikada ki eksen kaymasını yabancı basın bile fark ediyor ve Türkiye Cumhuriyeti"nin Araplaşmaya giden yolu kısalıyor diyor. Komşuları ile barış içinde olmak elbette Atatürk"ün bize mirasıdır ama barış olacak diye ulusal kimliğimizi de bir tarafa bırakamayız. Tarikatlar ve Cemaatlere ise hiç bırakamayız. Türkiye halen çok partili döneme geçtiğimizden bu yana yani 60 yıldır sağ iktidarların şeriatı pompalamasıyla bir türlü yurttaş kimliği ya da özgür yurttaş kimliği yaratamadı. Her gün tırmanarak etnik kimliklerin çoğaldığını ve her biri ülke için zenginlik olması gerekirken sorunlar yumağı olduğunu görüyoruz. Manisa"nın Selendi İlçesi"nde olduğu gibi. Etnik kimliği pompalayanlar kendilerince işsizlik gerçeğini unutturmaya çalışıyorlar. Gelir dağılımındaki adaletsizlik Cumhuriyet tarihinde hiçbir dönemde böyle olmamıştır. İktidar sendikalara ve emekçilere düşmanca bir tutum sergiliyor. İktidar ya benden olacaksın ya da yok olacaksın zihniyeti taşıyor. Ak Parti adeta yoksullukta eşitliği kendi politikası haline getirmiş durumda. İktidardan memnun olanlar var tabi ki. Bir eli yağda bir eli balda olanlar hallerinden son derece memnun. İlçemizde de durum böyle. Geçen dönem iktidarda olanlar da böyle değimliydi. Ülke soyulurken İlçemizin de gelecek 50 yılını çaldılar. İlçe yönetiminden ve Belediyemizden beklediğimiz geçmiş dönemin yaptığı yolsuzlukların hesabını sormasıdır. Kongreler aynı zamanda ülke geleceği için politikalar üretilen yerlerdir. Bizim böyle bir hazırlığımız yok. Erken ya da zamanında yapılacak bir genel seçime hazırlıklı olmalıyız. İktidara gelirsek neler yapacağımızı başta bu tür kongreler olmak üzere çeşitli platformlarda halkımıza sunmalıyız. Değişen koşullara göre neler yapılması gerektiğini bilmemiz lazım. Şimdi günümüze uyan ve halka yönelik politikaların kamuoyu gündemine sunulması gerekiyor. Bunun için inançlı ve bilinçli kafalara daha fazla yer verilmeli. Çok ilkel naylon üyelik sahtekârlıklarına son verilmeli. Emekçiler ile daha sıcak ilişkiler kurulmalı. Siyasi partiler yasasının hangi maddelerinin değişeceği net olarak söylenmeli, İletişim teknolojilerinin daha kapsamlı kullanılacağı, özel hayata saygısızlık olan haksız dinlemelerin derhal sonlandırılacağı, tüzüğün bize yakışmayan maddelerinin değiştirilerek parti içi demokrasiye daha fazla önem verileceği, atamalar yerine daha çağdaş yöntemler ile aday belirleneceği söylenmelidir. Ülkemizin doğusunda batısında, kuzeyinde güneyinde partimizin bayrağının dalgalanması sağlanmalıdır. Şu anda 35 ilde milletvekilimiz yok. Kongrelerde halkımızın kendini ifade etme şansı tanımanız lazım, tıpkı bana bu şansı verdiğiniz gibi. İktidarın pili bitmek üzere.  Bunu bir temel fıkrası ile anlatarak konuşmamı sonlandırmak istiyorum. Temeli evden hanımı aramış ve çocuğun benzin içtiğini söylemiş. Temel de çocuk şu an ne yapıyor diye sormuş. Hanımı da ne yapsın zıp zıp zıplıyor, koşuyor demiş. Temel de bırak o zaman nasıl olsa birazdan benzini biter demiş. İktidar işte bu halde. Kongremizin hayırlı olmasını temenni ediyorum, saygı ve sevgilerimi sunuyorum.”

TARIK USLU “ AKP VE ABD"NİN UYUTMA POLİTİKALARINA KANMAMALIYIZ.”

CHP İl Genel Meclis Üyesi Tarık Uslu da yaptığı konuşmada İl genel Meclisi"nde hazırladığı iki projeyi anlatarak gençliğe seslendi ve gençliğin gücünü kullanmasını istedi. Tarık Uslu şöyle konuştu;

“ CHP"nin alyuvarları, akyuvarları hepiniz hoş geldiniz. Üniversiteden sonra vatanıma borcumu nasıl öderim diye düşündüm ve Atamızın kurduğu ve devrimlerini tekrardan evrimleştirebileceğine inandığım CHP saflarına katıldım. 2007 yılında Aliağa da Gençlik Kolları Başkanı olarak aktif siyasete atıldım. 2008 yılında da CHP İl Gençlik Kolları Sekreterliği yaptım. Bir gencin görevi konuşulamayanı konuşmak, konuşamayanın dili olmaktır. 28 yaşında İl Genel Meclisinin en genç üyesi oldum. Eğitim konusu çok önemli. Sahte para basanı 10 yıl hapse atıyoruz ama sahte, çağ dışı, verimsiz eğitim verenler dışarıda cirit atıyor. Bu eğitim ile yetişenlerde cahil, görgüsüz ve eğitimsiz olarak dışarıda geziyor. Mustafa Kemal Atatürk"ün ilke ve devrimlerinden başka çıkış yolumuz yok. Bunun için köylerimizden başlamalı oradan tüm ülkeye yayılmalıyız. İl Genel Meclisinde hazırladığımız iki projeyi sizlere anlatmak istiyorum. Köylerimizin içme suyunu sağlayan pompalar ve trafolar vardır. TEDAŞ özelleşmeden önce bu trafoları TEDAŞ üstleniyordu. Özelleşmeden sonra GEDAŞ bu trafoları vatandaşa devretti ve elektrik mühendisi tutulmasını istedi. Bu trafolar Devletin, yurdun trafoları diyen olmadı. Bu trafoları derhal TEDAŞ üstlenmeli. Üstlenmiyorsa İl Özel İdaresindeki elektrik mühendisler bu trafoların sorumluluğunu üstlenmeli o da olmuyorsa İdare bu giderleri karşılamalıdır. Toplam 430 köy için 1 Milyon TL gerekiyor. Bunu gündeme getirdik ve görüşmelerimiz sürüyor. 20-30 gün içinde sonuçlanacak. Muhtarlarımız elektrik mühendisleri ile sözleşme yapmasınlar. Çiftçilerimiz yılın 4-5 ayı sulama yapıyor. GEDAŞ tarımsal sulama abonelerine de trafo için mühendis tutmalarını istiyor. Biz 4-5 ay için mühendis tutulmaması gerektiğini söyledik ve çiftçilerimize destek olunmasını istedik. 4-5 ay için denen 12 ay ödeme yapılsın dedik. Bir diğer konu da Köylerimizdeki yapısal sorunlar. Köylerimizin dokuları ve kültürlerine uygun 2-3 tip mimari proje İl Özel İdaremiz tarafından yapılmalıdır. Bu projeler cüzi bir miktarla muhtarlar tarafından satılsın istedik. Yapılan yapılarında denetiminin imzalanacak bir protokol ile Bayındırlık İl Müdürlüğü tarafından yapılmasını savunduk. 4-5 Bin TL proje bedellerinden kurtulmuş olunacak, köy muhtarlıklarının da hizmet yapabilmesi için bütçe oluşması sağlanmış olacak ve aynı zamanda da göze hoş gelen site şeklinde köylerimizin imarları da tamamlanmış olacaktır. Biz sadece imarın İl Özel İdaresi tarafından düzenleme alanı içerisinde kalan köylerimiz için bunu düşündük ama Büyükşehir Belediyesi de kendilerine bağlı 167 köy de bu konuyu dile getirebilir. Bu konuyla ilgili İl Özel İdaresinde komisyon kurulmuştur. Köylümüzü milletin efendisi yapmadan bize durmak günahtır. AKP"nin ve ABD"nin uyutma politikalarına boyun eğmemeli ve uymamalıyız. Kendi projelerimizi hazırlar ve uygular hale gelmeliyiz. Ey Türk gençliği uyan, silkin, ayağa kalk. Bu ülke senden başka hiçbir şeye aç değil. Bu ulusu yüceltecek tek güç sensin. Atamı seviyorum ve yanlışı düzeltiyorum. Saygılar sunuyorum.”

HAYDAR KARAMAN “ TÜRKİYE CUMHURİYETİNİ KURAN PARTİ TÜRKİYE"NİN PARTİSİ OLMAK ZORUNDADIR.”

CHP Belediye Meclis Üyesi Haydar Karaman da kongrede bir konuşma yaparak yerel ve genel siyasette CHP"nin yeni politikalar üreterek halkın karşısına çıkması gerektiğini söyledi ve şu görüşleri dile getirdi; “ Erken seçim söylemleri ve işaretleri her geçen gün biraz daha belirginleşmektedir. Partimizin yenilenme ile yapacağı etkili muhalefet partiyi halkla buluşturup iktidara taşıyacaktır. Örgütte daha fazla söz hakkı verilmeli, tabanın daha fazla dinlenmesi, sosyal demokrat söylemin içinin doldurularak dillendirilmesi, parti politikaları belirlenirken geniş kitlelerin düşüncelerinin alınması partimizin daha etkili olmasını sağlayacaktır. Son günlerde yaşanan gelişmeler ile partimiz tabana daha fazla yayılmalıdır. Türkiye"nin değişen yapısı kuru sol sloganlar ile siyaset yapılmasının ya da CHP"nin tarihi ile övünülmesinin bugüne faydasının olmadığının, halkın bu tür söylemlere itibar etmediğini bilmekteyiz. Halkın beklentileri çerçevesinde geleceğe ilişkin çözümler üretmek kaçınılmazdır. Ekonomik krizde işçiye, memura ve halkımıza destek olacak politikalar üretilmelidir. AKP"nin suni gündemler ile ekonomik krizi başkalarının üzerine yıkması ve dikkatleri başka yerlere çekmesini başardığını biliyoruz. Ak Parti gerçekten darbelere karşı ise elindeki güce rağmen 12 Eylül"ü yargılayacak yasal düzenlemelerden neden kaçıyor. Bugün Ak Parti TSK"ni yönetebilmenin kavgasını veriyor, tıpkı YÖK"ü ele geçirip YÖK"ten şikayetçi olmadığı gibi. Ak Parti açıktan açığa Atatürk devrimlerine ve Cumhuriyet kazanımlarına karşı savaş açmıştır. Bizlere düşen toplumu içine düştüğü kutuplaşmalardan çıkarıp demokratik, bireysel hak ve özgürlüklere öncelik veren, kadın ve erkek eşitliğini yaşama geçiren, yoksullukla mücadeleyi bilimsel yollarla değil hak ekseninde sosyal politikalarla götüren, rant ekonomisine son veren çözümler üretmek ve halkın önüne koymaktır. Türkiye Cumhuriyetini kuran parti Türkiye"nin partisi olmak zorundadır. Bir zamanlar CHP"nin kalesi olan yerlerde alınan yüzde 2"lik 3"lük oylara ilişkin doğu ve güneydoğuya yönelik tespitler doğru olarak ortaya konmalıdır. AB ve ABD"nin desteklediği ayrılıkçı oluşumların Kürt kardeşlerimize bir yararının olmayacağı da bu süreçte ortaya çıkmıştır. Ak Parti"nin şova dayalı ve adına Kürt açılımı denilen ve gerçekte APO açılımına dönüşen politikalar doğru okunarak halka anlatılmalıdır. Yerel de de muhalefet ve eleştiri mekanizmaları Belediye tarafından etkin olarak kullanılmalıdır. Ak parti İktidarının düşürdüğü durumları her yerde anlatmalı ve iktidar ile doğrudan ilişkilendirilmelidir. Belediye de yapılan soygun, talan ve yağmalar ortaya konmalı ve yapanlar hakkında yasal süreç başlatılmalıdır. CHP"nin yükselen ivmesine karşı AK parti"nin oluşturacağı yeni yöntemler karşısında dimdik ayakta durup göğüs gerecek, partiyi temsil edecek etkin yapılanmalar ve organizasyonlar yapmak zorundayız.”  (DEVAM EDECEK )

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.