01 Kasım 2024
  • İzmir14°C

BURUNLARINDAN KIL ALDIRMAYANLAR

Yaşar Eyice

23 Eylül 2016 Cuma 23:23

Burunları öne çıkanlar....

Yaşar Eyice / Yeni Vizyon Gazetesi

Zengin yaşlı bir adam bir sabah müthiş bir baş ağrısıyla uyanır, İlaç alır, geçmez.

Bir iki gün bekler, ağrı devam eder.

Doktor çağrılır.

Doktor muayene eder, ağrının sebebini anlayamaz sadece ağrı kesiciler verip, gider.

Fakat adamın baş ağrısı geçeceğine daha da artarak sürer.

Baş ağrısının yanında gözleri de yaşarmaya baslar.

Başka doktorlar çağrılır.

Adam ağrıyı kesene servet vaat eder.

Ama doktorların hiçbiri ağrıyı kesemediği gibi sebebini de bulamaz.

Baş ağrısından geceleri de uyuyamayan adam iyice kötüleşmiştir.

Baş ağrısı ve devamlı gözyaşları hayatı çekilmez kılmıştır.

Tedavi için yurtdışına da giderler, hastanede uzun bir süre kalır, çeşitli testler yaparlar bir türlü doktorlar teşhis koyamaz.

Memleketine evine dönmesini orda dinlenmesini daha doğrusu son günlerini evinde geçirmesi tavsiye edilir.

Zengin adam ne yapalım kaderimiz böyleymiş deyip çaresiz evine döner.

*- Akıl akıldan üstündür...

Bir gün, yaşlı adam kendini iyi hissetsin diye eski berberi çağrılır.

Berber yataktan kalkamayan yaşlı adamı tıraş ederken, adamcağız derdini anlatır ve ölümü beklediğini söyler.

Berber bir an düşünür ve der ki;

‘Sakın sizin burnunuzda kıl dönmüş olmasın?’

Ve adamın burnunu kontrol eder;

‘Hah işte! Kıl dönmüş. Sorun değil ben hallederim!’, deyip yaşlı adamın şaşkın bakışlarına aldırmaksızın çantasından cımbızı kaptığı gibi kılı çeker.

Ev halkı yaşlı adamın müthiş çığlığıyla odaya koşar.

Berber canı çok yanmış olan yaşlı adamın elinden zor alınır ve cımbızın ucunda tuttuğu yirmi santimlik kılla evden kovulur.

*-  Dünya varmış!

Adamın burnu kanlar içindedir.

Pansumanlar yapılır, adam yatıştırılıp tekrar yatağına yatırılır.

Ertesi sabah yaşlı adam aylardır ilk defa rahat bir uykudan uyanır. Gözlerinin yaşarması geçmiştir.

Baş ağrısından ise eser kalmamıştır.

Dönen kılın sinire değip gittikçe uzayarak dayanılmaz ıstıraplara yol açtığını doktorlar ancak o zaman keşfeder.

Çözümün bu kadar basit olabileceği kimsenin aklına gelmemiştir. Sapasağlam ayağa kalkan yaşlı adam, vaadini yerine getir; berberi çağırtır ve ona bir servet bağışlar…

*- İzmir’de örneği çok...

Kıssadan hisse şu:

Burnundan kıl aldırmayanların başı çok ağrır…

Hayat akarken bazen büyük sorunların çok basit çözümleri olabilir.

Bu çözümlere ulaşmak için herkesi dinlemeyi bilmek, herkesin fikirlerine açık olmak gerekir...

Ancak İzmir’de hiç kimse burnundan kıl aldırmıyor.

Herkes bildiğini okuyor...

Fesatlık ve kıskançlık almış başını yürüyor.

Herkes havadan nasıl para kazanacağını hesaplıyor.

Kentin sorunlarıyla, insanların sıkıntılarıyla ilgilenen yok denecek kadar az.

Ve de ilgilenenlere de türlü çamur atılıyor.

Herkes haksız beklenti içinde...

Bunu her sektörde görüyoruz.

Ve de hiç kimse burnundan kıl aldırmıyor ama bu yüzden insanlarımızın başı ağrıyor.

*-  Bunlara ne demeli?

Bir de ‘burnu büyükler’ var...

Onlar ‘Dünyayı ben yarattım!’ diyorlar...

Kenti seviyor gösteriyorlar kendilerini ama alakası yok...

Hatta şu an anımsadım, 70 bin kişinin üye olduğu bir kurumun başındaki kişi seçimlerden önce ne demişti?

‘İzmir’i terk eder Avrupa’ya yerleşirim!’

Düşünün neredeyse yarım asır başkanlık yapıyor, hatta bana göre ‘Sen neymişsin be ağbi!’ şarkısı bile onun için yazılmış kişi, ‘Şehri terk ederim!’ diyebiliyor...

Neden?

Koltuk babasının mı?

Ya da parasını ödeyip kendi mi almış?

Devamlı Proje üretiyor:

Körfeze şu yapılsın, bu yapılsın...

Ada yapalım...

Yat limanı yaparsak fena olmaz....

Avrupalıları getirelim!

Daha neler neler?

Yahu, sokaktaki çocuğa bile ‘Ne istiyorsun?’ diye sorsan neler ister neler?

23 Nisan’da yöneticilerin koltuğuna oturanlar bile daha akıllı...

Mantıklı konuşuyorlar...

Adam kalkmış, 5-6 milyon ile yenileyeceği binayı yıktırıp 80  milyon yira harcıyor...

Bu onun hesap kitap adamı olmadığının en büyük örneklerinden biri olmaz mı?

Ticarette böyle bir kural var mı?

Başkasının parasını harcarsan olur...

İşte İzmir bu durumda...

Körlerle sağırlar birbirini ağırlar diye bir atasözümüz var.

Bunun örneğini İzmir’deki davetlerde rahat bir şekilde görürsünüz...

*-  Yeter demeyi bilmeliyiz...

Dün TSYD Genel Başkanı Oğuz Tongsir’in açıklamasını sizinle paylaşmıştım.

Birileri ‘FETÖCÜ’ demiş, Savcı da ‘değil!’ demiş...

Yani kendince aklanmış....

Acaba kaç kişiyi ilgilendiriyor?

Gerçek duayen olan bazı gazeteci ve spor yazarları da, ‘Manavı, bakkalı, berberi üye yaparsan her seçimi alırsın?’ anlamında görüş belirterek, bazı eski üyeleri olaya e koymaya çağırıyorlar.

Bu onların iç konusu...

İzmir’den çok İstanbul ve Ankara’yı ilgilendiriyor.

Ama İzmir’de de bazı köklü çalışmalar yapılmalı...

Örneğin; yarışmalar ele alınmalı....

Verilecek isimler özenle seçilmeli...

Bakıyorsunuz ‘Ahmet Efendi’nin, ya da Ayşe hanım’ın ismi verilmiş...

Peki kim bu Ahmet Efendi...

Ya da Ayşe Hanım?

Birisinin arkadaşı, dostu, sevgilisi, ya da akrabası...

‘Onun adını verelim’ demiş, koltuk gücünü kullanarak ve dediği olmuş...

Yahu İzmir’de, İzmir için ya da meseği için canını vermiş niceleri var...

Bunlardan haseriniz var mı?

‘Yaptım oldu!’ düşüncesi artık gerilerde kalmalı...

Herşey ama her şey yenilenmeli, hatalar, yanlışlar düzeltilmeli...

Ama bunu yapacak kim?

Herkes benden sonra tufan diyor....

Yeter yahu...

Bunlara da artık ‘yeter’ demeliyiz...

*****

*- Türkiye 21. Zeka Oyunları Yarışması

İnsanlarımızın düşünme, mantık yürütme ve problem çözme alışkanlıklarını ve yeteneklerini artırmaya katkıda bulunmak amacıyla düzenlenen, OYUN 2016 bu yıl yirmi birinci yaşına girdi.

Yaş ve eğitim sınırlaması olmadan dileyen herkesin katıldığı; Türkiye 21. Zeka Oyunları Yarışması toplam ödülü 24000 TL.

ODTÜ, Milli Eğitim Bakanlığı ve TÜBİTAK’ın desteklediği ‘OYUN 2016’ Ezgi Karaşahin’in bildirdiğine göre; Türkiye 21. Zeka Oyunları Yarışması, 5 Kasım 2016 Çarşamba günü web sitesi üzerinden online olarak başlayacak ve iki aşamada gerçekleştirilecek sınavlardan sonra 24 Aralık 2016 Cumartesi günü yapılacak ödül töreni ile son bulacak.

Yarışmaya oyun.tzv.org.tr adresinden ulaşılabilir.

*- Kavacık Üzüm Festivali başlıyor

Karabağlar Belediyesi tarafından düzenlenen ve her yıl büyük ilgi gören Kavacık Üzüm Festivali 24 Eylül Cumartesi söyleşi ve tiyatro,  25 Eylül Pazar günü ise üzüm yarışması, halk oyunları gösterisi ve konserle renklenecek.

Dünyaca ünlü üzümü (Kavacık ENFES) ile adını her geçen gün daha da duyuran ve ulusal anketlerde Ege Bölgesi’nde görülecek ilk 5 köyden biri olarak gösterilen Karabağlar’a bağlı Kavacık Köyü, üzüm festivaline hazır.

*- Çiğli’de Rahvan heyecanı

Çiğli Belediyesi tarafından Pazar günü yapılacak rahvan at yarışları için Türkiye’nin çeşitli illerinden gelecek 150’den fazla at yarışacak. Çiğli Belediye Başkanı Hasan Arslan, rahvan at yarışı severleri Kaklıç’a davet etti.

Çiğli Belediyesi ve Türkiye Geleneksel Spor Dalları Federasyonu tarafından Kaklıç’ta ikinci kez düzenlenecek rahvan at yarışları, hareketli bir Pazar günü yaşatacak.

*- Buca'da açılış...

İzcilik ve doğa sporlarını Buca'nın Kaynaklar bölgesinin eşsiz doğal güzellikleriyle buluşturacak ‘Buca Belediyesi İzcilik ve Doğa Sporları Merkezi ve Dere Kafe’nin açılışı 24 Eylül 2016 Cumartesi saat : 17.00’de

29 Ekim Mahallesi Gazi Feyzullah Uslu Sokak No: 2 Kaynaklar-BUCA adresinde yapılacak.

*- 50’nci kuruluş galası...

24 Eylül 2016 Cumartesi akşamı Mövenpick Hotel Izmir'de SKAL Izmir 50. kuruluş yılı gala yemeği, SKAL Dünya Başkanı katılımıyla gerçekleştirilecek.

Gala Yemeği; Mövenpick Hotel Izmir Margaux Restaurant/Mistral Lounge Bar’da saat: 19:00’da başlayacak.

*- Vali Dr. Altıparmak’tan Başkan Subaşıoğlu’na ziyaret

Denizli Valisi Dr. Ahmet Altıparmak, Merkezefendi Belediye Başkanı Muhammet Subaşıoğlu’nu ziyaret etti. Vali Dr. Altıparmak ve Başkan Subaşıoğlu bir süre görüşerek fikir alışverişinde bulundu.

Vali Dr. Altıparmak’ı, Başkan Subaşıoğlu ile başkan yardımcıları Hasan Kılıç, Ayhan Mazıoğlu, Yusuf Görgüç ve Fatih Işık karşıladı.

Denizli Valisi Dr. Ahmet Altıparmak’a Merkezefendi Kaymakamı Şükrü Görücü de eşlik etti. Vali Dr. Altıparmak ile Merkezefendi Belediye Başkanı Subaşıoğlu ve belediye başkan yardımcıları bir süre görüşerek, fikir alışverişinde bulundu.

*- Bilim şenliği gibi...

Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından on yıldır geleneksel olarak düzenlenen 10. ÖÇM (Özel Çalışma Modülleri) Sempozyumu katılımcılarla bilim şenliğine dönüştü.

21 Eylül Dünya Alzheimer Gününe denk geldiği için öğrencilere farkındalık yaratmak amacıyla sembolik mor tişört ve şapka hediye edildi.

*- CV tasarım yarışması

Bu yıl 7.'si düzenlenecek olan CV Tasarım Yarışması 27 Eylül Salı günü saat 10.00’da EGİAD’ta yapılacak toplantı ile başlayacak.

Solis Proje Fabrikası'ndan Ahmet Veli Olgundeniz tarafından organize edilen yarışmada 3 kategori bulunuyor.

Yarışmaya gönderilecek CV’ler arısından ‘En İyi Kapak Yazısı’, ‘En Tasarlanmış CV’ seçilecek ve bir de ‘Yaratıcılık Özel Ödülü’ verilecek.

24 Kasım Perşembe günü sonuçlar ilan edilecek.

29 Kasım Salı günü de yine EGİAD'ta düzenlenecek organizasyonla yarışmacılara ödülleri verilecek.

*- Dünya Kuduz Günü

Ege Üniversitesi Tıp fakültesi 20 Mayıs Amfisi’nde  28 Eylül 2016 Çarşamba günü ‘Dünya Kuduz Günü’ bilimsel programı gerçekleştirilecek.

Prof. Dr. Çağrı Büke, program kapsamında ‘Türkiye ve Dünya’da  Kuduz’da  Son Durum, İnsanlarda Kuduzdan Korunma, Hayvanlarda Kuduzdan Korunma, Türkiye’de Kuduz Aşısı Üretilme Çalışmaları’ konulu sunumlar yapılacağını söyledi.

*****

GICIK

*- Nazlı Bayındır gönderdi; ‘Çayı közde,sevgiyi gözde, tebessümü yüzde, adamlığı özde, mutluluğu azda arayın.’

*-  Aradığını bulmaktan çok, bulduğunun kıymetini bilmek daha önemlidir.

*-  Mükemmel olmanıza gerek yok, sahte olmayın yeter.

*- Hayat; bazı şeyleri kafana vura vura, bazı şeyleri de kalbini kıra kıra ödetir.

*- Karcan Yayöz yazmış; ‘Dünya öyle bir hal almış ki ne saygı, ne sevgi ne de arkadaşlık kalmış. İşin ucunda kendi menfaati varsa herkes birbirinin rahatını ve huzurunu bozmanın peşinde! Ne garip değil mi?’

*- Dürüst olduğun için kaybedebilirsin,  yalan söyleyip utanmaktan iyidir.

*- Mehmet Özdoğru yazmış; Hoşça kal karpuz; dondurma, güneş! Hoş geldin; ıhlamur, şemsiye, mendil kutusu. Sana da selam doğalgaz faturası, sen de hoş geldin...’

*- Üç yanımız denizlerle, dört yanımız şerefsizlerle dolu...

*- Yaşamında kendi kararlarını kendin veremiyor isen, o hayat ne sana aittir, ne de senin bir hayatın vardır.

*- Çalışan hata yapar, çalışmayan dedikodu yapar. Asil insan idare eder, aciz insan şikayet eder, basit insan iftira eder, dürüst insan sabreder.

*- Temiz insan sevgisini belli eder, içi dışı birdir. Fesat insan burun kıvırır, iğneleyici konuşur. Sinsi genelde susar açığını kollar. Önemli olan hayırlı insanlarla karşılaşmamız, buluşmamızdır.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.