İyi Niyet Yeterli Olur Mu?

İYİ NİYET YETERLİ OLUR MU?

Yaşar Eyice / Yeni Vizyon Gazetesi

Bakalım ne olacak?

Sanıyorum,  İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz kocaoğlu’nun bugün bilmem kaçınca duruşması yapılacak tarihi belediye davası ile ilgili yapacağı açıklama hiçbir yandaş basında çıkmadı.
Başkan Kocaoğlu pazartesi sabahı, ‘duruşmaya gelir’  gibi, yanında Avukatı ve Başkan Vekili Dr. Sırrı Aydoğan’la geldi...
Kısa bir açıklamadan sonra sözü avukatına verdi, o da uzun uzun ilk günden bu yana gelen serüveni anlattı.
Ancak habercilerin ilginç sorularının çoğu Başkan Kocaoğlu’na oldu.
O da yine samimi olarak duygularını aktardı.
129 kişilik dava süresince çektikleri manevi işkenceyi dile getirdi.
25 Ekim 2016 Salı günü (bugün) yapılacak duruşmada, Devlet ve Hükümet yetkililerinin resmen açıkladıkları gibi bu kompastan yine mahkeme kararı ile kurtulmak istediklerini belirtti.
Avukatın belirttiği gibi düz polis memurundan tutun da savcılara, hatta hekimlere kadar olayın içinde bulunanlarına ‘FETÖ’ isimle illegal örgütün üyeleri oldukları için şu anda cezaevinde olduklarını belirtti.
Bu arada kendisi ve CHP’nin son seçimlerde ‘FETÖ’nün abla ve ağbileri denilen kişilerle teması olmadığını, hiç kimseye hiçbir söz vermediğini ve de kapılar ardında hiç kimse ile pazarlık yapmadığını seslendirdi.
Kocaoğlu’nun basın toplantısına bazı üst düzey bürokratlar da geldi, dinleyici köşesinde oturdu.
Bu arada biri dikkatimi çekti...
Mehmet Özdoğru’ya ‘Kim bu?’ dedim...
‘Ankara’dan geldi, yakında genel sekreter olacak!’ dedi.
Gözüm tutmadı...
Çünkü tavırları ve hareketleri bana yapmacık gibi geldi.
Bir de etrafa tepeden bakar gibiydi...
Bence ne İzmir’i bilir, ne de sorunlarını...
Sıradan bir memurdan ileri gidemez.
‘Demişti!’ dersiniz...
Ama yine İzmir kaybedecek...
Hatırlarsanız bir zamanlar yine ithal birini getirmişlerde, ‘genel sekreter!’ diye...
Burnumuzdan getirdiği gibi, İzmir’in trilyonlarını da çöpe attı...
Eğitimini, tecrübesini bilmem...
Ama bana cd’sini versinler, artılara 10 kişiyi önermezsem, ne derseniz deyin?
Umarım yanılıyorum...
Yakında size puanını veririm...
Belediyeye aylardır uğramıyordum, ilk intibam işte bu...
Bildiğiniz gibi har zaman ilk intibanın ne kadar önemli olduğunu uzmanlar bile belirtiyor...
Başkan, her zaman olduğu gibi açık davetine gelenlerin tek tek ellerini sıktı.
Yine adam ayırmadığını göstererek, çaycısına kadar tüm görevlilerin de hatırını sordu.
Bu genel sekreter vekili biraz başkandan ders alması gerekiyor.
Sanıyor her kes onun önünde el pençe duracak....
Ayrıca gülümsemesini de öğrenmeli...
Sonuçta, bakalım 25.10 2016 Salı günü mahkeme, kumpas olarak adlandırılan davayı bitirecek mi?
 
*- Ant içmişti

Bu arada bir hatırlatma yapayım:
Geçen hafta içinde Başkan Kocaoğlu, muhtarların önünde bir ant içmişti.
Tabii ki bu da yine yandaş gazetelerde değil birkaç gerçek gazetede yayınlanmıştı.
Ne demişti Kocaoğlu?
Birlik ve beraberlik mesajı vermiş, ülkenin bütünlüğü ve milletin bağımsızlığı için tüm toplumun dayanışma içinde olması gerektiğini vurgulamış, ‘Vatana, millete ve bayrağa hizmet etmek üzere ant içiyor ve hepinizi bu göreve çağırıyorum’ diye konuşmuştu.

Hedeflerinin kenti tüm kesimleriyle birlikte kalkındırmak olduğunu dile getiren İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, ‘Birlikte çalışacağız, eksiklerimizi tamamlayacağız. Temizlenmiş, yüzülebilir bir Körfez'e dünyadan insanlar, turistler gelir; fabrika kurmak için yatırımcı gelir, fuara kongreye katılımcı gelir ve kent kartopu gibi büyümeye başlar’ demişti.

*- Ne biçim iş?

Her şey güzel ama kentin sorun ve sıkıntıları bitmiyor ki?
Daha dün, Bornova Küçükpark’taki önemli çalışmalardan söz etmiş sonra da ‘Ya yangın çıkarsa?’ diye sormuştum..
İzmir Büyükşehir Belediyesi İZSU Genel Müdürlüğü, Gümrük ve Bayraklı pompa istasyonları arasında evsel atık su taşıyan kolektör hattını kışa hazırlamak için başlattığı temizlik çalışmasında sona geldi.
Oldukça zor şartlarda ve 24 saat aralıksız yürütülen çalışmalarla, bugüne kadar hattın içinden 850 kamyon atık malzeme çıkarıldı.
Dile kolay 850 kamyon!
Bu ne duyarsızlık...
Ne  biçim kentlilik bilinci var, bizlerde...
Şunu da ilave edeyim:
2013’te 500 kamyon malzeme çıkarılmıştı!

*- Kanayan yara

Aklıma gelmişken bir de genel sorundan söz edeyim.
Yine bir iki gün önce Konak metrosunda rastladığım Suriyeliler ve ‘çocuk gelinlerden( söz etmiştim; çocuk gelin sorunu kanayan yara...
Yapılan araştırmalara göre, dünya genelinde 700 milyona yakın çocuk gelin bulunurken, ülkemizde ise çocuk gelinlerin sayısı hakkında kesin bir rakam verilemese de son bir yılda resmi rakamlara göre 31 bini aşkın kız çocuğunun erken yaşta evlendirildiği belirlendi.
Çocuk yaşta evlendirmelerin en fazla olduğu kent Kilis olurken, bu şehrimizi sırasıyla Kars ve Ağrı illeri takip ediyor.
Çocuk gelin vakalarının en az yaşandığı kentlerin ise Tunceli, Rize ve Trabzon...

*- İzmir, Türkiye’den de yaşlı...

Dünyada ve ülkemizde her geçen gün artış gösteren yaşlı nüfusun, daha sağlıklı ve daha aktif bireylerden oluşması için günümüzde birçok çalışma yürütülüyor.
60-65 yaş arası hastalıkların erişkinlerden farklı seyir ediyor.
Yaşlılar adeta küçülmüş çocuklar gibidir.
Yaşlı nüfusun artması, yaşam sürelerinin uzaması ile kronik hastalıkların sıklaşması hepimizi ilgilendiriyor.
İzmir özelinde tüm Türkiye oranından daha yüksek bir yaşlılık oranının görüldüğünü bildiridi.
Yüzde 12 ile yüzde 14 oranınında yaşlı bir İzmir olduğunu ifade eden uzmanlar, ‘İzmir olarak yüksek oranda yaşlı nüfus göçü de almaktayız. 2023 yılında Türkiye’de beklenen yaşlı nüfus oranı yüzde 14’tür. İzmir olarak şu anda bu oranına sahibiz.
Yaşlı nüfusun artmasıyla, sağlıklı yaşlanma, bakım kalitesi gibi birçok kavramla karşılaşmaktayız’ diyorlar.
Peki ne yapmalıyız?

*- Ömrü uzatmak için...

Profesyonel Bisikletçi Op.Dr. Alp Varılsüha: ‘Bisiklet Kullanmak Ömrü Uzatıyor’ diyor.
Bisiklet kullanma alışkanlığının bir çok hastalıktan koruyarak ömrü uzatabiliriz.
Tüm sporlarda olduğu gibi bisiklet sürmenin de birçok hastalığa iyi geldiğini Op. Dr. Alp Varılsüha söylüyor.
Bisiklet kullanımı; kilo verme, kalp ve akciğer sağlığı ve ruh sağlığı için olumlu etkilere sahip.
Bisiklet kullananlar, yüksek tansiyon, kalp krizi, akciğer hastalıklarından uzak duruyor.
Bir anlamda bisikletin ömrü uzattığını söyleyebiliriz, deniliyor.
Zaten İzmir’de ve belediyelerde şimdi bu koruya büyük önem veriyor.
Bisiklet yolları açılıyor.
Bu kadar sıkıntı ve üzüntü içinde, huzuru olabilir miyiz?
İşte ben de bu konudaki çalışmanın sonucunu sizinle paylaşayım:

*-Huzurlu Olmanın Şifresi

1. Ufak şeyleri dert etmeyin ve kusursuz olamayacağınızı kabullenin.
2. İyi ve dürüst insanların çok başarılı olamayacakları düşüncesin bir yana bırakın.
3. Unutmayın: Öldüğünüz zaman yapılacak işler listeniz hâlâ dolu olacaktır.
4. Kimsenin sözünü kesmeyin, cümlesini siz bitirmeyin.
5. Sizden başka herkesin bilgili olduğunu düşünün.
6. Sevgi elini önce siz uzatın.
7. Canınızı sıkan bir şey olduğunda kendinize sorun: Bir yıl sonra bunun bir önemi olacak mı?
8. Gerçeği olduğu gibi kabul edebilme olgunluğuna erişin ve her şeyi akışına bırakmayı öğrenin.
9. Arada sırada canınızın sıkılması yararlıdır: Bırakın canınız sıkılsın.
10. Her gün bir dakikanızı, minnettar olduğunuz birini düşünmek için harcayın.
11. Tanımadığınız insanların da gözlerine bakın ve gülümseyerek ‘merhaba’ deyin.
12. Her gün kendinize biraz sessiz zaman ayırın. Zihninizi sessizleştirin. İç dünyanız için zaman ayırın ve tanrıyla sohbet edin
13. Yaşamınızdaki insanlar bazen çekilmez hale geldiğinde onları minik çocuklar ve yüz yaşında ihtiyarlar olarak düşünün.
14. Daha iyi bir dinleyici olun ve önce karşınızdaki kişiyi anlamayı hedefleyin.
15. Çöpü çıkarma sırasının kimde olduğunu hatırlamıyorsanız gidip siz çıkarın.
16. Eleştirme isteğinizi bastırın. Birisi size topu atarsa, bunu tutmak zorunda değilsiniz.
17. Olumsuz düşüncelerinize yüz vermemeye çalışın ve öfkeniz kabarmaya başladığı zaman ona kadar sayın.
Olumlu ve olumsuz düşünce kartopunun çığ gibi büyüme etkisini göz önüne alın.
18. Sorunlarınızı öğretmeniniz olarak görün ve dersinizi iyi öğrenin. Dostlarınızdan ve ailenizden bir şeyler öğrenmeye açık olun
19. Erken kalkmaya alışın ve yaşamın tadını hissetmeye özen gösterin
20. İlişkilerinizde esnek olun. Suçluluğu değil masumiyeti görmeye çalışın. Bırakın çoğu zaman başkaları haklı olsun.
21. Sırf gırgır olsun diye, size yöneltilen eleştiriyi kabul edin. Göreceksiniz canınız yanmayacak.
22. Kendi görüşlerinizden tamamen farklı makale ve kitaplar okuyun ve bir şeyler öğrenmeye çalışın.
23. Önce karşınızdaki kişiyi anlamayı hedefleyin. Herkesin onayını alamayacağınızı unutmayın. Övgü ve yergi aynı şeydir. Bir davranışın ardındakini görmeye çalışın.
24. Bir tartışmaya girecek olursanız, kendi görüşünüzü savunmadan önce karşı tarafın savını anlamaya çalışın. Herkesin farklı olabileceği gerçeğini anlayın ve saygı gösterin. 25. Bugün hayatınızda ki çevrenizde ki üç kişiye onları ne çok sevdiğinizi söyleyin.
26. Alçak gönüllü olmaya çalışın ve her gün en az bir kişiye beğendiğiniz bir özelliğini söyleyin.
27. Gördüğünüz her şeyde tanrının parmak izi vardır.: Her şeyin bir başlangıcı ve bir sonu vardır.
28. Bu ifadeyi iyi anlayın: Nereye giderseniz siz oradasınız.
29. Bir iyilik yapın ve karşılığını ne isteyin, ne de bekleyin. Bir vakıf yoluyla bir çocuğa yardım edin, huzurevini ziyaret edin, ilginizi ve sevginizi verme duygusunu iyi tadın
30. Aynı anda birkaç şey yapmaya kalkmayın.
31. Sahip olmak istediğiniz şeyleri değil, elde etmiş olduklarınızı düşünün.
32. Varlığınızı bir bütün olarak kabullenin ve yaşamınızı sevgiyle doldurun.
33. Başkalarını suçlamayı bırakın. Unutmayın: Bundan yüz yıl sonra dünyada bambaşka insanlar olacak.
34. Sorunlarınıza olan bakışınızı değiştirin. Duygularınıza kulak verin; size bir şey söylemeye çalışıyor olabilirler.
35. Kendi düşüncelerinizin gücünü bilin.
36. Bugününüzü son gününüzmüş gibi yaşayın. Öyle olabilir.
37. Hayatı olduğu gibi kabul edin. Yüreğinizin sezgisine güvenin. Daha sabırlı olun.
38. Kendi cenazenize katıldığınızı farz edin ve olanları hayal dünyanızda izleyin.
39. Biraz yüzünüz gülsün. Bu da geçer. Gevşeyin! İpin ucunu birazcık bırakın.
40. İçinde bulunduğunuz anı yaşamayı öğrenin.
41. Kaderini sev
42-Paylaşmak güzeldir sende bunu bir defa paylaş

*****
GÜNCEL HABERLER

400 kişi katıldı

İzmir Barosu Kadın Hakları Danışma ve Hukuk Araştırmaları Merkezi tarafından 23 Ekim 2016 günü Prof. Dr. Üstün Dökmen’in katılımıyla ‘Aile ve Toplumda Kadının Yeri ve Yersizliği’ adlı bir konferans düzenlendi.
Yaklaşık dört yüz kişinin katıldığı konferans İzmir Barosu Avukat Nevzat Erdemir Konferans Salonu’nda yapıldı.

*-  ‘Kadın, Kitap, Hayat’ üçlemesi

Öykü ve roman yazarı İnci Aral, Karabağlar Belediyesi’nin düzenlediği ‘Kadın, Kitap, Hayat’ konulu etkinliğe katılarak bir söyleşi gerçekleştirdi. Söyleşinin ardından Aral, Yunus Nadi Roman Ödülü kazanan ‘Ölü Erkek Kuşlar’ isimli kitabını imzaladı.

*- Bir hafta sergilenecek

İzmir Kuş Cennetini Koruma ve Geliştirme Birliği ‘7. Ulusal Karikatür Yarışması’nda dereceye girenlere ödülleri; 25 Ekim 2016 Salı günü, saat 18.00’de Foça Belediyesi Reha Midilli Kültür Merkezi’nde verilecek.
Birincilik Ödülü: Faruk Soyarat, İkincilik Ödülü: Fırat Saraç, Üçüncülük Ödülü: Hasan Ceylan, 1. Mansiyon Ödülü: Beste Derebek, 2. Mansiyon Ödülü: Ceyhun Çubukçu, 3. Mansiyon Ödülü: Kağan Kuzu - Fahri Tozcuer’in oldu.

*****
GICIK

*- İnsanın kendine güveni, büyük işlere girişmenin ilk şartıdır.
*-  Kendine güven kazanmanın biricik yolu, başarısızlığa yer vermeyecek derecede bir şeye iyi hazırlanmaktır.
*- Kendine güvenen bir adamı avlamak ne kadar kolaydır.
*- Her zaman güvensizlik göstermek, her zaman güvenmek kadar büyük bir yanlışlıktır.
*- Güvensizlik başlayınca dostluk kaybolur.
*- Çok güvenirseniz aldatılırsınız aka hiç güvenmezseniz hayatınız azapla geçer.
*- Hayatta iki şeye güveniyorum. Biri aynaya baktığımda gördüğüme, diğeri yukarı baktığımda göremediğime...