HER SÖYLEYENE İNANMAYIN
Yaşar Eyice / Yeni Vizyon Gazetesi
Aydın Bilgin hatamı yakaladı...
‘Merhaba’ ne anlama geliyor
Her zaman her yerde söylüyorum.
Hatta sık sık bu köşede örnekler de veriyorum.
Bir yazar ya da gazetecinin en önem verdiği okurudur.
Eğer okur geri dönüyorsa önemlidir.
Bizler için alkıştan önemli olan tenkit ve kiriktir.
Eğer sizi met ederlerse doğru yolda değilsiniz demektir.
Yererlerse devam edin, çünkü herkesi mutlu ve memnun edemezsiniz.
Zaten memnun ve mutlu etmek yaranmak demektir.
Yağdanlık olmaktır.
Yağcı da derler, başka yakıştırmalar da...
*-
Çok önem verdiğim isimlerden biri de, Gazete Patronu Aydın Bilgin’dir...
Şu anda Haber Ekspres’in kurucu başkanı...
Sanıyorum benim gibi birçok kişi yanında çalıştı ve çok şey öğrendi.
Çok örneği var...
Birini söyleyeyim:
Şu anda Türkiye’nin en çok okunan yazarı İzmirli Yılmaz Özdil...
Büyük patronumuz Aydın Bilgin’den, ‘Büyük’ sözcüğünü gönlü kadar, beyninin, yüreğinin, kültürünün, bilgisini anlatmak istiyorum.
Birincisi: Hata hiç kabul etmez...
‘Araştır, incele, bilene danış sonra konuş!’ der.
Ha sahi unuttum, ‘büyük’, ‘en büyük’, ‘tek’,sözcüklerini ya da benzerlerini kullanmanızı da sevmez, ‘Nereden biliyorsun?’ der...
Yani elinde ‘gerçek belge’ olmadan kesinlikle haber yapmanı, sözde bilgi paylaşımını da sevmez...
Bunları şu anda çalakalem aklımdan geçtiği gibi yazıyorum.
O’na, yani Aydın Bilgin’e sorun size doğrusunu söylesin.
Kesinlikle bildiğini paylaşmaktan çekinmez.
Bu arada araştırma yapar, artısını da anlatır.
Ekipteki tüm çalışanlar bu yüzden kılı kırk yarar.
Okuyucusuna, bana göre tiryakisine eldeki imkânlarla en iyiyi vermeye çalışır.
Tabii ki gerçekler acıdır...
Bazısını acıtır, yaralar...
Onlar da vahşice saldırır...
Ama doğru tektir...
Bu yüzden vız gelir, tırıs gider...
Bu satırları İzmir’den çok uzaklardan yazıyorum.
Benim birkaç gün için İzmir’den uzakta olmam, gerçek duayen Aydın Bilgin için önemli değildir.
Ona ve sizlere sadece bir ‘tık’ uzaktayım...
Bir zamanlar ise ‘Bir telefon kadar uzakta’ ya da ‘yakındayım’ derdim.
Köroğlu’nun dediği gibi ‘silah çıktı mertlik bozuldu’ gibi...
İnternet çıktı, uzaklar yaklaştı...
Halkın ağzında bir deyiş vardır:
‘Fazla tıraş cildi bozar!’ diye...
Yani fazla uzatma, hata yaparsın anlamında da algılayabiliriz, bunu...
Ben de şimdi size Aydın Bilgin’den gelen notları paylaşmak istiyorum.
Kendisinden izin alamadım ama değerlendirme benim gibi herkesi ilgilendirdiği ve yazdıklarıma örnek olması için takdirinize sunuyorum.
Geçenlerde ‘merhaba’ ile ilgili bir yazı yazmıştım...
Notları internetten mi, face’den mi aldım tam anımsamıyorum.
Ama Aydın Bilgin’in dikkatinden kaçmamış ve şunları yazmış:
*- Aydın Bilgin’in söylediği
Söylediği, yazdığı şu:
‘Geçenlerde ‘merhaba’ ile ilgili ‘Farsça i‘miş’li bir bilgi vermişsin. Araştırmam Arapça’yı işaret ediyor.
Ancak internet biraz bilgi çöplüğü olduğu için doğruyu ayıramıyorsun. Böyle durumlarda, güvenilene itibar edeceksin.
Güvenilen Nişanyan’ın etimolojik sözlüğüdür:
Merhaba’nın kelime etimolojisi (kökeni)
[MEd y. 1300]
marhaban bike tédi, marhabā kıldı aŋa, geŋlik bolsın saŋa tédi
~ Ar marḥaban (bika) مرحباً [zrf.]. ‘(size) ferahlıkla’ (karşılama sözü) < Ar marḥab مرحب [#rḥb mafˁal msd.] ferahlık < Ar raḥaba رحب ferah ve geniş idi, rahat etti +an...’
Bu arada, bazı sözler Arapça olduğu için, yazarken çıkıp çıkmadığını kestiremiyorum (Y.E.)
*- Birlikte inceleyelim
Aydın Bilgin Ağabeyimizin yazısını okumaya devam edelim:
‘…Yoksa internete bak da gel çık işin içinden*:
Hepimiz birbirimize ‘merhaba’ deriz ama selam vermeyle eş anlamlı olduğunu sananlar çoğunluktadır.
Merhaba; kimine göre Farsça kökenli, kimilerine göre ise Arapça kökenli…
Her ikisini de sıra ile inceleyelim:
Sonuçta her ikisini de anlamları güzel…
‘Farsça’ Benden size zarar gelmez’ anlamında kullanılmaktadır.
Bundan dolayıdır ki; selam verip oturduktan sonra sıra ile ‘merhaba’ denir. :)
Böylece, her ‘merhaba’ diyen kişi size iyi niyetini göstermektedir.
Arapça ‘merhaben’ en yakın sözcüktür.
Bu kelime Arapçada ‘ismu mekan’ kalıbında kullanılmış olup, aslı ‘rehube’dir.
‘Sefa geldiniz’ anlamındadır.*
İlk selamlamadan sonra kullanılır; ‘oturunuz, rahat ediniz’ anlamında kullanılır.
* - Bazılarına göre!
Bazıları tarafından merhabanın İslam ile alakası olmadığı yönünde fikirleri var.
Oysa ‘merhaba’ sözcüğü Kur’an da Sâd Sûresinin 59 ve 60. ayetlerinde geçmektedir.
*Arapça-Türkçe Lügat (el-mevarid) Mevlut Sarı
*- Boşa atılan ok!
*Mir heba’nın değişime uğramış olduğuna dair bir iddia var.
Orta Asya’da Türk boylarının elçileri vb. bir sebeple bir araya geldiklerinde ‘Benden sana zarar gelmez’ anlamında oklarını boşluğa atar ve ‘mir heba’ derlermiş birbirlerine.
*- Diğerlerinde...
* Mısır'da ‘mer-ka-ba’ kelimesi de mevcut.
Mer ısık, Ka ruh, Ba insan vücudu anlamına geliyormuş.
İbranice Merkava tanrının arabası, tahtı anlamına geliyormuş, bizim ‘merhaba’ ile alakası var mı bilemiyorum!
@sütlü neskafenin dediği gibi ‘mar-heba’ kelimesi varmış, ‘Allah sevgidir’ anlamına geliyormuş.
Zulu’larda ‘merkaba’ uzay-zaman-boyut döngüsünü belirleyen bir kelimeymiş, bir de efsaneleri varmış başka bir boyuttan dünyaya geldikleriyle ilgili.
*- Diğer sorular
*Selamın aleyküm--selam size, demektir.
Aleyküm selam –size de selam, demektir.
Peki ‘selam’ ne demektir?
İpucu: salim, selim, selamet!
Yani, ‘Size benden zarar gelmez, yanımda salim, selamet içinde olursunuz’, demek.
Peki ‘merhaba’ ne demek?
O da her dilde olduğu gibi, ‘Yanımda sana zarar gelmez, sana zararım dokunmaz!’ demek, peki nasıl?
Eski dilde karşılıklı yakınlaşan iki insanın okunu gerip havaya ters yöne atarak MER-HEBA, YANİ OKUM HEBA' YA, ‘okumu heba ediyorum’, ‘hebaya atıyorum sana zararım olmaz’ demektir.
*- Ne demişler?
Selamın aleyküm anlamı veren bazı arkadaşlar, ‘Allah’ın selamı rahmeti üzerine olsun’ demişler...
Öyle olması için; ‘selamın aleyküm ve rahmetullah’ olmalıdır (rahmet--ul—ALLAH (ALLAH'ın rahmeti)), ki tam manayı yine anlayamayız,
Yahudiler; ‘şalo maleyhem’ der.
Selamın aleyküme çok benzer, çünkü aynı dil grubuna mensup iki dildir, iki farklı dilde barış dostluk mesajı vermektir…
*- Nasıl kullanılıyor?
*Merhaba kelimesi Arapça ‘Rahebe’ yani ‘karşılama’ fiilinden türetilmiştir. Dolayısıyla Arapça bir kelimedir.
Farsçada ‘merhaba’ kelimesi yerine ‘Hoşamedi’ kelimesi kullanılmaktadır.
Ayrıca ‘heba’ kelimesi de Arapça olup ‘havada uçuşan toz zerresi’ demektir.
‘Heba oldu’ tabiri de ‘toz duman oldu’ yani boşa gitti manasına gelmektedir.’
*- Hepsi ‘hikâye’ mi?
Ve Aydın Bilgin Ağabeyimiz, bunları derleyip yazdıktan sonra, büyük harflerle, ‘BUNLARIN HEPSİ ‘MIŞ’TIR.’ diyerek, şu uyarıyı yapmış:
Sadece güvenilir bilimsel kaynaklara başvuralım.
... Ben yine dersimi almış oldum!
Umarım sizlere de bir parça Aydın Bilgin bu yazdımlarıyla biraz anlatabilmişimdir.
Belki bazınız ‘Kolay gelsin!’ bazınız da ‘Allah kolaylık versin!’ diyeceksiniz.
Bir ‘Merhaba’ sözcüğü bizi nerelere götürdü, neler yazdırdı, gördünüz mü?
Sonuç; İşte biz böyleyiz...
*- Söylemeden edemeyeceğim:
Aydın Bilgin’i hiçbir davette göremezsiniz...
Güngörmüş ve doymuş ender gazetecilerden biridir.
Sahtekârlarla, dolandırıcılarla, devleti dolandıranlarla, adam satanlarla, ülkesini insanını satanlarla işi olmaz.
Bir zamanlar, SSCB’de süresiz giriş ve engelsiz gezme izni verilen dünyadaki iki gazeteciden biri idi...
Bunun ne anlama geldiğini herkes bilemez.
Yani güvenilir ve saygın kişi anlamına geliyordu.
Düşünün Rus’lar ya da peyklerindeki insanlar bile bir şehirden değerine gidemezken, hiç kimse izinsin seyahat edemezken, Aydın Bilgin’e gazeteci olarak süresiz izin verilmişti...
*****
GÜNCEL
Altıok: Toplumsal hafızayı diri tutma durumundayız!
Her ay geleneksel düzenlenen genel koordinatörlüğünü Prof. Dr. Erkan Sevinç’in yaptığı ‘İzmir Buluşmaları’nın 11.toplantısı CHP Genel Başkan Yardımcısı İzmir Milletvekili Zeynep Altıok Akatlı’nın katılımı ile Kordon Otel’de düzenlendi.
Toplantıda ‘Siyasette Kadın Olmak’ konulu bir sunum sonrası soruları yanıtlayan, kitaplarını imzalayan Akatlı, ‘Dünyada en fazla tutuklu gazeteciyi, avukatı, öğrenciyi barındıran bir ülkeye döndük.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne en fazla başvuran ve başvurusu en çok kabul edilen, suçlu bulunan ülkeyiz. Türkiye bir insan hakları ihlali cumhuriyetine dönüştü. Dönem dönem var olan karanlıklar gelecek kuşaklara aktarılmadığı için de giderek büyüyor ve bu kara akıllara hizmet etmeye devam ediyor. Onun için toplumsal hafızayı diri tutmak önemlidir. ’ dedi.
*- Urla kıyılarında temizlik...
Her yıl yüzden fazla ülkede yüzbinlerce deniz gönüllüsünün katılımıyla düzenlenen ‘Uluslararası Kıyı Temizliği (International Coastal Cleanup – ICC) Kampanyası’, 15 Ekim Cumartesi günü dünya ile eş zamanlı olarak Türkiye’de farklı noktalarda yapılacak.
2002 yılından bu yana DenizTemiz Derneği/TURMEPA koordinatörlüğünde ‘Deniz Varsa Hayat Var’ sloganıyla gerçekleştirilen etkinliğin bu yılki merkezi Çanakkale olacak.
Etkinlik, TURMEPA’nın hayata geçirdiği ‘Çanakkale Deniz Aşıkları - Çanakkale İçin Mavi Adım’ Projesi kapsamında, Çanakkale’de (Kepez, Çardak, Bozcaada, Kilitbahir) yapılacak.
Uluslararası Kıyı Temizliği Kampanyası, Çanakkale’nin yanı sıra İzmir, Antalya, İzmit, Muğla, Bodrum ve Fethiye kıyılarına uzanacak.
İzmir’deki Uluslararası Kıyı Temizliği Kampanyası’nın adresi Urla.
Deniz gönüllüleri, 15 Ekim 2016 Cumartesi günü saat 11.00’de Urla İskele Mevkii Ada Yolu’nda buluşacak.
*- Yaren Şairler Şöleni kasımda yapılacak
Denizli Büyükşehir Belediyesi Kent Konseyi Kent Şairleri Topluluğu Şairleri, yeni sezon çalışmalarına başladı. Kent Konseyi Başkanı Ali Değirmenci, bu yıl ikincisi düzenlenecek Yaren Şairler Şöleni’nin kasım ayında yapılacağını açıkladı.
*- Büyükşehir’den ‘3’ü bir arada’
15 yolcu ve 3 arabalı vapurla filosunu güçlendiren İzmir Büyükşehir Belediyesi, yeni yolcu gemileri Vahap Özaltay ve Metin Oktay ile Kubilay arabalı gemisi için (15 Ekim Cumartesi) Üçkuyular Vapur İskelesi’nde tören düzenliyor.
İzmirliler’in oylarıyla, yapımı tamamlanan 11. gemiye Altay’ın efsane kaptanı Vahap Özaltay, 12. gemiye ise Türk futbolunun İzmir’den yetişmiş unutulmaz golcüsü Metin Oktay’ın adını verildi.
Yine İzmirlilerin oyuyla Ahmet Piriştina ve Hasan Tahsin adı verilen arabalı gemilerin üçüncüsüne de, kentin bir başka simge ismi Kubilay'ın ismi verildi.
*- Beşiktaş’ın uçağı
Beşiktaş Futbol Kulübü’nün Başkanı Fikret Orman'ın ‘Bütün maçlarımıza THY ile uçuşuyoruz, bir uçağa Beşiktaş adının ve armasının giydirilmesini istiyoruz’ şeklindeki isteği Türk Hava Yolları yönetimini hareket geçirdi.
Orman'ın isteği üzerine Türk Hava Yolları, ulaşım sponsoru olduğu Beşiktaş Futbol Klubü için Anadolujet'e ait bir uçağı Beşiktaş logosu ve renklerine boyadı.
TC-JGF kuyruk tescilli Boeing 737-800 tipi uçağı Beşiktaş renklerine boyanan Anadolujet uçağı Siyah Beyazlıları Napoli deplasmanına götürecek.
19 Ekim Çarşamba günü İtalya'nın Napoli kentinde oynanacak Şampiyonlar Ligi maçına, Beşiktaş kendi logosunu taşıyan uçakla gidecek.
*****
gıcık
*- Adaletin kuvvetli, kuvvetlilerin de adaletli olmaları gerekir.
*- Adaletin hakim olduğu yerde, silahın yeri yoktur.
*- Adalet, merhametten ziyade her cemiyetin temelini teşkil eder.
*- Devletlerin sarsılmayan temelini adalet teşkil eder.
*- Mühendislik hesaplarına uyulmadan yapılan bir bina nasıl yıkılırsa, edebi bir kanun olan adaletten mahrum bulunan imparatorluklar da öylece çökerler.
*- Adaleti, yüksek bir kanun olarak kabul etmekten vazgeçen millet, bu felaketini hiçbir başarı ile telafi edemez.
*- Adalet insan topluluğunun kutsi bir bağıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.