1844–1845 YILI SARUHAN SANCAĞI GÜZELHİSAR KAZASI TEMETTÜ’ATI (1. BÖLÜM)
İnsanlık tarihi, XIX. Yüzyılın ilk çeyreğine ulaştığında, Osmanlı İmparatorluğunun ekonomik ve toplumsal temellerinin iyice çürüdüğü ortaya çıktı. Bir kısım aydınlar Avrupa tarzı bir rejim ortaya koymak için çareler arıyordu. 03 Kasım 1839 tarihinde Mustafa Reşit Paşa tarafından Gülhane’de yeni prensipler içeren bir padişah fermanı okundu.(Tanzimat Fermanı) Osmanlı Padişahı bu yazılar manzumesinde bütün tebaasına din farkı gözetmeksizin eşit, adil davranılacağını bildiriyordu.
Osmanlı Devletinin ilk anayasası sayılan bu bildiri devletin yeni ilkelerle yeniden kurulması hareketiydi. Yabancı elçiler devlet işlerine fazla karışmalarına rağmen; siyasi, idari, iktisadi ve sosyal alanda büyük değişikler yapıldı. Tanzimat yönetimi adı verilen yeni sistemde; a) Mal, can ve namus emniyeti, b) Vergi Adaleti, c) Askere alma ve hizmet süreleri ile yeni kanunlar çıkarılacağı duyuruldu.
Vergide din ve hizmet farkı gözetmeksizin adalet getirileceği yazıldı. Belki ekonomik eşitlik getirilemedi. Zira toprakların çoğu, eski mültezimlerin oğullarının ve akrabalarının elindeydi. Osmanlı İmparatorluğu, halkın elindeki emlak ve arazi miktarını, beslediği hayvanların cinsini ve sayısını, ekip biçtiği ürünleri, bir önceki yıl ödediği aşar ve kazanç vergisini, bir sonraki yıl ortaya koyacak tahmini gelirini bilmek istiyordu. Kazaların, kariyelerin vergi mükelleflerinin adı soyadı ve mesleklerini de belirten yazım işi başlatıldı. Osmanlı arşivlerinde yapılan incelemede 1747 temettü’at defteri (1) tutulduğu görüldü. Bu sayfalarda inceleyeceğimiz defter ise; Nefs-i Güzelhisar-ı Menemen Kazasına aittir.
Defterin tam adı şu şekilde yazılmış: “Saruhan Sancağı Dâhilinde Güzelhisar-ı Menemen Kazası Nefs-i Güzelhisar’da Sakin Ahalinin Emlak Dairesi Temettü’at Defteridir” ki (2) ber vech-i ati, Güzelhisar-ı Menemen Kazası’nın bulunduğu yerdeki yerleşim biriminin tarihi Bergama Krallığı dönemine dayandığı bilinmektedir. Türklerin eline geçmesi Saruhan Beyliği döneminde oldu. 1313- 1320 yılları arasında Türk egemenliğine bağlandığı kaynaklarda yazılıdır. 1390 yılına kadar Saruhan Beyliğinin en batıdaki kaza merkeziydi. 1390 yılında Yıldırım Beyazıt döneminde Osmanlı Devleti sınırlarına girdi. Saruhan Beyliği dönemine ait iki vakıf belgesinin dışında bugüne dek yeni bir belge bulunamadı. Saruhan dönemine ait sütun şeklindeki mezar taşları ilk mezarlıkta iken günümüzde yerinde olmadığı tespit edildi. Osmanlı Arşivlerinde Güzelhisar Kazasının geçmişi ile ilgili en eski belge Kanuni Sultan Süleyman dönemine aittir.
Sözünü ettiğimiz yazılı evrak, H.937 (M.1530) yılında düzenlenen defterdir. (3) Bu belgeye göre kazada 254 hane reisi tımara kayıtlı olarak vergi ödemekte, 82 kişi bekâr olarak vergi vermektedir. 102 hane vergi dışı kabul edilmişti. Bu durumda 1860 kişi, civarında bir nüfusun Güzelhisar kazası merkez sınırları içinde yaşadığı tahmin edilebilir.
Osmanlı Döneminde ilk gerçek nüfus sayımı, XIX. yüzyılda yapıldı. Daha önce kaç kişinin bu topraklarda yaşam sürdüğü hakkındaki bilgiler net olmasa da bazı verileri gözden geçirelim Evliya Çelebi 1671 yılında Güzelhisar’da bir gece konaklamıştı. Seyahatnamesinde Güzelhisar’da sekiz mahalle olduğunu ve her mahallede bir mektep olduğunu yazdı. Sekiz mahallenin insanı da sanırım 3000’e yakın bir nüfus topluluğunu bize verir. Evliya’nın eseri birçok kişi tarafından belge olarak kabul gördüğünden bu rakamların doğru olduğunu söylemek gerekir. (4)
Güzelhisar kazası ile ilgili diğer belgelere dayanarak XVII. XVIII. ve XIX. Yüzyılda Güzelhisar-ı Menemen kazasında yaşayan insan topluluğunun kaç kişi olabileceğini araştıralım. Osmanlı Devleti savaş nedeniyle halktan vergi topluyordu. Önce geçici olarak halka yansıtılacağı belirtilen Avârız Vergisi zamanla daimi hale getirildi. H. 1097 (M. 1686) yılında Saruhan Sancağının Hazine-i Amire’de kayıtlı bulunan avarız hanelerine göre, Güzelhisar Kazasına isabet eden vergi 146 Hane, 3 Piyade yekûn 149 olup, Bedel-i mütekaidin 8 nefer olarak gösterilmiş. Fi 35, an yekûn avarız 5215 akçedir. 13 kaza içinde Güzelhisar’ın ödediği vergi ile beşinci sıradadır. Bu belgede gösterilen nüfus 750 kişi civarındadır. (5)
1733 Yılında Güzelhisar-ı Menemen Kazası’na dört adam kalebent olarak gönderilmişti. Daha sonraki yıllarda da bu usul devam ettirildi. Temettü’at Defteri içersinde bunlara örnek olacak bazı isimleri görmek olasıdır. (6)
1821 Yılında Saruhan Sancağı’nda 16 kaza vardır. Güzelhisar-ı Menemen Kazası 11612 kuruş, ödediği vergi ile dokuzuncu sıraya oturtulduğu anlaşılmaktadır. (7)
Osmanlı İmparatorluğu döneminde yapılan nüfus sayımlarının amacı, kent, kasaba ve köylerde yaşayan halkın üzerine kayıtlı olan, tarla, bağ, bahçe ile değirmen, tabakhane gibi iş görülen yerlerin gelir durumunu ortaya çıkarmak birinci gaye idi. Yine ailenin beslediği hayvanlar ile gelir getiren hayvanların ve diğerlerinin sayılarını bilmek, alınacak vergi için önemliydi. Arazide yapılan üretim çeşitleri, tarımı yapılan ürünlerin miktarı, piyasa değeri, aşar vergisinin oranı ve ödenecek değerin bilinmesi devletin maliyesi için çok gerekliydi.
1826 yılında Yeniçeri ocağı kaldırılmıştı. II. Mahmut, “Asakir-i Mansure-i Muhammediye” adıyla yeni bir askeri örgüt oluşturdu. Bu askerin kaynağı Türk gençleri idi. Bu sebeple askere alınacak kişilerin kimliği ve sakin olduğu yer devlet yöneticilerince bilinmeliydi. Adı geçen askeri teşkilat kurulduğu sırada önemli bir ordu daha kuruldu. Ağustos 1834 tarihinde Meclis-i Şurada Padişah II. Mahmut’un riyasetinde bütün sancaklarda ve bağlı kazalarda subaylarla birlikte 1400’er kişilik taburlarla REDİF ALAYLARI meydana getirilecekti. Amaç askerlik çağına gelmiş gençleri kendi bölgesinde eğitmekti. (8) Aydın, Saruhan, Sığla, Menteşe Sancaklarından meydana gelecek bir birlik Aydın eyaletinde kurulacaktı. Aydın Muhassılı Yakup Paşa’ya Müşirlik rütbesi verilerek bu birliğin başına getirilecekti. 1844 yılı Temettü’at sayımında Güzelhisar-ı Menemen Kazasında 39 sıra numarada Redif olarak ikinci taburda Binbaşı olarak kayıtlı, Kurban oğlu Şerif Mustafa’nın adı yazılıdır. (9) Şerif Mustafa Efendi yeni kurulan taburda görevli olan askerdi.
Günümüzde yapılan nüfus sayımlarında ise amaç; eğitim, sağlık ve çevre sorunlarını çözmek için o mahalde yaşayanların sayısı ve özelliklerinin tespiti önemlidir. Mahalli idareler de o beldede oturan kişilere sağlanacak, su, kanalizasyon, arıtma, çöp, ulaşım ve konut, mekân gibi hizmetlere düzen getirmek amacıyla işleri yürütmektedir. (10)
KAYNAKÇA:
1- Necati Çavdar, XIX. Yüzyıl ortalarında Tokat’ta Katolik Ermeniler,
2- BOA Temettü at Defteri, Dosya No: 1998, Fon Kodu: ML. VRD. TMT, d.
3- BOA. 166 No. İle kayıtlı Muhasebe-i Vilayeti Anadolu Defteri,
4- Evliya Çelebi Seyahatnamesi, Türkçeleştiren Zuhuri Danışman C.13, s.78
5- XVI. Yüzyılda Saruhan’da Eşkıyalık ve Halk Hareketleri, Çağatay Uluçay, s.99-100,
6- XVIII ve XIX Yüzyılda Saruhan’da Eşkıyalık ve Halk Hareketleri, Çağatay Uluçay, s.94,
7- Age, s.251-254,
8- Anadolu’da Redif Askeri Teşkilatı, Musa Çadırcı, s.66,
9- BOA. 1998 Sayılı Güzelhisar-ı Menemen Temettü’at Defteri, s.9
10- İzmir’in Nüfus Tahmini, Mümtaz Peker, s.VII,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.