ENERJİMİZİ TÜRKİYE İÇİN KULLANALIM
Yaşar EYİCE / Yeni Vizyon Gazetesi
*- Ne söylersen inanmazlar!
Güzel şeyler yazmak istiyordum...
Ne gezer?
Öyle ki, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde dün altıncısı yapılan, yeni yılın ilk Kabine toplantısında bile ilk ve ana konu Terör idi.
Yıllar önce ‘Türkiye’nin ilk sorunu nedir?’ diye sorduklarında ise ‘Enerji!’ demiştim.
Bunu çok yönlü ve anlamlı bir şekilde kullanmıştım:
Kapı önlerinde elektrik kesintileri yüzünden tavla oynayanları düşünerek söylemiştim.
Bir de gençlerimizin kahve köşelerinden kurtulması ve yüksek enerjilerinden yararlanılmasını düşünmüştüm.
Yıllar sonra konu yine gündemde ama ikinci, üçüncü, ye da bilmem kaçıncı sırada.
Akşam saatlerinde Çeşme’de Emine Elat ile konuştum...
Kaç zamandır, kalça ameliyatı olmak için sıra bekliyor.
‘Nasılsın?’ diye sorduğumda , ‘Soğuktan donuyorum, üç saattir elektriğin gelmesini bekliyorum!’ dedi.
Sonra ilave etti:
Kaç zamandır, elektrik gidiyor ve saatlerce gelmesini bekliyorum.
Kuşadası’ndan Nilgün Hanım face’de soruyordu:
‘Elektrikleler ne zaman gelecek biliyor musunuz?’ diye
Okumuşsunuzdur;
Bu kesintiler yüzünden, ihracatımızı, yani verilen sözleri zamanında yerine getiremediğimiz için büyük maddi kayıplara uğradığımızı...
Ve de kesintilerin büyük ihtimalle sabotaj sonucu oluşabileceğini...
Çünkü yenilenen yüksek enerji hatlarında bile arızalar, kopukluklar oluyor...
Ve ekipler gece gündüz bunları onarmak için mücadele ediyor...
*- Bazıları kesinlikle inanmaz!
Bernard Shaw, ‘Nasılsa inanmak istediklerine inanacaklar, o yüzden kendin ol!’ demiş.
Nazım Hikmet ise şöyle seslenmiş;
‘Onlar ümidin düşmanıdır, sevgilim.
Akarsuyun, meyve çağında ağacın, serpilip gelişen hayatın düşmanı...
Sana düşman, bana düşman,
Düşünen insana düşman,
Vatan ki bu insanların evidir.
Sevgilim, onlar vatana düşman...’
Hacı Bektaş Veli şöyle demiş:
‘Barış varken, savaş niye?
Kardeşlik varken, didişmek niye?
Dostluk varken, düşmanlık niye?
Hoşgörü varken, bağnazlık niye?
Özgürlük varken, tutsaklık niye?
Adalet varken, haksızlık niye?’
Çoğumuzun aklından geçenleri; satırlarında, cümlelerinde nasıl, ne güzel anlatmışlar değil mi?
Daha birçok örnek vermek de mümkün!
Her zaman açık ve net söylüyorum:
Halkı birbirine düşürenler ve bu konuda kutuplaşmaya neden olanlar vatan haini bölücüdürler.
Bunlar provakatörlerdir...
İster bu yandan, ister diğer yandan olsunlar...
*- Kimlerin torunlarıyız!
Şimdi önce Türkiye Barolar Başkanı Metin Feyzioğlu’ndan söz edeceğim.
Terörün hamasetle değil, ancak akılla yenileceğini vurgulayan Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu’nun açıklaması özetle şöyle:
‘Katliamlar, trajediler birbirini izliyor.
Şimdi sormak zorundayız bunları. Türkiye bu belaya nasıl bulaştı? Yunus’un, Mevlana’nın torunları olan insanımızın içinden böylesine katiller nasıl çıktı?
Toplumsal fay hatlarımızın tamamı, sığ siyasetle, oy almak adına kırılmaya çalışılmadı mı?
Toplum mümkün olan her açıdan ayrıştırılmadı mı?
Daha en son, yeni yıl kutlamaları günah ilan edilmedi mi?
Ülke radikal dinci terörün hedefi halindeyken, yeni yıl kutlaması yapanları hedef gösterecek şekilde sorumsuz açıklamalar, yasaklamalar yapılmadı mı?
Toplum, yeni yılı kutlayanlar ve yeni yıl kutlamasını günah kabul edenler diye birbirine düşürülmedi mi?
Yeni yıldan bir gün önceki cuma hutbelerinin konusu yeni yıl kutlamalarının günah olduğu mu, yoksa radikal dinci terörün İslam’a verdiği zarar mı olmalıydı?
Toplumun bir kısmı, ‘Canım onlar da günah olan yeni yıl kutlamasına gitmeselerdi’ diye düşündürecek bilinçaltı mesaj bombardımanına tabi tutulmadı mı haftalardır?
Türk milletinin ortak milli değeri, birleştiren paydası Atatürk’ün heykeli çirkince, hoyratça kaldırılmadı mı?
Teröristin işi bölmek, öldürmek, yok etmek. Ülkeyi yönetenlerin işi, teröriste sömürebileceği malzemeyi vermemek, ortak aklın ortaya çıkmasını sağlamak, bataklığı kurutmak, teröre karşı ülkeyi birleştirmek. Terörist, kendisinden bekleneni yapıyor.
Ya siyaset ne yapıyor?
Ülkemizi yönetenlere sesleniyorum:
Aynı gemideyiz. Terörü hamasetle değil, akılla yeneceğiz.’
Metin Feyzioğlu’nun bu sözleri herhalde çoğunluğun dileğini yerine getiriyor.
Bu arada belirteyim:
Metin Feyzioğlu ile bir kez yan yana geldik.
Hatta o toplantıda, ‘Seni değil ama Turhan Feyzioğlu’nu iyi tanıyorum!’ demiş, bir anımı anlatmıştım.
*- Tuhaf konuşma ve paylaşımlar
39 kişinin hayatını kaybettiği Reina saldırısının ardından, sosyal medyada yapılan birçok paylaşım tepki çekmişti.
Televizyonlarda tuhaf konuşmalar olmuştu.
Bir gazeteciden akıl almaz sözleri duymuşsunuzdur:
'Kim havaya uçurursa uçursun' diyen Serdar Arseven, televizyoda yaptığı konuşmada, Reina katliamına ilişkin kan donduran ifadeler kullandı...
O paylaşımlardan birisi de şuydu:
Türkiye Futbol Federasyonu'na (TFF) bağlı Kütahya il hakemi Süleyman Belli'nin sosyal medya sitelerinden Facebook'ta yaptığına ne demeli?
Hakem Süleyman Belli, saldırının ardından 'Noldu noel babanız hep hediye getirecek değil ya...
İçtiğiniz rakı biralar belki öbür tarafta şefaatçiniz olur dermişim avucunuzu yalayın' paylaşımını yaptı.
Sosyal medyada çok büyük bir tepki toplayan paylaşımın ardından TFF'den de açıklama geldi.
Türkiye Futbol Federasyonu (TFF), resmi sitesinden yaptığı açıklamada hakem Süleyman Belli'nin disiplin kuruluna sevk edileceğini duyurdu.
Hakemlerin, sosyal yaşamı ve davranışları ile futbol camiasını küçük düşürecek tutum sergilemesi, sosyal paylaşım sitelerinde milli, ahlaki ve sportif kültüre aykırı yazı, yorum ve paylaşımlarda bulunması lisans iptaline varan disiplin yaptırımlarına tabidir.
Hakem Süleyman Belli, paylaşımının sosyal medyada çok büyük bir tepki toplamasının ardından, o mesajını sildi, profil ve kapak fotoğraflarını da kararttı!
*- İpler hainlerin elinde
Bunlar aslında Işid ya da terör örgütlerinin amaçlarına hizmet ediyorlar...
IŞİD dayatıyor insanların yaşam tarzına...
Yelpazenin içinde olan bazı zavallılar ise kimisi silahla, kimisi zorla, kimisi de propaganda ile bilerek ya da bilmeyerek alet oluyorlar...
Bu arada unutmamamız gerekiyor...
Hepimizin sorumluluğu var; her adımımızda, her konuşmamızda, her yazımızda...
Tabii ki en fazla siyasi iktidarın sorumluluğu var.
Kesinlikle ve hiçbir şekilde, kim ve ne olursa olsun zemin hazırlanmamalı şer düşüncelilere ve de bölücülere...
Ön yargılı da olmamalıyız..
Yeni Yıl kutlamalarının Noel’le hiçbir ilgisi bulunmadığını, bunun dünyanın her köşesinde olduğu gibi bir eğlence olduğunu belirtmeliyiz.
*- Beklediğim açıklama...
Beklediğim açıklamayı; İzmir Milletvekili, Başbakan Binali Yıldırım yaptı.
Daha doğrusu, Başbakan Binali Yıldırım, vatandaşları’ sosyal medya’yla ilgili uyardı.
Başbakan Binali Yıldırım, ‘Vatandaşlarımızın sosyal medyada sorumlu davranmaları, örgütlerin amacına katkı sağlayacak paylaşımlardan kaçınmaları önem arz etmektedir’ değerlendirmesinde bulundu.
Yıldırım, sosyal paylaşım sitesi Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, ‘Terör örgütlerinin birbirinden farkı yoktur. Hepsinin amacı acımasızca insanları öldürmek, toplumda korku ve endişe oluşturmaktır’ ifadelerini kullandı.
Başbakan Yıldırım, şunları kaydetti:
‘Vatandaşlarımızın sosyal medyada sorumlu davranmaları, örgütlerin amacına katkı sağlayacak paylaşımlardan kaçınmaları önem arz etmektedir. Bilinmelidir ki terörü öven söylemler suçtur ve cezai sonuçları olacaktır.’
Şimdi ben heyecanla milleti ikiye bölmeye çalışan ve bana göre hain olanların hemen yakalanıp, adalete teslim edilerek cezalandırılmalarını bekliyorum, her Türk vatandaşı gibi...
Bunlara aman verilmemeli...
*- Bilmekte yarar var!
Osmanlı İmparatorluğu döneminde Yılbaşı kutlamaları nasıldı?
Osmanlı İmparatorluğu döneminde yılbaşında çam ağacı süsleniyor muydu?
Bu soruların yanıtları şöyle:
Osmanlı döneminde miladi takvim yerine hicri takvim kullanılıyordu, yılbaşı kutlamaları da hicri takvime göre yapılıyordu.
Osmanlı döneminde hicri yılbaşı olması nedeniyle Muharrem ayında padişahlar, ‘Muharremiye’ adı verilen hediyeler dağıtırlardı.
Vakanüvis Ahmet Lütfi Efendi‘nin kayıtlarına göre Osmanlı’da ilk yılbaşı Lale devri padişahı 3. Ahmet döneminde kutlandı.
Örneğin 1 Muharrem 1129 (17 Aralık 1716) tarihinde yeni yıl tebriki için şu beyit yazılıdır :
‘Yazıldı hame-ı kudretle çarha bu tarih Mübârek ola şâhinşâha Mâh-ı sâl-ı cedîd...’
*- Ayrı görüşler
Batı gelenekleri ile de (miladi takvime göre) ilk kez II. Mahmud zamanında yılbaşı kutlandı.
829’da, İngiliz elçisinin Haliç’te büyük bir gemide düzenlediği balonun davetlileri arasında Serasker Hüsrev Paşa gibi Osmanlı devlet ileri gelenleri de vardı.
Ertesi gün Kazasker Yahya paşa, Hüsrev paşaya gecenin nasıl olduğunu sorar.
Hüsrev paşa, ‘Kafir işiydi ama sarayın emri gereği katılmaya mecbur kaldık işte, çatal bıçak gibi mekruh şeyler de kullandık’ diye anlatır ama sultan II. Mahmud’a baloyu öve öve bitiremez.
Hatta elmaslı çatal bıçak takımı yaptırarak hediye etmiştir.
***-
GÜNCEL
Mehmet Boztaş resim sergisi
Ege Üniversitesi Kültür ve Spor Daire Başkanlığı tarafından Prof. Dr. Yusuf Vardar MÖTBE Kültür Merkezi’nde düzenlenen Mehmet Boztaş Resim Sergisi 05 Ocak-05 Şubat tarihinde saat 17.30’da açılacak.
*- UTİKAD basın toplantısı
Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği UTİKAD, lojistik sektörünün 2016 yılı değerlendirmesini ve 2017 yılına dair öngörülerini 3 Ocak 2017 Salı günü (bugün ) InterContinental İstanbul Otel'de düzenlenecek basın toplantısında paylaşacak.
UTİKAD Yönetim Kurulu Üyelerinin katılacağı basın toplantısında UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Emre Eldener, sektör değerlendirmelerini içeren bir sunum yapacak.
*- ‘Dönemden döneme resimlerim’
Her ay düzenlenen sergilerle İzmir’in sanat hayatına renk katan Selçuk Yaşar Sanat Galerisi’nde 2017 yılının ilk sergisi 5 Ocak 2017 Perşembe günü açılıyor.
Galeri yılın ilk sergisinde Türk Resim Sanatı’nın ustalarından biri olan Erol Kınalı’nın ‘Dönemden Döneme Resimlerim’ adlı sergisine ev sahipliği yapacak.
Akrilik ve karışık teknik kullanılan 33 eserin sanatseverlerin beğenisine sunulacağı sergi 28 Ocak 2017 tarihine kadar açık olacak.
*- Daha çok düşünmeliyiz
Bilge Keykubat, ‘ Apelasyon E Dergi Ocak 2017 sayısı gündeme damga vuracak makalelerle yayında’ dedikten sonra şunları söylüyor:
‘İçinden geçtiğimiz sıkıntılı günleri atlatmanın en etkili yolunun okumaktan geçtiğine inananlar olarak amacımız; bilimin ve aklın ışığında, aydınlık bir Türkiye için ülkemiz insanının daha çok okuması, daha çok düşünmesi, daha iyi yorumlayabilmesi için; inatlaşmadan, sen hatalısın demeden doğru bilgiyi tarafsız olarak bilgiyi arayanlara ulaştırmaktır.’ (http://apelasyon.com ).
***-
GICIK
*- Sen birini kandırdığında, o aptal biri olmuyor. Sen karaktersiz biri oluyorsun.
*- Birbirini yiyenler bölüşemez bir dağı! Birbirini sevenler paylaşırlar bir dalı...
*- Bazen çok ararız değil mi? Başımızı yaslayacak bir omuz. Bir de sonuna kadar güvenebileceğin, asla yarı yolda bırakmayacak bir yürek.
*- Zulmeden kişi bu zulmü bana yaptığını sandı. Bana yapılan zulüm gelip geçti. Ama vebali onun boynuna kaldı.
*- En kötüsü de, ‘boşuna çabalıyorum’ hissi!
*- Şeytan kol gezer olmuş, her yerde. Rabbim sen bizi insan kılığına girmiş Şeytan’ın şerrinden muhafaza eyle!
*- Doğru olanı yaptığımda, kaybettiğim kim varsa; ‘yolu açık olsun!’
*- Hiç kimse senin dalgalarla nasıl boğuştuğuna bakmaz. Gemiyi limana getirip getirmediğine bakar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.