• BIST 9549.89
  • Altın 3005.805
  • Dolar 34.5348
  • Euro 36.0249
  • İzmir 20 °C
» »

Başbakan Yıldırım’dan AK Parti Milletvekillerine İftar

Başbakan Yıldırım’dan AK Parti Milletvekillerine İftar
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, "Biz bu terör işini halledeceğiz, bölgedeki yaraları da saracağız, bölgeleri de birer zenginlik merkezi haline getireceğiz." dedi.

AK Parti 22'inci, 23'üncü, 24'üncü ve 25'inci dönem milletvekilleriyle bir otelde düzenlenen iftarda buluşan Yıldırım, iftar sonrası yaptığı konuşmada, 3 Kasım 2002'nin Türkiye için bir milat olduğunu, AK Parti'nin kurucusu, lideri, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın milletin önüne düşerek AK Parti hareketini başlattığını anımsattı. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan'a selam ve saygılarını ileten Yıldırım, dün Ağrı'da binlerce vatandaşla iftar sofrasında beraber olduklarını anlattı. 

Yıldırım, "Türkiye'nin ne güneyi ne doğusu ne batısı ne de kuzeyi ayrılmak istiyor. Birbirleriyle hasım olmak istemiyor. Herkes bu güzel vatanda, bu güzel ülkede bir ve beraber olarak, kardeş olarak aynı ay yıldızlı bayrak altında huzur içinde yaşamak istiyor. Ağrı'daki fotoğraf bunu gösterdi." diye konuştu.

Başbakan Yıldırım, 14 Ağustos 2001'de AK Parti kurulduğu gün Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak." dediğini, aradan geçen 14 yılın, bu sözün nasıl gerçeğe dönüştüğünün en canlı ispatı olduğunu söyledi. 

Hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığını, vesayet düzenini başarıyla sonuçlandırdıklarını, devlet ile millet arasındaki mesafeyi kaldırdıklarını, vatandaşın devleti yanı başında hissettiğini, devletin imkanlarını bütün vatandaşlara adil bir şekilde sunduklarını aktaran Yıldırım, bölgeler arasındaki ayrımcılığı ortadan kaldırarak kavmiyetçilik ve ayrımcılık yapmadıklarını vurguladı.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Yıldırım, bütün vatandaşlara kucak açtıklarını, vatandaşların da bu hareketi kucakladığını belirterek, sözlerine şöyle devam etti:

"Hepimiz birlikte bu şeref tablosunun birer ferdiyiz. Bugün bu vefa akşamında bir araya geldik. Bir kez daha gururla söylemeliyim ki AK Parti davası budur. AK Parti ilk gün hangi heyecanı taşıyorsa, 14 yıl sonra da aynı heyecanı taşıdığını bu akşam bir kez daha bütün milletimize göstermiştir. 14 yıl içinde çok şeyler yaptık. Türkiye'nin yakın tarihine imza atan sizler, milletvekili olduğunuz dönemde Türkiye'nin gelişimi, dönüşümü ve kalkınması için çok büyük değişikliklere, hizmetlere hem şahit oldunuz hem de bu dönüşümün mimarısınız. Örneğin 22. dönem milletvekilleri, hükümetimizin kurulmasından sadece 12 yıl sonra 1987'de başlayan olağanüstü hal uygulamasını ortadan kaldırdık. Bunu bu grup yaptı. 22. dönemin milletvekilleri yaptı. Hepinize çok teşekkür ediyorum."

Yıldırım, 22. dönem milletvekillerinin askeri bir vesayet kurumu olarak algılanan Milli Güvenlik Kurulu'nun yapısını değiştirdiğini, Avrupa Birliği uyum paketleriyle ilgili bir seri kanunu çıkararak bu yönde Türkiye'nin önüne getirilen mazeretleri ortadan kaldırdığını ifade etti.

MİLLETVEKİLLERİMİZ 'CUMHURBAŞKANINI HALK SEÇECEK' DEDİ, NOKTAYI KOYDU

Bu dönemde farklı dillerde yayın yapılmasının önündeki engelleri sona erdirdiklerini, terör örgütünün istismarını ortadan kaldırdıklarını hatırlatan Yıldırım, şunları kaydetti.

"Siyasi partilerin kapatılmasını zorlaştıran, neredeyse imkansız hale getiren demokrasi ayıbını ortadan kaldırdık. Toplantı ve gösteri haklarının kullanılması imkanlarını genişlettik. Bilgi edinme hakkını her bir vatandaşımıza sağladık. Anayasada ölüm cezasıyla ilgili hükümleri kaldırdık. Belediye kanunu değiştirerek hizmette yerellik ilkesi çerçevesinde idari ve mali anlamda yerel yönetimleri güçlendirdik. Bölgeler arası ve bölge içi gelişmişlik farklarını azaltmak amacıyla kalkınma ajanslarını kurduk. Bunlar 22. dönemde yapılan işlerin, reformların küçük bir parçası. 23. dönem ise demokrasiye karşı vesayet odaklarının tekrar harekete geçtiği dönemdir. Hatırlayın elektronik muhtıra, cumhurbaşkanının seçimine yönelik 367 icatları ve parti kapatma davaları. Bunlar 23. dönemde AK Parti iktidarının başa çıkması gereken önemli sorunlar olarak karşımızdaydı. 23. dönem milletvekili arkadaşlarımız bu dayatmalara karşı 'Cumhurbaşkanını halk seçecek.' dedi ve noktayı koydu. Gerekli referandumu millete götürdük ve ilk kez halkın seçtiği Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ı da halkın, milletin cumhurbaşkanı olarak göreve getirdik. Seçimleri 5 yıldan 4 yıla indirdik. Doğru mu, eğri mi yaptık ayrı mesele ama o günün şartları onu icap ettiriyordu, biz de onu yaptık."

23. DÖNEMDE YAPILAN DİĞER DÜZENLEMELER

Başbakan Binali Yıldırım, farklı dil ve lehçelerde reklam yapılabilmesini mümkün hale getirdiklerini belirterek, "Aynen bu milletvekili seçimleri, AK Parti ilk gün iktidara geldiğinde milletvekillerinin lojmanlardan vazgeçmesine benziyor. Biz vazgeçtik ama bürokrasi asla vazgeçmedi." dedi. 

1 Mayıs'ı kavga günü olmaktan çıkararak Emek ve Dayanışma Günü olarak resmileştirdiklerini, böylece istismarı ortadan kaldırdıklarını ifade eden Yıldırım, EMASYA protokolünü kaldırdıklarını, 12 Eylül anayasa değişikliğini halk oylamasıyla gerçekleştirdiklerini belirtti. 

Yüksek Askeri Şura kararlarını yargıya açtıklarını, sivillerin askeri mahkemede yargılanması uygulamasına son verdiklerini söyleyen Yıldırım, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru imkanı getirdiklerini anımsattı.

Yıldırım, kişisel verileri koruma altına aldıklarını, Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi'ni başlattıklarını, demokratikleşme sürecini sekteye uğratan 12 Eylül darbesine sebep olanların yargılanmasının yolunu açtıklarını belirtti.

24. dönemde de Çözüm Süreci'ni başlattıklarını, Anayasa Mahkemesine bireysel başvurunun yürürlüğe girdiğini anlatan Yıldırım, eğitim sistemini yeni baştan ele alarak 4+4+4 sistemini getirdiklerini söyledi.

TRT'nin Kürtçe yayın yapmasını sağladıklarını, 18 yaş altı çocukların ücretsiz sağlık yardımı almalarını ve genel sağlık sigortasını hayata geçirdiklerini anımsatan Yıldırım, orta öğretimde öğrencilerin başörtüsüyle eğitim hakkını kullanmasının önünü açtıklarını, kamu görevlileri üzerindeki kılık kıyafet baskısını ortadan kaldırdıklarını dile getirdi.

DGM'leri kapattıklarına, özel yetkili mahkemeleri de kaldırdıklarına işaret eden Yıldırım, yerleşim birimlerine eski isimlerinin verilmesinin yolunu açtıklarını, üniversitelerde kılık kıyafet serbestisi getirdiklerini ifade etti.

Yıldırım, Emekli Sandığı, BAĞKUR, SSK gibi emeklilik sistemlerinin farklılıklarını ortadan kaldırdıklarını ve tek bir sosyal güvenlik sistemi çatısı oluşturduklarını aktararak, "SGK'yı kurduk, genel sağlık sigortası uygulamasını getirdik. Böylece, 78 milyon vatandaşımız, herkes bir şekilde sağlık sigortasına kavuşmuş oldu. Memurlara toplu sözleşme imkanı getirdik." ifadesini kullandı.

KÖYDES projesinin, köylerin alt yapısını desteklemek için hayata geçirildiğini ve böylece 50 bin köyün temel ihtiyaçlarını karşıladıklarını ifade eden Yıldırım, BELDES projeleriyle de belediyeleri mamur hale getirdiklerini bildirdi.

Yıldırım, şehit ve gazilerin en az iki yakınına işe girme imkanı sağladıklarını ve köye dönüş projesinin uygulamasını başlattıklarını ve mağdur olan hak sahiplerine ödeme yaptıklarını söyledi.

AK PARTİ'Yİ İÇERİDEN KARIŞTIRMAK İSTEYENLER HER DÖNEMDE ELİ BOŞ DÖNMÜŞTÜR

Terör nedeniyle veya terörle mücadele sonunda zarar gören vatandaşların zararlarının yolunu yargıya gitmeden anlaşma yoluyla giderilmesinin yolunu açtıklarını anımsatan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu şerefli vatan görevini AK Parti çatısı altında 2002'den bugüne kadar sizler yaptınız. Türkiye'yi bu noktaya getiren, Türkiye'nin kalkınmasının, gelişmesinin mimarları sizlersiniz. Böyle bir ailenin mensubu olmaktan duyduğum bahtiyarlık sonsuzdur, sizlere bir kez daha teşekkür ediyorum. Partimizin ve sizlerin güveniyle bu ağır sorumluluğu bir o kadar da onurlu sorumluluğu almış olmanın ne anlama geldiğini biliyorum ve bunun için çok çalışmamızın, çok daha yapacak işimizin olduğunun da farkındayım. Ama rahatım, müsterihim çünkü böyle bir grubum var. Eskisiyle yenisiyle, AK Parti ailesi olarak bizim geçmişte olduğu gibi bundan sonra da üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir sorun yoktur. AK Parti'yi içeriden karıştırmak isteyenler her dönemde eli boş dönmüştür. Bundan böyle de bu gibi yollara tevessül edenler AK Parti grubunun onurlu ve dik duruşu karşısında elleri boş dönmeye mahkumdur.”

Yıldırım, "AK Parti davasının önünde bundan böyle çok daha önemli işler bulunduğunu" söyledi. 

Türkiye'nin bugün önemli sıkıntılarla karşı karşıya kaldığına dikkati çeken Yıldırım, "Bir yandan etrafımızda devam eden istikrarsızlıklar, savaşlar yerlerinden, yurtlarından edilen milyonlarca insan ve bütün bunların ortasında güven ve istikrarla ayakta duran, ayakta durmakla kalmayan, mağdur, mazlum insanlara kucak açan bir Türkiye var" diye konuştu. 

Bölgede sorumluluklarının çok ağır olduğunu belirten Yıldırım, "Bundan böyle politikamız bir yandan bölgede var olan anlaşmazlıkları sona erdirmek için elimizden gelen gayreti göstermek, Akdeniz'i, Karadeniz'i kuşatan bütün komşumlarımızla dostane ilişkilerimizi daha da geliştirmektir. Yeni dönemdeki hedefimiz, dostlarımızın sayısını artırmak, düşmanlarımızın sayısını azaltmak olacaktır. Bu doğrultuda çalışmalarımıza hız kesmeden devam edeceğiz." ifadelerini kullandı. 

Sorunlarının bununla sınırlı olmadığına işaret eden Yıldırım, "Dünya küçülüyor, her anlamda küçülüyor, iletişimin gelişmesi dolayısıyla dünyanın her köşesinde neler oluyor, neler bitiyor ve bu olan olaylar arasındaki kamuoyu görüşleri artık günlük, haftalık değil, anlık şekilde değişiyor. Onun için bizim de sadece iyi işler yapmamız, sürekli doğru kararlar vermemiz yetmez. Dış dünyaya karşı haklılığımızın en iyi şekilde anlatabilecek araçları da geliştirmemiz gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu. 

Başbakan Yıldırım, ülkenin, birlik, beraberlik, beka mücadelesi verdiği bugünlerde dost bildikleri bazı ülkelerin, kendileriyle değil, askeri, polisi, korucuyu, sivil vatandaşları öldüren, onları yok etmeye çalışan bölücülerle daha çok haşır neşir olduklarını bunun da gözlerinden kaçmadığını vurguladı.  

"Biz onlara sitem etmek yerine birinci görevimizin, ülkemiz içerisinde bu şer odaklarını ortadan kaldırmak olduğunu biliyoruz" ifadesini kullanan Yıldırım, "Bu konuda milletimiz rahat olsun bu terör belasını da Türkiye'nin gündeminde en alt sıraya indireceğiz" dedi. 

Türkiye'nin terörle konuşulmasını istemediklerini söyleyen Yıldırım, "40 yıl geçti, yeter artık, enerjimizi gelecek için, genç kuşaklar için daha fazla projeler yapmaya, daha güzel eserleri onları hazırlamaya harcayacağız. O yüzden biz bu terör işini halledeceğiz. Bölgedeki yaraları da saracağız, bölgeleri de birer zenginlik merkezi haline getireceğiz. Ama gün gelecek bu taşeronların sırtını sıvazlayan, dost bildiğimiz o ülkeler yüzümüze bakmaya utanacaklar, o hale getireceğiz. Bunu da inşallah milletimiz görecek." şeklinde konuştu. 

Türkiye'nin AB'ye girme sürecinin yarım asrı geçtiğine dikkati çeken Yıldırım, "Adeta bir ömür, daha ne kadar devam edecek?" ifadesini kullandı.

Binali Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

"64. Hükümet döneminde Genel Başkanımız, Başbakanımız Ahmet Davutoğlu, kendisi AK Parti iktidarında Cumhurbaşkanımızdan sonra görev aldı, 20 ay boyunca Türkiye'de hizmetlerin daha ileri götürülmesi, reformların daha da ileri götürülmesi için gayret gösterdi, kendisine de bu vesileyle teşekkürlerimi sunuyorum. Şimdi vize muafiyeti var, bu anlaşmayı 2013'te o zaman Egemen Bey (Bağış) Avrupa Birliği Bakanı, Dışişleri Bakanı Ahmet Bey (Davutoğlu), oturduk, bunlar konuşuldu ve kararı verildi. 2016 Ekim'i vize muafiyeti normalde yürürlüğe girmesi gerekirdi.

Avrupa Birliği ile şöyle bir anlaşmaya varıldı. Şu mülteciler konusunda Yunanistan'a Ege Denizi'nden giden mülteciler Avrupa Birliği için çok büyük tehdit oluşturuyor, dolayısıyla bu mültecilerde Türkiye daha etkin rol alırsa, bu mülteci akınını frenleyebilirse, biz de buna karşılık vize muafiyetini haziran sonuna çekebiliriz. Tabii bu kadarla sınırlı değil, 72 tane daha bizim yerine getirmemiz gereken şartlar vardı. Gece-gündüz demedik, parlamentoyu çalıştırdık ve bu şartları yerine getirdik. Tam karar beklerken bir ses geldi Avrupa Birliği'nden 'Efendim terörle mücadele kanunun değiştirmeniz lazım'. Niye? Teröristlere çok sert muamele yapıyormuşuz, 'Onlara biraz daha insancıl muamele yapın'. Yani çocukları, yaşlıları öldürenlere gül verelim. Akla ziyan bir talep, kusura bakmasınlar Türkiye'yi ne zannediyorlar. Vize muafiyeti verecekler diye biz ülkemizin, milletimizin birliğini, beraberliğini, bölünmez bütünlüğünü tehlikeye atan, korku salan canlı bombalarla masum insanları infilak ettiren bu ölüm makinalarına müsamaha mı göstereceğiz? Bunlar bizim aklımızla akılları sıra alay etmeye çalışıyorlar."

TÜRKİYE'NİN BAĞIMSIZLIĞINDAN DAHA ÖNEMLİ BİR ŞEY YOK

Başbakan Yıldırım, "Avrupa Birliği şunu bilmelidir ki Türkiye'nin bağımsızlığından, toprak bütünlüğünden daha önemli hiçbir şey yoktur, Avrupa Birliği üyeliği de dahil buna. Varsın olmaz olsun vize muafiyetleri. Biz yıllarca bunun mücadelesini verdik, Avrupa Birliği'nin dedikleri olsun diye değil, kendi milletimizin ihtiyaçlarını görmek için yaptık, demokrasimizi geliştirmek için yaptık, insanımızın hayat kalitesini artırmak için yaptık, yaşamını kolaylaştırmak için yaptık ama Musa Musa bu kadar da uzun boylu değil, kusura bakmasınlar." ifadelerini kullandı.

Taahhütlerini yerine getirdiklerini, AB'den de dürüst davranış beklediklerini ifade eden Yıldırım, "İç siyaseti, içerisindeki problemleri Türkiye ile çözmeye çalışmasınlar, kendi işlerini düzgün yapsınlar, Türkiye'yi iç siyasetlerine malzeme yapmasınlar" dedi. 

BUYURUN CENAZE NAMAZINA

"Düşünebiliyor musunuz, Türkiye ne kadar büyük bir ülke?" diyen Yıldırım, "İngiltere'de referandum olacak, konu Türkiye; Almanya'da seçim olacak, konu Türkiye; Fransa'da seçim olacak, konu Türkiye. Bu iyi birşey de ölçüyü de kaçırıyorlar. Cameron (İngiltere Başbakanı), '3 bin yıl geçse Türkiye Avrupa Birliğine giremez'. Buyurun cenaze namazına. Peki o kadar iyi birşey de bu Avrupa Birliği siz niye çıkmaya çalışıyorsunuz? Onun cevabını ver bakalım" değerlendirmesinde bulundu.

İngiltere'de İşçi Partisi milletvekili Jo Cox’un uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybettiğini anımsatan Yıldırım, "Bir milletvekilinin hayatı bu uğurda gitti. Bizde olsa acaba neler derlerdi bunlar? Onun için kimse kusura bakmasın, Türkiye'ye kimse nizam, intizam, istikamet vermeye kalkmasın." dedi.

Yıldırım, Türkiye olarak 53 yıl önce verdikleri sözün arkasında olduklarını vurgulayarak, "Türkiye verdiği sözlerde asla ve asla tornistan yapmadı. Aynı şeyi Avrupa Birliğinden de bekliyoruz. Bakıyoruz şimdi tornistana geçtiler, tornistan iyi bir şey değil, tornistanın sonunda kaza olabilir, kaza riski olabilir. Onun için gün samimiyet sınavından geçme günüdür. Avrupa Birliği bir samimiyet testindedir. İnşallah bu kez de bir hayal kırıklığı ile bu iş sonuçlanmaz." diye konuştu.  

Yıldırım, AK Parti'nin iktidara geldiğinden bu yana bütün partilerin "yeni anayasa" dediğini hatırlattı. Başbakan Yıldırım, "Demeyen var mı, hatırlıyor musunuz? Hepsi istisnasız, 'Darbe anayasasından kurtulalım, Türkiye'nin yeni anayasası olsun. Bu Anayasa artık Türkiye'nin ihtiyacını görmüyor, Türkiye'nin bedenine dar geliyor.' Basma kalıp lafları her seçim öncesi partiler meydanlarda söylüyor, seçim sonrası ses yok." diye konuştu.

Yeni anayasa yapımına ilişkin kendilerinin de söylemlerinin olduğunu belirten Yıldırım, şunları söyledi:

"Ama diyoruz ki 'Buyurun beraber yapalım' Çünkü bu anayasa 79 milyonun, herkesin, 'Ben de bu anayasanın içinde varım' diyeceği bir anayasa yapacağız. Bunu da milli iradeyle yapalım. Türkiye milletin iradesiyle Meclis'in çatısı altında bugün anayasa yapmayıp ne zaman yapacak? İlla bir darbeyle mi anayasa olacak? Bu Türkiye'ye yakışmaz diyoruz. Bunun için her türlü fedakarlığı grubumuz yaptı. Eşit sayıda temsilde müzakereler yaptık. Konuştuk, ettik sonunda yine bir şey yok. Bir kez daha diyoruz ki muhalefet partilerine çağrımız şudur, buyurun gelin, Türkiye'yi bu vesayet, bu yamalı bohça olmuş Anayasa'dan kurtaralım ve şu sistem sorununa da çözüm bulalım."

KONUŞMAK SİZİN İŞİNİZ KARDEŞİM

Yıldırım, "Başkanlık sistemi fiilen başlamıştır." dediğinde birilerinin hop oturup hop kalktığını ifade ederek, "Kardeşim siz değil misiniz 367 icadını yapan? Yapmasaydınız bunları konuşacak mıydık?" diye sordu.

Vatandaşın cumhurbaşkanını oy vererek seçtiğini hatırlatan Başbakan Yıldırım, şöyle konuştu:

"Vatandaş seçmiş, 21,5 milyon vatandaş oy vermiş. Cumhurbaşkanı'na diyeceksiniz ki 'Cumhurbaşkanı karışmasın.' Var mı öyle yağma? Vatandaşın önüne gitmiş oy istemiş, hesabını siyaseten verecek. Onun için fiilen başkanlık sistemine geçilmiştir Türkiye'de. Yapılacak şey anayasa ile fiili durumu uygun hale getirmektir. Eninde sonunda bu olacaktır. Bunun başka çaresi de yok. Aklın yolu bir. Kılıçdaroğlu diyor ki 'Amerikan sistemine varsan ben varım.' 'Varız' dedik. Bu sefer 'Sen Amerikan sistemini biliyor musun?' Kılıçdaroğlu ilkokul çocuğu bile biliyor, sen Türkiye'nin sorunlarıyla uğraşmazsan, gider orada burada memleketi şikayet edersen tabii ki bu konulardan bihaber olursun. Biz ülkemize uyacak bir anayasa istiyoruz ama Amerikan sistemini beğeniyorsa Kılıçdaroğlu, ona da varız. Buyursun, onu da getirelim. Orada diyor, 'Meclis'te temsilciler çok konuşur. Hatta biri 25 saat konuştu' Konuşmak sizin işiniz kardeşim. Buna bir itirazımız yok, zaten konuşuyorsunuz. Konuşmada uzmanlığınız artık dünyada ün saldı. Çünkü iktidar vermiyor vatandaş."

Vatandaşın herkese bir görev verdiğini dile getiren Yıldırım, "AK Parti'ye 'Siz çalışın' muhalefete de diyor ki 'Siz de konuşun' Bunda bir terslik yok. Başkanlıkta daha çok konuşursunuz. Çünkü Meclis artık denetim, yasa yapacak, bütçeyi denetleyecek, başkan da ekibiyle icraat yapacak. Bu kadar basit. Neye faydası olacak? Koalisyon olmayacak, her seferinde tek başına iktidar olacak, aynen belediye başkanlığı gibi." ifadelerini kullandı.

Başbakan Yıldırım, yerel seçimlerde belediye başkanı için ayrı, belediye meclisi üyeleri için ayrı pusulaların oylandığını hatırlatarak, şunları kaydetti:

"Başkan seçiliyor, kendi ekibini kuruyor, çalışıyor. Meclise de dosyalar götürüyor izah ediyor, bütçe götürüyor onların onayını alıyor. Mecliste her parti var, konuşuluyor, görüşülüyor sonunda bazıları kabul, bazıları reddediliyor ama iki başkan yok, tek başkan var. Bizimkiler bir de 'eş başkanlık' falan, 'öz yönetim' çıkaranlar,  böyle zırvalar da var biliyorsunuz. Bunlar böyle gelişmiş demokrasilerde yok, korsan işler yok. Her şey milletin iradesiyle milletin kararıyla olur."

HER ŞEY DAHA GÜZEL OLACAK

Başbakan Yıldırım, milletin vermediği bir yetkinin kullanılamayacağına işaret ederek, "Biz milletin verdiği yetkiyi sonuna kadar kullandık, kullanmaktan da hiç imtina etmedik. Elektronik muhtıra getirenlere hemen iadeli olarak postaladık, geri gönderdik. Çünkü bize emir verecek tek merci var millettir, milletten başka kimseden emir AK Parti almadı, bundan sonra da almaz." dedi. 

Demokrasinin gelişmesiyle siyasetin alanının, sivil toplumun demokrasiye katılımının geliştiğini aktaran Yıldırım, Türkiye'nin her anlamda emin adımlarla ilerlediğini söyledi. 

Dünyanın küçüldüğünü, büyüme oranının yüzde 2,5'e çekildiğini ifade eden Başbakan Yıldırım, Türkiye'nin bütün olumsuzluklara rağmen ilk çeyrekte yüzde 4,8 oranında büyüdüğüne dikkat çekti.

Yıldırım, işsizliğin azalma eğilimine girdiğini, parasal göstergelerin denge, istikrar içinde devam ettiğini ifade ederek, mali disiplini uygulayarak ekonomiye daha çok yoğunlaşacaklarını anlattı.

"Yatırımcının, üretenin, iş-aş sağlayanın önüne turkuaz halı sereceğiz" diyen Yıldırım, paket hazırladıklarını, yatırımcının önündeki engelleri teker teker kaldıracaklarını söyledi. Bununla ilgili reform niteliğindeki düzenlemenin gelecek hafta Meclis'e geleceğini bildiren Yıldırım, "İnşallah her şey daha güzel olacak. Yeter ki birliğimiz, beraberliğimiz, kardeşliğimiz daim olsun, tıpkı bugünkü gibi. Sizlere çok teşekkür ediyorum bu vefa iftarında, en güzel vefa örneğini gösterdiniz. Hepimizin bir araya gelmesine, birbiriyle hasret gidermesine vesile oldunuz." dedi.

Yıldırım, eski milletvekillerinin yaklaşan Ramazan Bayramı'nı da kutlayarak ülke, millet, gelecek için hayırlara vesile olmasını temenni etti.

İzlenme: 8179
  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu videoya henüz yorum eklenmemiştir.
Tüm Hakları Saklıdır © 2004 | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 232 616 28 78 Faks : 0 232 616 28 78